SEMBOLLERLE YAHUDİLİK MASONLUK BAĞLANTISI
Bu sembollerin hangi kaynaktan geldiğine baktığımızda bu sistemin tamamen materyalist bir felsefeyi ve Kabala öğretisini ifade ettiğini görmekteyiz.
Pek çok kuruluşun ambleminde yer alan bu semboller, oradaki mason hakimiyetini diğer masonlara haber verir.
Başka mason kaynaklarında ise sembolizm önemi şu şekilde anlatılmaktadır:
"Masonların kendilerine özgü işaret ve alametleri vardır. Bunların ifade ettiği mana, ancak mason olmakla öğrenilir.
Masonlar bu sayede dünyanın her yerinde lisanından bir kelime bilmeseler bile, bulundukları memlekette kendilerini tanıtabilirler." (Şakül Gibi, 1929 s.19 c..2 sf.24)
Masonlukta Derece Sistemi
"Karanlık bir odada, yarı uyur durumda bulunduğunuz sırada, birisi gelip elektriği yaksa, bunu istemezsiniz. Gözleriniz karanlığa alışık olduğu için, fazla ışıktan müteessir olur, ışığın önce az gelmesini sonra kuvvetlenmesini istersiniz. İşte masonların yaptığı da budur: Işığı uykulu gözlere yavaş yavaş vermek." (Türk Mason Dergisi,sf 3036)
Masonlar dışarıya karşı büyük bir özenle gizledikleri sırlarını, kendi üyelerine de birden açıklamazlar.
Masonluk, sırlarını üyelerine telkin ederken, Kabalizmden kaynaklanan bir dereceleme sistemi kullanır. Bu derecelerle yeni mason, sistemli bir şekilde eğitilir. Ya da masonik deyimle, "Işık, uykulu gözlere yavaş yavaş verilir."
Bu derecelendirme sistemi mason kaynaklarında şöyle anlatılır:
"Masonlarda sır yok değildir. Bu müessesede gizli şeyler vardır. Müptediler, (masonluğa yeni girmiş birinci dereceli masonlar) yalnız birinci dereceye mahsus rumuz ve işaretleri bilirler. Ondan sonra da terfi ettikleri derecenin rumuz ve işaretlerini öğrenebilirler. Demek oluyor ki, derecelere göre, masonlar arasında bile gizli rumuz ve işaretler vardır." (Büyük Şark Dergisi, s.15, sf. 19)
Her derecenin kendine has sırları vardır. Dereceler içinde giderek yükselen mason, masonluğun gerçek anlamını çok sonraları öğrenecektir.
İlk derecelerdeki masonlar, masonluğun gerçek felsefesini bilmeden, bu örgüte hizmet ederler. Yalnızca kendilerine verilen emirleri, çoğu kez amacını fark etmeden uygularlar. Bu sayede masonluk, iç yüzünü çok iyi gizleyebilmiştir. Mimar Sinan dergisi, masonların kurdukları bu sistemi şöyle anlatıyor:
"Bütün masonik merasimlerin ortak bir içeriği vardır. Derecesine göre her mason, bir sırrın ve bir misyonun (görevin) taşıyıcısı kılınmıştır. Her kardeş bu sırrı muhafaza etmek, onun bekçisi olmak, kendinden istenecek görevleri, yani bir misyonu yerine getirmekle yükümlüdür." (Mimar Sinan Yıl 4 s.16 sf.14)
Masonlar, derece sistemini bir başka kaynakta da şöyle anlatırlar:
Ünlü besteci Amadeus Mozart'ı bir mason toplantısında gösteren tablo, Viyana'daki Tarih Müzesi'nde sergilenmektedir.
"Masonlukta sır olarak nitelendirilen şeylerin başında, masonik işaretler, sözcükler ve simgelere verilen anlamlar gelir. Ezoterik (gizemci) sistemin gereği olarak bunlar bir alt derecedeki masonlara bildirilmez." (Büyük Mason Mahfili Yayınları, No:4 Sözlük İst. 1982)
Aşağıdaki ifadeler ise yeni bir masonla, üstad-ı azamı arasındaki diyaloğu göstermektedir:
"Efendim, üstadım, hepsini anladım, iyi, güzel, fakat şu bizim mesleğimizin bu kadar derecelere ayrılması ve bunların aralarında bu kadar seneler olması ne oluyor? Neden bu bir dereceden ibaret olmuyor? Hiç olmazsa üç dereceden... neden bu mesleğe girenler mesleğin anlatmak istediği gerçekleri ilk günden itibaren görmesinler? Neden onları bir din kitabı gibi, bir felsefe tarihi gibi, bir sosyoloji eseri gibi okumasınlar? Anlayamaz mıyız?
Üstad-ı azam: Biz size otuz üç derecenin içerdiği gerçekleri nasıl, niçin birdenbire verelim? Hem bu yalnız masonluk prensiplerini dereceli bir surette ruhlara sindirmek meselesi değil, aynı zamanda bir istifade meselesidir. Öyleleri vardır ki, bu mesleğin fikirlerini kavrayamayacaklardır.
O gibileri denemeye ve daha sonra ayırmaya tabi tutmak ve gerektiğinde kabiliyetinin sınırlarından ileriye aşmasına engel olmak, hatta gerekirse topluluk dışı bırakmak lazım gelir. Halbuki senin dediğin olursa tehlikeli adımlar atılmış olur." (Büyük Şark 1933, No.10, sf.16-17)
Bu diyalogda görüldüğü gibi, masonluğu özümleyecek yapıya sahip olmayanlar, ileri derecelere yükselemezler. Masonik felsefeyi tam kavrayamayanlara sırları açmak, masonların deyimiyle, "tehlikeli adım" olacaktır.
Masonlar için 27. derece çok önemlidir. Bir masonun 27. dereceyi aşabilmesi için bütün dini inançlarını, dünya görüşünü terk etmesi gerekir. Çünkü bu noktadan sonra mason, Kabala esaslarını çok detaylı olarak öğrenecektir.
Kabala Kaynaklı 33 Derece
Masonlar, Kabala mistisizminden kaynaklanan 33 basamaklı bir derece sistemi uygularlar. Her derecenin kendine has sırları vardır. Mason, her yeni derecede yeni sırlar, yeni "hikmetler" öğrenir. Dini inançların yavaş yavaş yok edilmesi derece sisteminin en önemli fonksiyonudur.
Masonlar, derece sistemiyle verilen masonik eğitimi şöyle anlatırlar:
"Ham taş insan zihnidir. Çekiç telkindir. Aslında iradeyi bilinçlendirip kıvama getiren telkinden başka bir şey değildir. Nasıl çekiç darbeyle ham taşı yontarsa, telkin de tıpkı onun gibi zihni yontar." (Mason Dergisi, Sayı 23-24, sf. 45)
Masonluğun en büyük sırlarından olan kara büyü buradan sonra devreye girecektir.