ER-RÂHMAN
Allah Teâlâ'nın güzel isimlerinden ve sıfatlarından biri.
Rikkat, ihsan, bağışlama, acıyıp esirgeme anlamlarına gelen rahmet kelimesinden türemiş olan Rahmân, mübalağa sigalarından olduğundan rahmetin en yüce derecesiyle muttasıf olan demektir.
Rızıkları, ihtiyaçları ve her türlü iyilikleri ihsan hususunda rahmetini mahlukatından (yaratıklarından) hiç esirgemeyen anlamında olan Rahman, Rahîm isminden daha geniş kapsamlı bir mana ifade eder.
Kur'an'ın ilk ayeti olan Besmeledeki Rahmân ve Rahîm sıfatları arasındaki fark, Allah Teâlâ, Dünyanın Rahmanı ve Ahiretin Rahimidir, cümlesinde veciz bir şekilde dile getirilmektedir.
Kur'an-ı Kerim'de daima eliflamlı olarak (belirli) Er-Rahmân şeklinde geçen bu ilâhî sıfat Allah'ın ikinci bir ismi durumunda kullanılmıştır.
er-Rahmân vasfı gereği Cenab-ı Hakk, dünyada bütün canlılara, mümin-kâfir ayırımı yapmaksızın bütün insanlara, şefkat ve merhametle davranmayı kendi nefsine farz kılmıştır.
Kur'an'da insanlar için hiç kullanılmayan er-Râhmân ismi, ilahî kelâmın elli yedi yerinde geçmektedir.
Kur'an'da bu isimle bir de sure vardır: er-Rahmân Suresi. Bu surede Allah Teâlâ; İnsanlar, Cinler ve Hayvanlar için rahmet olarak yarattığı nimetleri saymakta, İns ve Cinnin, bunların kıymetlerini bilip nankörlük etmemelerini defaatle vurgulamaktadır
ER-RAHMAN, ER-RAHİM
Rabbimizin “Rahman” ismi Kur'an-ı Kerim'de 57 defa tekrarlanmıştır. “Rahim” ismi ise 115 defa tekrarlanmıştır. Yalnız Tevbe suresinin 128 inci ayetindeki “Rahim” Peygamberimizin sıfatı olarak verilmiştir. “Rahman” ismi kullarından hiç birine verilmez. “Rahim” ise insanlara isim olarak verilebilir.
“Rahman”: İyilere de, kötülere de rahmet eden. Yani yarattıklarının hepsine merhamet eden manasınadır.
“Rahim” ise: “ahirette yalnız mü’minlere merhamet edendir” manasındadır.
“Allah mü’minlere karşı çok merhametlidir”buyurur [19] Bakara 249'da bir sadaka için yedi yüz kat sevap vereceğini vad'ediyor. İşte bu, Rabbimizin bize rahmetidir. Rahman olan Rabbimiz bu dünyada Mü’mine de, kafire de rahmetiyle muamele ediyor. İkisinin de toprağa attığı buğdaya on, yirmi, otuz, elli kat fazlasıyla buğday veriyor ama Mü’minlerden ihtiyaç sahiplerine yardım için verdiği bir iyiliği yedi yüz kat yapıyor.
Her Müslüman günde birçok defa “Bismillahirrahmanirrahim'derken Allah, Rahman ve Rahim isimleriyle zikir ve dua etmiş olur. Rahmana iman eden bir Mü’min yaratılanlara karşı merhametli olmak durumundadır.
Eğer; Allah, Rahman, Rahim isimleri rahmet damlaları gibi kişinin kalbini yumuş atamıyorsa o zikirden faydalanmıyor demektir. İman bir rahmettir. Mü’min insan, Allah'ın bütün kullarının iman edip cehennemde yanmaması için çırpmmalıdır. Evden kaçan yavrusuna yanan anne yüreği gibi yanarak imana gelmesi için yal varmalıdır. Aç insan veya hayvan gördüğünde kendi karnıymış gibi onu doyurmak. Ciğer taşıyan her canlının derdine deva olmalıdır.
İnsanların imana giden yolunu kesen, onları cehenneme atmak için kurumlaşan, imansız eşkıya güruhuna karşı verdiği mücadele de merhametin eseridir. Kendini yakmak için üzerine benzin döken kişiyi kurtarmak için yalvaran ve kurtarmaya çahşan polis veya itfaiye erinden daha fazla yanan yürekle imansızların imana gelmesi için gayret göstereceğiz.
Rahmanın öğrettiği Kur'an'ı, insanlığa öğretmemiz Rahman'a imanımızın eseridir. er-Rahman suresini okuyalım.[20]