KUTSAL KİTAP’IN
MESAJI - 2
Dr. Bruce A. McDowell
Çeviren: Seyfettin Kültürel
THE MESSAGE
OF THE HOLY BOOK OF GOD
CONCERNING THE TRUE PATH TO LIFE
Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm.
Eskiden beri var Olan'ın yanına doğru ilerledi,
O'nun önüne getirildi.
O’na egemenlik, yücelik ve krallık verildi.
Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik,
krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır.
(Daniel 7:1314)
BÖLÜM 1:
TANRI’NIN KUTSAL KİTAP’INA GİRİŞ
BÖLÜM 2:
TANRI KİMDİR?
BÖLÜM 3:
TANRI’NIN İNSANLIĞA EĞİLMESİ
BÖLÜM 4:
TANRI, İSA MESİH’TE AÇIKLANDI
BÖLÜM 5:
TANRI BİZDEN NE İSTER?
BÖLÜM 6:
DOĞAMIZ VE GÜNAH
BÖLÜM 7:
TANRI’NIN GÜNAHA TEPKİSİ
BÖLÜM 8:
İSA MESİH VE TANRI’NIN KRALLIĞI
BÖLÜM 9:
MESİH İSA’NIN YETKİSİ
BÖLÜM 10:
TANRI’NIN SAĞLAYIŞI ÖNCEDEN BİLDİRİLDİ
BÖLÜM 11:
MESİH İSA’NIN GÖREVİ ÖLÜMÜ
BÖLÜM 12:
MESİH İSA’NIN GÖREVİ DİRİLİŞİ
BÖLÜM 13:
MUSA GİBİ BİR PEYGAMBER
BÖLÜM 14:
KRALLIĞA GİRİŞ
BÖLÜM 15:
İMANIN GÜVENCESİ
BÖLÜM 6
DOĞAMIZ VE GÜNAH
İNSANLIĞIN DÜŞÜŞÜ:
Tevrat’ın ilk 5 bölümünde, Tanrı’nın erkeği ve kadını nasıl yarattığı, onlara ne tür bir sorumluluk verdiği ve onların Tanrı ile sahip oldukları ilişkiyi nasıl düşerek bozdukları anlatılmaktadır. Bu bozulmuş olan ilişki, insanlık için sıkıntılı olacak olan sonuçlara sahipti:
Yaratılış 1:27
Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
Not:
“suret” Bunun anlamı bizim Tanrı’ya biçimsel olarak benziyor olmamız değildir. Fakat Tanrı insanı bilgelik, yaratma, doğruluk ve gerçek kutsallıkla birlikte olacak şekilde, kendi ruhsal benzerliğinde yaratmıştır. İnsan, Tanrı ile ve diğer insanlarla haberleşebilecek, diğer hiçbir canlının yapamayacağı şekilde Tanrı’ya tapınıp O’nu yüceltebilecek yetenekte ruhsal bir varlık olarak diğer yaratılışın geri kalanından farklı ve ayrık bir yapıdadır.
Yaratılış 1:28
Onları kutsayarak, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.
Not:
İnsan, Tanrı’nın yaratmış oldukları üzerinde hakimiyet kurma imtiyazına sahiptir.
Yaratılış 2:
15 RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.
16 Ona, "Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin" diye buyurdu,
17 "Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün."
Yaratılış 3:
1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin dedi mi?" diye sordu.
2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,
3 "Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi."
4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,
5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."
6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.
7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar.
Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.
9 RAB Tanrı Adem'e, "Neredesin?" diye seslendi.
10 Adem, "Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim" dedi.
11 RAB Tanrı, "Çıplak olduğunu sana kim söyledi?" diye sordu, "Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?"
12 Adem, "Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim" diye yanıtladı.
13 RAB Tanrı kadına, "Nedir bu yaptığın?" diye sordu. Kadın, "Yılan beni aldattı, o yüzden yedim" diye karşılık verdi.
Yaratılış 3:
15 “Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın."
21 RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.
22 Sonra, "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu" dedi, "Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli."
23 Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı.
24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.
Notlar:
Ayet 1: “yılan” Şeytan’ı temsil eden zeki bir yaratık (Vahiy 2:20).
“Tanrı gerçekten dedi mi?” Şeytan, Havva’nın Tanrı sözünden (kelamından) şüphe etmesini sağlayarak, kötülüğü dünyaya getirdi. Şeytan bu soruyu sorarak, Tanrı’nın açık emrine karşı bir şüphe oluşturmuştu.
Ayet 3: “ona dokunmamalısın” Bu söz, Tanrı tarafından verilmiş bir emir değildi ve Tanrı’nın sınırlı olduğunu düşünmeyi ifade eden bir emir olarak Havva tarafından ortaya atıldı.
Ayet 4: Bir evvelki bölümde, Tanrı’nın duyurusunun açık bir inkarı.
Ayet 5: “iyiyi ve kötüyü bilme” Manevi bilgelik ve ahlaki muhakeme.
Ayet 6: Burada denenmenin 3 unsurunu görmekteyiz. Bunlar pratik menfaat, estetiksel arzulama ve akli (iradi) hoşnutluktur. Adem ve Havva meyveyi yiyerek, Tanrı’dan manevi olarak bağımsız olmaya (karşı gelebilme yetisi) muktedir oldular.
Ayet 7: “çıplak olduklarını anladılar” Adem ve Havva hem kendi aralarında ve hem de kendileriyle Tanrı arasında ayrılık ve bölünme olduğundan utanç hissine kapıldılar. Kabaca çıplaklıklarını örterek Tanrı’dan gizlenmeye çalıştılar.
Ayet 12: Adem, yaptığından ötürü günahı için sorumluluğu üstleneceği yerde, Havva’yı ve Tanrı’yı suçlamayı tercih etti.
Ayet 13: Havva da günahı kabullenmeyip, suçu yılana (Şeytan, İblis) attı.
Ayet 15: Bu durum, Havva’nın ve Şeytan’ın zürriyetleri arasındaki çekişme (ihtilaf)’nin sürekliliğine (kalıcılığına) dair bir peygamberliktir. Buradaki çatışma bir anlamda Şeytan’ın egemenliğinde olan kimselerle, Tanrı’nın çocukları arasındaki ruhsal tezatlıktır. Fakat bu durum, Mesih İsa tarafından en sonunda Şeytan’ın mağlup olması şeklinde son bulacaktır. Mesih İsa ölmüş olmasına rağmen, tekrar dirilmiş ve Şeytan’ı mağlup ederek kafasını ezmiştir. Bu işlem kısmen haç’ta gerçekleştirildi ve fakat Mesih İsa’nın güç ve ihtişamla geri gelmesinden sonra, Şeytan’ın bertaraf edilmesi işlemi tamamlanacaktır. Kelamın, ardışık (inkişaf ederek) açıklanışında, Şeytan’ın haç’ta mağlup edilişi, müjdenin duyuruluşundaki ilk kısa süreli parıltı olarak anlaşılabilir.
Ayet 21: Tanrı hayvanları günaha takdime olsun diye öldürttü ve Adem ile Havva’yı çıplaklıklarını örtmeleri için onların derisi ile giydirdi. Tanrı’nın, onların çıplaklıklarını örtme olayı, Kuran’da, A’raf (6) Suresi 7. ayette anlatılmaktadır. Mesih İsa’nın inanlıları olan bizler, O’nun doğruluğuyla (kutsallığıyla) örtünmüşüzdür.
Ayet 22: Adem ve Havva iyiyi ve kötüyü algılamaya başladıktan sonra, onların doğal (ruhsal) yapıları değişti. Onlar eskiden sadece iyiyi biliyorlardı ve her zaman iyi olanı yapmışlardı. Onlar Tanrı’nın sureti olarak O’nun iyiliğinin yansıması olmuşlardı. Dolayısıyla, onlar Tanrı’yla mükemmel bir ilişki içindeydiler.
“bizden birisi gibi oldu” Tanrı sadece, bir doktorun hastasının hastalığını bilmesi ve anlaması şeklinde olduğu gibi, kötüyü bilmekteydi. Bununla birlikte, Tanrı kötülüğün bir parçası olmamış veya onunla bir paydaşlıkta bulunmamıştı. Adem ve Havva Şeytan’ın yalanlarını dinledikten sonra iyiyi ve kötüyü bilme noktasına geldiklerinde, Tanrı insanın Şeytan’la ruhsal anlamda bir çatışma içine girdiğinin farkındaydı.
Ayet 23: Adem ve Havva’nın cennetten kovulmaları, onların Tanrı’yla bozulmuş bir ilişkide olduklarına işaret etmekteydi. Yılanın başını ezecek olan, vaat edilen oğul tarafından, onların günahları için gerekli olan kefaret ödenmeden evvel yaşam ağacının meyvesinin yenilmesinden de alıkonulmuşlardı. Aksi taktirde, onlar sonsuzluklar boyunca günahlı konumlarını koruyacaklardı.
Ayet 24: Onlar yargıyı hak etmiş kimseler olarak, yaşam ağacına ulaşabilmeleri mümkün değildi. Sadece Tanrı onların yaşam ağacına ulaşabilmelerine imkan sağlayarak kurtuluşu gerçekleştirebilir.
Soru:
Adem ne sebepten dolayı düştü? Adem’in bu düşüşü fiziksel mi yoksa ruhsal mıydı?
Soru:
İnsanın, Tanrı ile olan bozulmuş ilişkisinin nedenini, nasıl açıklarsınız?
Soru:
Bu düşüş ne gibi sonuçlara sebep oldu?
İNSANLIĞIN DOĞASI
Peygamber Davut, insan doğasının tanımını şu şekilde vermektedir: Mezmur 14:23 RAB göklerden bakar oldu insanlara, akıllı biri, Tanrı'yı arayan biri var mı diye. Hepsi saptı, tümü yozlaştı, iyilik eden yok, bir kişi bile! Peygamber Nuh zamanındaki tufandan önce, Tanrı, Tevrat’ta şöyle söylemekteydi: Yaratılış 6:5 RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı, fikri hep kötülükte. Soru: Hiçbir zaman günah işlemeyip düşüncesi kirlenmemiş ve her zaman iyi şeyler yapan her hangi bir kimse mevcut mudur? Peygamberler bu kapsama girerler mi? Soru: Erkeklerin ve kadınların düşüncelerindeki eğilim nedir? Soru: Aşağıdaki ayet, Tanrı’nın insan doğasına bakışıyla ilgili bize ne söylemektedir? Süleyman’ın Özdeyişleri 16:25 Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, ama sonu ölümdür. Soru: İnsanlar kendilerini aldatmakta mıdırlar? İnsanın doğasındaki günah onun yargısını etkileyebilir mi?
TANIMLANMIŞ GÜNAH
İsa Mesih, Tanrı’nın yasalarının sadece dışarıya doğru yönelen hareketler şeklinde olmayıp dışarıdan da içeriye doğru düşünce ve dürtüler şeklinde davranışları etkilemekte olduklarını bilmekteydi. Matta 5:2122 Atalarımıza, ‘Adam öldürme yargılanmayı hak edecek' denildiğini duydunuz... Ama ben size diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her kişi yargılanmayı hak edecek. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurulun yargısını hak edecek. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecek. Notlar: “Sanhedrin” 70 din adamından oluşan ve İsrail halkı üzerinde otoritesi olan (İslamiyet’teki ulema gibi) bir dini kurul. Soru: Yasanın, Kutsal Kitap’ta açıklandığı biçimiyle, öldürmeye karşı olduğu konusunda mükemmel olduğunun eksikliğini hissetmediğinizi söyleyebilir misiniz? Mesih İsa, zina konusunda da şu açıklamayı yapmıştır: Matta 5:2728 ‘Zina etme' denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir. Soru: Zinanın bu şekilde anlaşılması durumuna göre, Tanrı’yı tanımazdan önce, bu konuda mükemmel olduğunuzu açık yüreklilikle söyleyebilir misiniz? Süleyman’ın Özdeyişleri 24:1112 Ölüm tehlikesi içinde olanları kurtar, ölmek üzere olanları esirge. "İşte bunu bilmiyordum" desen de, insanın yüreğindekini bilen sezmez mi? Senin canını koruyan anlamaz mı? Ödetmez mi herkese yaptığını? Soru: Kötülüğün karşısında, Tanrı endişe etmeden mi durmaktadır? Soru: Önlemek için bir şeyler yapabilir olmamıza rağmen, diğer insanlar tarafından yapılmış olan haksızlıklardan sorumlu muyuz? Yakup 4:17 Bu nedenle, yapılması gereken iyi şeyi bilip de yapmayan, günah işlemiş olur. Soru: Günah, yapmamıza müsaade edilmeyen şeyleri yapmış olmamızla ilgili bir mesele midir, yoksa yapabilir olup ta yapmadığımız şeylerle ilgili bir mesele midir? Romalılar 14:23 Ama bir yiyecekten kuşkulanan kişi o yiyeceği yerse yargılanır; çünkü imanla yemiyor. İmanla yapılmayan her şey günahtır. Soru: Yaptığımız bir işin, Tanrı’yı hoşnut edeceği konusunda endişelerimiz varsa, bu işi yapmalı mıyız? Yakup 2:811 "Komşunu kendin gibi sev" diyen Kutsal Yazıya uyarak Kralımız Tanrı'nın Yasasını gerçekten yerine getiriyorsanız, iyi ediyorsunuz. Ama insanlar arasında ayrım yaparsanız, günah işlemiş olursunuz; Yasa tarafından, Yasayı çiğneyenler olarak suçlu bulunursunuz. Çünkü Yasanın her dediğini yerine getiren, ama tek bir noktada ondan sapan kişi bütün Yasaya karşı suçlu olur. Nitekim "Zina etme" demiş olan, aynı zamanda "Adam öldürme" demiştir. Eğer sen zina etmez, ama adam öldürürsen, Yasayı çiğnemiş olursun. Soru: Tanrı’nın emirlerinden birisine itaatsizlik ettiğimizde, Tanrı’nın tüm emirlerini çiğnediğimiz biçimde suçlu musunuz?
TANRI’NIN BİZLERİ GÖRDÜĞÜ BİÇİMİYLE; İNSANLIK
Süleyman’ın Özdeyişleri 20:9 Kim, "Yüreğimi pak kıldım, günahımdan arındım" diyebilir? Soru: Üstteki ayete, ne şekilde cevap verirdiniz? Bu sorunun, Kuran çerçevesindeki cevabı nedir? Mezmur 51:5 Nitekim suç içinde doğdum ben, günah içinde annem bana hamile kaldı. Not: Bizim doğal olan günahlı yapımız, günahın ve ölümün herkese ulaşmasına sebep olan, Cennette düşmüş olan insandan kaynaklanmaktadır (Romalılar 5:1219). Bu düşüşte, tüm yaratılış etkilenmiştir (Romalılar 8:20). Netice olarak, yaşamakta olan her insanın yaşamında, günahlı düşünce, tavır ve davranışları onlara öğreten birileri olmaksızın, doğal olarak zaten var olan günahlı doğayı görmekteyiz. Dolayısıyla, önemsenecek derecede bir yaşa ulaştığımızda, Tanrı, bizleri günahlı düşünce ve davranışlarımızdan sorumlu tutmaktadır. Soru: Bu anlayış, diğer tüm inanç sistemleriyle ne şekilde çelişmektedir? Kutsal Kitap şöyle demektedir: “Herkes günah işledi” (Romalılar 3:23), ve “Doğru olan hiç kimse yok, bir kişi bile” (Romalılar 3:10). 1. Samuel 16:7 Çünkü RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar. Süleyman’ın Özdeyişleri 5:21 RAB insanın tuttuğu yolu gözler, attığı her adımı denetler. Soru: Şayet Tanrı yüreğe bakıyorsa, herhangi birisi günahını Tanrı’dan gizleyebilir mi? Tanrı adamı Musa, duasında Tanrı’ya şöyle seslenmektedir: Mezmur 90:8 Suçlarımızı önüne, Gizli günahlarımızı yüzünün ışığına çıkardın. Not: “günahlar” Adaletsiz, kötü ve haksız davranışlar. Soru: Bu anlayış, sırlarımızı karanlıkta tutamayacağımızı nasıl izah eder? Soru: Bu anlayış, diğer insanların sizin ne yaptığınızı görmemiş olsalar da sizi tövbe ederek kutsal bir hayat yaşamanız konusunda özendirir mi? Süleyman’ın Özdeyişleri 16:2 İnsan her yaptığını temiz sanır, ama niyetlerini tartan RAB'dir. Soru: Tüm insanların yolları, neden kendilerine günahsız görünür? Soru: Kişilerin niyetlerinin göstergesi nelerdir?
GÜNAHIN KAYNAĞI
Sizin anlayışınıza göre, günahın kaynağı nedir? Mesih İsa’nın bu konuda ne söylediğine bakalım. Mesih İsa Yahudi din önderleriyle, yıkanmamış ellerle yenilen yiyecek maddeleri (yani Musa şeriatine göre ritüel anlamda yıkanmamış olan) hakkında bir tartışmaya girmişti: Markos 7: 14 İsa, halkı yine yanına çağırıp onlara, "Hepiniz beni dinleyin ve şunu belleyin" dedi. 1516 "İnsanın dışında olup içine giren hiçbir şey onu kirletemez. İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır." 17 İsa kalabalığı bırakıp eve girince, öğrencileri O'na bu benzetmenin anlamını sordular. 18 O da onlara, "Demek siz de anlamıyorsunuz, öyle mi?" dedi. "Dışarıdan insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini bilmiyor musunuz? 19 Dıştan giren, insanın yüreğine değil, midesine gider, oradan da ayakyoluna atılır." İsa bu sözlerle, tüm yiyeceklerin temiz olduğunu bildirmiş oluyordu. 20 İsa şöyle devam etti: "İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. 2122 Çünkü kötü düşünceler, cinsel ahlaksızlık, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. 23 Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir." Soru: Yukarıdaki ayetlere göre, insandaki tüm kötülük nereden gelmektedir? Soru: Bu anlayış, insanın doğası hakkında size ne söylemektedir? Süleyman’ın Özdeyişleri 5:2223 Kötü kişiyi kendi suçları ele verecek, Günahının kemendi kıskıvrak bağlayacak onu. Aşırı ahmaklığı onu yoldan çıkaracak, Terbiyeyi umursamadığı için ölecek. 19:3 İnsanın ahmaklığı yaşamını yıkar, yine de içinden RAB'be öfkelenir. Soru: Bir kimseyi baştan çıkararak, yaşamını alt üst eden şey nedir? Soru: İnsanı kabahatli kılan kimdir? Tanrı, Adem ve Havva’yı kendi günahları ile yüzleştirdiğinde, bu olay size neyi hatırlatıyor? Yakup 1: 13 Ayartılan kişi, "Tanrı beni ayartıyor" demesin. Çünkü Tanrı kötülüklerle ayartılmadığı gibi, kendisi de kimseyi ayartmaz. 14 Herkes, kendi arzularıyla sürüklenip aldanarak ayartılır. 15 Sonra arzu gebe kalınca günah doğurur. Günah olgunlaşınca da ölüm getirir. Not: Ayet 15: “ölüm” Hem fiziksel hem de ruhsal ölüm tasvir edilmektedir. Soru: Günahı doğuran şey nedir? Soru: Günahın sonucu nedir?
KARANLIĞA OLAN TUTKUMUZ
İsa, dünyanın ışığı olarak konuştu (Yuhanna 8:12). Günahımız aşağıda açıklandığı gibi olduğundan, kendisine olan cevabımızı şöyle açıklamıştır. Yuhanna 3: 19 Yargı da şudur: dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. 20 Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez. 21 Ama gerçeği uygulayan kişi, yaptıklarını Tanrı'ya dayanarak yaptığı belli olsun diye ışığa gelir." Not: Ayet 19: “karanlık” Tanrı’ya muhalif olan, dünyasal ve Şeytan’a ait olan sistem. Soru: Neden, insanların çoğu Tanrı’nın ışığını yok sayarlar? Soru: Gerçeğe göre yaşayan insanlar, neden ışığa gelirler? Bu insanları doğrulukla yaşamaya yetkin kılan kimdir?
YANSIMA İÇİN
Soru: Evvelki ayetlere bakarak, günahı nasıl tanımlarsınız? Günahın en belirgin karakteristiği, onun, Tanrı’nın karşısındaki doğrultuda bulunduğudur. Tanrı’nın yargısındaki iyi, Kutsal ve saf olan kriter(ler), hayat veren ilk sebep olduğu, temel ilke olarak Tanrı yasası olduğu ve hakimiyet amaçlı Tanrı’nın yüceliği olduğu için, onu sevmektir. Soru: Tanrı’nın gözünde, kendinizle ilgili yeni bir şey keşfettiniz mi? Açıklayın. Soru: Kendi doğanızı değiştirebileceğiniz, her hangi bir şey var mı dır? Yoksa neden? Kendi doğanızı değiştirebileceğinizi düşünürseniz Kutsal Kitap’ta tasvir edildiği gibi, Tanrı’nın mükemmelliğine sahip olabilir misiniz?
UYGULAMA İÇİN
İncil’de, Tanrı’dan şu şekilde bir mesaj görmekteyiz: 1. Yuhanna 1:810 Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız ve içimizde gerçek olmaz. Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı, günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır. Günah işlemedik dersek, O'nu yalancı durumuna düşürmüş oluruz ve O'nun sözü içimizde olamaz. Not: “Oğul” Dünyaya getirilmiş olan bu beden için kullanılan bu adlandırma, Tanrı’yla fiziksel bir ilişkinin varlığını değil, Tanrı’nın tek oluşunda mevcut olan bir ilişkiyi tasvir etmektedir. Kendi günahlılığınızı kabul ettiğinizde, Tanrı bunları kendisine itiraf etmeniz için sizi çağırmaktadır. Aşağıda okuyacağınız peygamber Davut’un kendi günahları ile yüzleştirildiğinde söylemiş olduğu dua, Zebur’da bulunmaktadır: Mezmur 51: 1 Ey Tanrı, lütfet bana, Sevgin uğruna; Sil isyanlarımı, Sınırsız merhametin uğruna. 2 Tümüyle yıka beni suçumdan, Arıt beni günahımdan. 3 Çünkü biliyorum isyanlarımı, Günahım sürekli karşımda. 4 Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim, Senin gözünde kötü olanı yaptım. Öyle ki, konuşurken haklı, Yargılarken adil olasın. 5 Nitekim suç içinde doğdum ben, Günah içinde annem bana hamile kaldı. 6 Madem sen gönülde sadakat istiyorsun, Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde. 7 Beni mercanköşk otuyla arıt, paklanayım, Yıka beni, kardan beyaz olayım. 8 Neşe, sevinç sesini duyur bana, Bayram etsin ezdiğin kemikler. 9 Bakma günahlarıma, Sil bütün suçlarımı. 10 Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde. 11 Beni huzurundan atma, Kutsal Ruh'unu benden alma. 12 Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, İstekli bir ruhla bana destek ol. Notlar: Ayet 7: “mercanköşk otu” Yahudiler tarafından, dinsel festivallerde ritüel tarzda temizlenme amaçlı kullanılan bir tür ot. Ayet 9: “bakma günahlarıma” Antropomorfik (Tanrıinsan benzeşimini konu edinen husus) bir ifade. Açıklandığında bize anlaşılabilir bir ifade olarak görülen, sadece insanda bulunan hususların, Tanrı’ya uyarlanışı (mecazi manada Tanrı’da gerçekleşmesi). Ayet 11: “Kutsal Ruh” İmanlı bir kişinin yüreğinde yaşayan, kişinin günahlarından kaynaklanan mahkumiyeti Tanrı’ya ulaştıran ve Tanrı’nın yasasına göre yaşamak için güç olan, 3 kimlikte tek olan Tanrı’nın 3. kimliği.
BÖLÜM 7 TANRI’NIN GÜNAHA TEPKİSİ GÜNAHLA KİRLETİLMİŞ YAŞAMLAR
Bir kova kullanarak bir ineği sağmak ve bu sütü muhafaza etmek istediğinizi farz edin. Tam sağma işlemini bitirmek üzereyken ineğin, idrarını yapmaya başlamasıyla, kovadaki sütün içine idrardan bir miktar sıçramış olsun. İçine idrar karışarak saflığı bozulan sütü kullanım dışı yapmaz mısınız? İdrar, sütün içine karışmış ve ayrılamaz bir durumda bulunmaktadır. Benzer şekilde, eğer yaşamlarımız sadece bir günah tarafından lekelenmişse, Tanrı’nın Kutsallığının ışığında bakıldığında, bizlerin yaşamı aslında kirlenmiş ve bozulmuş bir durumdadır. Özel bazı günahların dışında, miras almış olduğumuz doğamız gereği, suistimaller yapabiliriz. Tanrı saftır ve herhangi bir çeşit günahtan tamamen arınmış bir şekilde kutsal olan bir Tanrıdır. Tanrı kendi varlığında, günah barındırmaz. Bir peygamber, Tanrı’yı şöyle tasvir etmektedir: Gözlerin kötülüğe bakamayacak kadar saf, kötülüğü hoş karşılamazsın (Habakkuk 1:13). İnanlılar kutsal olmaya çağrılmışlardır: Kutsallık olmadan hiç kimse, Rab’bi görmeyecektir (İbraniler 12:4). Rab’bi görmek demek, cennette O’nun varlığına iştirak etmek demektir. Şayet günahlarımızla yaşamaya devam edersek, Tanrı’nın yargısıyla karşılaşırız ve O’nun varlığından hiçbir zaman zevk almayız. Tek umudumuz, Tanrı’nın, kendisi olduğu gibi, bizleri de kutsal yapacağıdır. Bu ise, günahlılar için belirlenmiş olan, günahsız Mesih İsa aracılığıyla sağlanacaktır. Bu konuda daha ileriye gitmeden, tövbe etmeyenlerin akibetinin ne olacağına bir göz atalım.
GÜNAHLILAR ÜZERİNDEKİ YARGI
Kutsal Kitap’ta geçen özdeyişlerin çoğu, peygamberler ve Kral Süleyman aracılığıyla açıklanmıştır. Aşağıdaki ayetlerde, günahlıların akibeti hakkında açıklamalar mevcuttur. İtaat etmeyi ve Tanrı’nın yolunda imanla yürümeyi reddeden kişiler, yargıyı hak edenler arasındadır. Süleyman’ın Özdeyişleri 29: 1 Defalarca azarlandığı halde dik başlılık eden, ansızın yıkıma uğrayacak, çare yok. 12 Adil Olan, kötünün evini dikkatle gözler ve kötüleri yıkıma uğratır. 19 Kötülük edenlere kızıp üzülme, onlara özenme. 20 Çünkü kötülerin geleceği yok, çırası sönecek onların. Soru: Günahkarları neden kıskanmayız? Süleyman’ın Özdeyişleri 3:3335 RAB kötülerin evini lanetler, Doğruların oturduğu yeriyse kutsar. RAB alaycılarla alay eder, Ama alçakgönüllülere lütfeder. Bilge kişiler onuru miras alacak, Akılsızlara yalnız utanç kalacak. Soru: Bu ayetlerde, hangi 3 çift insan karşılaştırılmıştır? Soru: Bu 3 çift insan, ne ile mükafatlandırılacaklardır? Peygamber Davut Zebur’da şöyle söylemektedir: Mezmur 62:1112 Tanrı bir şey söyledi, Ben iki şey duydum: Güç Tanrı'nındır, Sevgi de senin, ya Rab! Çünkü sen herkese, yaptığının karşılığını verirsin. Soru: Her bir kişi ne şekilde ödüllendirilecektir? Soru: Tanrı’nın, insanları ne şekilde ödüllendireceği konusunda, Tanrı’nın karakterinin yapabildiği her hangi bir şey var mıdır? Varsa, ne şekilde yapar?
ÖLÜM SONSUZLUĞUMUZU SONLANDIRIR
İsa Mesih, İncil’de mevcut olan “zengin adam ve Lazar” öyküsünü kıyaslama özelliği kullanarak bize anlatmaktadır: Luka 16:1931 Zengin bir adam varmış. Mor renkli ve ince ketenden giysiler giyer, bolluk içinde her gün eğlenirmiş. Buna karşılık, her tarafı yara içinde olup bu zenginin kapısının önüne bırakılan Lazar adında yoksul bir adam, zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atarmış. Bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalarmış. Bir gün yoksul adam ölmüş, melekler onu alıp İbrahim'in yanına götürmüşler. Sonra zengin adam da ölmüş ve gömülmüş. Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı görmüş. ‘Ey babamız İbrahim, acı bana!' diye seslenmiş. ‘Lazar'ı gönder de parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. Bu alevlerin içinde azap çekiyorum.' İbrahim, ‘Oğlum' demiş, ‘yaşamın boyunca senin iyilik payını, Lazar'ın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap çekiyorsun. Üstelik, sizinle bizim aramıza öyle büyük bir uçurum yerleştirilmiştir ki, ne buradan size geçmek isteyenler geçebilir, ne de oradan kimse bize geçebilir.' Zengin adam şöyle demiş: ‘Öyleyse baba, sana rica ederim, Lazar'ı babamın evine gönder. Çünkü beş kardeşim var. Lazar onları uyarsın ki, onlar da bu ıstırap yerine düşmesinler.' İbrahim, ‘Onlarda Musa'nın ve peygamberlerin sözleri var, onları dinlesinler' demiş. Zengin adam, ‘Hayır, İbrahim baba, dinlemezler!' demiş. ‘Ancak ölüler arasından biri onlara giderse, tövbe ederler.' İbrahim ona, ‘Eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ölüler arasından biri dirilse bile ikna olmazlar' demiş. Soru: Zengin adamın günahı neydi? Soru: Benzetme yapılarak açıklanan bu ayetlerdeki uyarı neydi? Soru: Herhangi birisi için, cehennemden cennete gitmek mümkün müdür? Öyleyse veya değilse neden? İbraniler 9:27 ... bir kez ölmek ve ondan sonra yargılanmak ... Soru: Günahın anlatıldığı son dersin ışığında, Tanrı’nın yargısına konu olmayıp, cehennem için suçlanmayacak birisi var mıdır? Neden?
TANRI’NIN MERHAMETİ VE ADALETİ
Hezekiel 18:23 Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Soru: Tanrı tüm hepimizi cehenneme göndermek ister mi? Tanrı, kendisini Peygamber Musa’ya bir bulut olarak hissettirerek ona şunu söyledi: Çıkış 34:67 Musa'nın önünden geçerek, "Ben RAB'bim" dedi, "RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık Tanrı. Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım. Hiçbir suçu cezasız bırakmam.” Soru: Tanrı hem sevmekte ve hem de affetmekte olduğuna göre, haksızlığı neden cezasız bırakmamaktadır? Soru: Şayet tüm insanlar günahlı ve cezalandırılmayı hak etmişlerse, her hangi birisi için affedilme umudu var mıdır? Eğer varsa, hangi temel anlayışta bağışlanabilir? İbraniler 9:22 ... kan dökülmeksizin bağışlama olmaz. Not: “kan dökülmesi” kesme sonucu kanın akması. Soru: Günahın bağışlanması için neden kanın akıtılması gerekmektedir? Romalılar 6:23 Çünkü günahın ücreti ölümdür. Not: “ücret” bedel. Soru: Günah nasıl bir sonuç doğurmaktadır? Soru: Ölüm 2 manada anlaşılabilir. Bunlar nelerdir? Bu noktada, adaletinde günahın cezalandırılmasının gerekliliği mevcut olan Tanrı’nın nasıl olup da şefkatli ve merhametli olabildiği hususunda merak ediyor olabilirsiniz. Bu çalışmamızın daha sonraki bölümlerinde göreceğimiz gibi, Tanrı’nın merhameti ve adaletinin anlaşılabilmesi, Mesih İsa aracılığıyla sadece çarmıhta gerçekleşmesinde yatmaktadır. Çarmıhta gerçekleşen bu olayda, Tanrı’nın adaleti günaha tolerans tanıyamaz, adaleti merhametiyle barıştırılmıştır ve Tanrı günahkarların ölümünden sevinç duymaz. Bu, Zebur’daki şu sözlerle açıklanmaktadır: Mezmur 85:10 Sevgiyle sadakat buluşacak, Doğrulukla esenlik öpüşecek.
SON AYRILIK
Mesih İsa, mecazi ifadeler kullanarak, öğrencilerini ruhsal gerçekler hakkında bilgilendiriyordu. Mesih İsa yargı günü hakkında ağ benzetmesi yaparak şunları söylüyordu: Matta 13: 47 "Yine Göklerin Egemenliği, denize atılan ve her çeşit balığı toplayan bir ağa benzer. 48 Ağ dolunca onu kıyıya çekerler. Yere oturup yararlı balıkları seçer ve kaplara koyarlar, yararsız olanları atarlar. 4950 Çağın sonunda da böyle olacak. Melekler gelip kötü kişileri doğruların arasından ayıracaklar ve onları kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Notlar: Ayet 47: “Göklerin egemenliği” Tanrı’nın kendi halkıyla birlikte mevcut oluşunu simgeleyen Tanrı’nın krallığıyla aynı anlamda kullanılan deyim. Ayet 50: “ateşli fırın” Tanrı’dan ayrı olma ve sonsuz cezanın mevcut olduğu cehennemi simgeleyen deyim. “diş gıcırtısı” Derin acı ve ızdırabı belirten ifade. Soru: Son günde, ne çeşit bir ayrılma açık bir şekilde gerçekleşecek? Mesih İsa tarafından elçi Yuhanna’ya, yargı gününde olacak şeyler hakkında verilen görüm (vahiy) aşağıdaki gibidir: Vahiy 20: 11 Büyük, beyaz bir taht ve tahtın üzerinde oturanı gördüm. Yer ve gök O'nun önünden kaçtılar ve yok olup gittiler. 12 Tahtın önünde duran büyük küçük, bütün ölüleri gördüm. Sonra bazı kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler, kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre yargılandı. 13 Deniz, kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler. Her biri, yaptıklarına göre yargılandı. 14 Ölüm ve ölüler diyarı, ateş gölüne atıldı. İşte bu ateş gölü, ikinci ölümdür. 15 Adları yaşam kitabında yazılmamış olanların hepsi, ateş gölüne atıldı. Notlar: Ayet 11: “tahtın üzerinde oturan” Mesih İsa, son günde bizleri yargılayacak (Yuhanna 5:22). Ayet 14: “ölüm” Mesih İsa, ölüler arasından dirilerek ölümü ortadan kaldırmak için geldi. “ölüler diyarı” Yargıdan önce ölülerin beklediği yer. “ateş gölü” Yanan sülfürden oluşan alevin bulunduğu ortamdaki sonsuz ızdırabın yaşanıldığı yeri tasvir eden deyim. “ikinci ölüm” İlk ölümümüzün fiziksel olmasına karşın, ikinci ölümümüz cennette sonsuzluk boyunca Tanrı’yla birlikte olmaktan ve O’nun varlığından zevk almaktan ayrılmak (uzaklaşmak)’tır. Ayet 15: “adları yazılmamış olanlar” Tanrı tüm çocuklarının isimlerinin yazılı olduğu bir kayıt tutmaktadır. Tanrı, onların kim olduklarını, dünyanın yaratılışından önce bilmektedir (Efesliler 1:45). İçinde isimlerin listelenmiş olduğu bir kaydın var olması, Tanrı’nın belirlediği her bir kişiye bireysel olarak verdiği önemi göstermektedir. Soru: Tüm yaptığımız şeylerden mesul tutulmakta mıyız? Soru: İsminizin, yaşam kitabında yazılı olduğundan nasıl emin olabilir siniz? (Şayet emin değilseniz, bunun için bu çalışmayı sürdürmeye devam edin).
YANSIMA İÇİN
Soru: Yukarıdaki metin, Tanrı’nın günahkarlar için geçerli olan yargıdan kaçabilmek için herhangi bir umut vaat etmekte midir? Sonuçta, dürüst bir hayat yaşamayan inanlılar, cennete girebilecekle mi? Soru: Şayet tüm insanlar günahlı iseler, Tanrı’nın adaleti suçun cezalandırılmasını gerektiriyorsa ve günahın bedeli ölüm ise, insanı sonsuz ölümden kim kurtarabilir? Soru: İnsanı içinde bulunduğu bu çıkmazdan kurtarabilecek bir yol sağlayan, günahsız birisi var mıdır? Varsa O, kim olabilir?
UYGULAMA İÇİN
İnsanın bu çeşit bir çıkmaza karşı, Tanrı’nın nasıl bir çözüm sağlamış olduğunu bilebilmek için, İncil’i okuyarak anlamaya çalışın. İncil’i okumaya, Luka bölümünden başlamanızı öneriyoruz.
BÖLÜM 8 İSA MESİH VE TANRI’NIN KRALLIĞI İNSANOĞLU
İncil kelimesi “iyi haber” anlamına gelmektedir. İncil tüm Kutsal Kitap’ın içinde yer almaktadır. Eski Antlaşma’da, İncil, Tanrı’nın kendi halkına vermiş olduğu ve tümüyle açıklanmamış olan vaadi idi. Yeni Antlaşma’da, İncil’in İsa Mesih aracılığıyla tümüyle açıklanmış olduğunu görmekteyiz. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’ya göre yazılmış olan müjdelerde, Mesih İsa’nın yaşamı ve öğretileriyle ilgili pek çok detay bulunmaktadır. Mesih İsa’nın hakkında konuşmuş olduğu şeylerin ana teması, İncil kitapçıklarında da verilmiş olduğu gibi, “Tanrı’nın krallığı”dır. Mesih’in kendisini ifade ederken özellikle kullandığı ifade “İnsanoğlu” ünvanıdır. Eski Antlaşma’da, bu kelimelerin birbirleriyle bağlantılı olarak kullanılmış olduklarını görmekteyiz. Meryem oğlu İsa’nın doğumundan yüzlerce yıl önce, Peygamber Daniel, Tanrı’dan şöyle bir görüm almıştı: Daniel 7:1314 Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan'ın yanına doğru ilerledi, O'nun önüne getirildi. Ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır. Soru: Bu bahsedilen “İnsanoğlu” İsa’nın kendisi olabilir mi? (Bu kitaptaki çalışmanızı sürdürdüğünüzde, bunun cevabının daha açık ve net olduğunu göreceksiniz). Soru: Günlerin eski zamanından kalma olan kimdir? (Bu size, bölüm 2’deki Tanrı’yı tasvir eden pasajlardan birisini hatırlattı mı?). Soru: “İnsanoğluna”na verilmişti? Soru: İnsanoğlu ile, tüm diğer insanlar arasında ne çeşit bir ilişki vardır? Soru: İnsanoğlu’nun krallığı ne kadar süre devam edecektir?
TANRI’NIN KRALLIĞI YAKINDIR
Mesih İsa’nın, hizmetindeki ana tema, Tanrı’nın krallığının ilan edilmesidir. Mesih görevine başlarken duyurmuş olduğu mesaj buydu. Bu mesaj insanı bir karar vermeye çağırmaktadır. Markos 1: 14 Yahya'nın tutuklanmasından sonra İsa, Tanrı'nın müjdesini duyura duyura Celile'ye gitti. 15 "Zaman doldu" diyordu, "Tanrı'nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin, Müjde'ye inanın!" Notlar: Ayet 14: “Yahya” Buradaki Yahya, İsa’nın yolunu hazırlayan Zekeriya oğlu peygamber Yahya’yı belirtmektedir. Ayet 15: “tövbe” günahlı bir yaşamdan, Tanrı’yı hoşnut eden bir yaşama dönmek. “İyi haber” ve “İncil” aynı anlama gelmektedir. Soru: Mesih İsa, bu ayetlerde ne demek istemektedir? Tanrı’nın krallığı, benim yaşamımda değişiklik yapabilir mi? Nasıl? Bunun için hangi 2 unsur gereklidir? İsa’nın dağdaki vaazı, yaşamımızda olması gereken önceliklerin neler olduğunu açıklamaktadır: Matta 6:2434 Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz. Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ya da ‘Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, tüm görkemine rağmen Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey imanı kıt olanlar? Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?' ‘Ne içeceğiz?' ya da ‘Ne giyeceğiz?' diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız tüm bunları gereksindiğinizi bilir. Siz önce O'nun egemenliğinin ve O'ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir. O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter. Not: “putperestler” Gerçek Tanrı’ya ibadet etmeyen kişiler. Bu krallık Tanrı merkezlidir. Mesih İsa bunun, insanların peşinden gitmeleri gereken en üst düzeydeki amacı olduğunu öğretmektedir. Ayet 33’de, Tanrı’nın ardından gitmenin, dünyasal şeylerin ardından gitmekten farklı olduğunu görmekteyiz. Soru: Hangi sebepten dolayı endişe duymaktasınız? Şayet Tanrı’nın ardından giderseniz, Tanrı’nın endişenizi huzura çevirebileceğini düşünüyor musunuz? Soru: Elde etmek istediğiniz bir obje (eşya, değer, husus, v.s)’yi sizin için önemli yapan şey nedir? Bunun için neye öncelik verirsiniz? Bu konudaki uğraşınızı nasıl gerçekleştirmeye çalışırsınız?
TANRI’NIN KRALLIĞI BAŞLATILMIŞTIR
İsa, Eski Antlaşma peygamberliklerinin kendisinde gerçekleşmesiyle Tanrı’nın krallığının gelmiş olduğunu söylemektedir. Kendi doğasından ötürü bu krallığın ruhsal olmasına rağmen, bunun etkileri yaşadığımız yeryüzünde görülmektedir. İsa, bizlerin haricindeki şeylerin tamamıyla değersiz ve Tanrı’nın bunlar üzerindeki kontrolünün tamamen kaldırılmış olduğu fikrini savunan aşırı ruhçu düşüncelere karşı bizleri uyarmaktadır. İsa, tüm kötülüğü yenmek için dünyanın doğaüstü biçimde yenilenmesi amacıyla bir çalışma başlattı. Bu, dünyanın hem fiziksel ve hem de ruhsal yenilenmesi anlamındadır. İncil’in Luka kısmında, Mesih İsa’nın evrensel hizmetine nasıl başladığı şöyle anlatılmaktadır: Luka 4: 14 İsa, Ruh'un gücüyle donanmış olarak Celile'ye döndü. Kendisiyle ilgili haber bütün bölgeye yayıldı. 15 Oranın havralarında ders veriyor ve herkes tarafından yüceltiliyordu. 1617 İsa, büyümüş olduğu yer olan Nasıra'ya geldiğinde her zaman yaptığı gibi Sept günü havraya gitti. Kutsal Yazılardan okumak üzere ayağa kalkınca O'na Yeşaya peygamberin kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu: 1819 "Rab'bin Ruhu benim üzerimdedir. Çünkü O beni, müjdeyi yoksullara iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak ve Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için beni gönderdi." 20 Sonra kitabı kapattı, görevliye geri verip oturdu. Havradakilerin hepsi gözlerini O'na dikmiş bakıyorlardı. 21 İsa söz alıp onlara, "Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir" dedi. Notlar: Ayet 14: “Celile” İsa’nın hizmetinin büyük bölümünü yapmış olduğu Filistin’in kuzeyinde bir bölge. Ayet 15,16: “Sinanog” Yahudilerin öğrenme, tapınma ve dua etme amaçlı kullandıkları mesken. Ayet 17: “Yeşaya” Mesih İsa’nın hizmetinden yaklaşık 700 sene evvel vaizlik yapan bir peygamber. Soru: “Dinlediğiniz bu yazı bugün yerine gelmiştir” diyerek, Mesih İsa ne demek istemiştir? Mesih, bunu söylerken, kendi yapmakta olduğu şeyleri kastediyor olabilir mi? Soru: İsa’nın Tanrı’nın krallığını vaaz etmesiyle, Peygamber Yeşaya’nın peygamberliğinin, kendisinde gerçekleşmesi arasında bir ilişki var mıdır? Varsa, ne şekildedir? Aşağıdaki ayetler, Mesih İsa’nın bir dulun ölmüş olan oğlunu yaşama döndürmesinden sonra, olaya şahit olan kalabalığın şaşkın bir duruma girmiş olmasından sonraki durumdan söz etmektedir. Mesih İsa’nın yolunu hazırlamak için görevlendirilmiş olan Yahya, kral Herod tarafından mahkum edilmişti. Luka 7:1823 Yahya'nın öğrencileri, bütün bu olup bitenleri kendisine bildirdiler. Öğrencilerinden ikisini yanına çağıran Yahya, "Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?" diye sormaları için onları Rab'be gönderdi. Adamlar İsa'nın yanına gelince şöyle dediler: "Bizi sana Vaftizci Yahya gönderdi. ‘Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?' diye soruyor." Tam o sırada İsa, çeşitli hastalıklara, illetlere ve kötü ruhlara tutulmuş birçok kişiyi iyileştirdi, kör olan birçok kişinin gözlerini açtı. Sonra Yahya'nın öğrencilerine şöyle karşılık verdi: "Gidin, görüp işittiklerinizi Yahya'ya bildirin. Körlerin gözleri açılıyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve Müjde yoksullara duyuruluyor. Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne mutlu!" Soru: Yukarıdaki ayetler, Mesih İsa’nın evvelki metinde belirtilmiş olduğu gibi, Mesih’in Sinagogda okumuş olduğu Yeşaya bölümündeki peygamberliği gerçekleştirdiğini nasıl göstermektedir?
KRALLIĞIN DOĞASI
Luka 17:2021 Ferisiler İsa'ya, "Tanrı'nın Egemenliği ne zaman gelecek?" diye sordular. İsa onlara şöyle cevap verdi: "Tanrı'nın Egemenliği göze görünür bir şekilde gelmez. İnsanlar da, “İşte burada” ya da, “İşte şurada” demeyecekler. Çünkü Tanrı'nın Egemenliği içinizdedir." Soru: Tanrı’nın krallığı onların arasında mevcut ise, bundan ne sonuç çıkarırsınız? Tanrı’nın krallığı onların arasında ne şekilde mevcuttu? Romalılar 14:17 Çünkü Tanrı'nın Egemenliği, yiyecek ve içecek sorunu değil, doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruh'ta sevinçtir. Soru: Bir kimse için, “doğruluğa, esenliğe ve sevince” sahip olabilmeyi kim mümkün kılar? Aşağıdaki ayetler, Tanrı’nın krallığında olmayan birisi ile bu krallıkta olan birisi arasındaki tezatlığı bize detaylı biçimde vermektedir: Galatyalılar 5: 1921 Benliğin işleri açıktır. Bunlar cinsel ahlaksızlık, pislik, sefahat, putperestlik, büyücülük, düşmanlık, çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik, sarhoşluk, çılgınca eğlenceler ve benzeri şeylerdir. Sizi daha önce uyardığım gibi yine uyarıyorum, böyle davrananlar Tanrı'nın Egemenliğini miras alamayacaklar. 2223 Ruh'un meyvesi ise sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. Notlar: Ayet 19: “günahlı doğa” Bizim doğal yapımız, Tanrı’nın Ruhu’nun üzerimizde çalışmasıyla doğamızın değişime uğramış olmasından evvel, günahlı bir konumdadır ve Tanrı’dan ayrılmıştır. Ayet 20: “putperestlik” Her şeyin yaratıcısı olan, yaşayan, tek gerçek Tanrı yerine sahte tanrılar ve sembollere tapınma. Ayet 22: “Ruh” veya “Kutsal Ruh” Bir inanlının hayatına yaşamak ve işlemek için gelen Tanrı. “Ruh’un meyvesi” Bir kişinin yasaların gereklerini kendi çabalarıyla yerine getirmesiyle değil ama, Tanrı’nın Ruhu’nun o kişi üzerinde çalışmasının bir neticesi olarak Hıristiyan yaşamında gelişerek ortaya çıkan erdemlerdir. Bruce J. Nicholls, İsa’nın, Tanrı’nın krallığı kavramının ne olduğunu şöyle açıklamaktadır: “O, Tanrı’nın krallığını, tüm ruhsal ve yaratılmış alemde, cennette ve dünyada Tanrı’nın evrensel hükümdarlığı şeklinde düşünmektedir. İsa, Krallığın kendi üzerinde bulunduğunun, krallığın kendisi aracılığıyla gerçekleşeceğini ve zamanın sonunda onu mükemmelleştireceğinin farkındaydı. İsa, Baba’nın, tüm insanlara, tüm dünyaya ve tüm uygarlıklara göndermiş olduğu biricik Meshedilmiş hizmetçi olduğunu biliyordu.” 14 Bu anlayış aşağıdaki ayetlerde daha detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Mesih İsa, çarmıha gerilmezden evvel, Romalı devlet yöneticisi Pilatus'un huzurunda durmaktaydı: Yuhanna 18:3337 Pilatus yine vali konağına girdi. İsa'yı çağırıp O'na, "Sen Yahudilerin Kralı mısın?" diye sordu. İsa şöyle karşılık verdi: "Bunu kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa benim hakkımda başkaları mı sana söyledi?" Pilatus, "Ben Yahudi miyim?" dedi. "Seni bana kendi ulusun ve başkâhinlerin teslim ettiler. Ne yaptın?" İsa, "Benim krallığım bu dünyadan değildir" diye karşılık verdi. "Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudilere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir." Pilatus, "Demek sen bir kralsın, öyle mi?" dedi. İsa, "Söylediğin gibi, ben kralım" karşılığını verdi. "Ben gerçeğe tanıklık etmek için doğdum, bunun için dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes benim sesimi işitir." Soru: Şayet Mesih İsa bir kralsa, O’nun krallığı nerede? Soru: Mesih İsa’nın krallığı ne çeşit bir krallıktı? Soru: Mesih İsa’nın bir kral olması ile gerçeğe tanıklık etmesi arasında nasıl bir ilişki vardır?
KRALLIKTAKİ YETKİ
Mesih İsa’nın ölümü ve dirilmesinden sonra, cennete alınmazdan evvel öğrencilerine göründü. Matta bunu bize şöyle anlatır: Matta 28:1620 On bir öğrenci Celile'ye, İsa'nın kendilerine bildirdiği dağa gittiler. İsa'yı gördükleri zaman O'na tapındılar. Ama bazıları kuşku içindeydi. İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: "Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin. Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” Soru: Mesih İsa’nın dirilmesini gören öğrencilerinin tepkisi neydi? Soru: Yukarıdaki ayetleri, bu bölümün başlangıcındaki Daniel 7. bölümde anlatılanlarla kıyaslayın. Daniel’in görümündeki peygamberliğin gerçekleşmesi konusunda Mesih İsa’nın yapmış olduğu ne tür bildirimler mevcuttur? Soru: Şayet, İsa, zamanın sonuna kadar bizimle olacağını ve krallığının hiç son bulmayacağını söylemekte ise, bu durumda hala başka bir peygambere ihtiyaç var mıdır?
TANRI’NIN KRALLIĞINA GİRME
Matta 18:14 Bu sırada İsa'nın öğrencileri O'na yaklaşıp, "Göklerin Egemenliğinde en büyük kim?" diye sordular. İsa, yanına küçük bir çocuk çağırdı, onu orta yere dikip şöyle dedi: "Size doğrusunu söyleyeyim, yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliğine asla giremezsiniz. Kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, Göklerin Egemenliğinde en büyük odur. Not: “göklerin egemenliği” Matta İncil’inde sıklıkla kullanılmakta olan “Tanrı’nın krallığı” ile aynı anlamdadır. Soru: Göksel krallığa girebilmek için bir kişi ne yapmalıdır? Soru: Mesih İsa’nın işaret ettiği küçük çocukların karakteristik özelliği nedir? Soru: Göklerin krallığında en büyük olmayı sağlayan şey nedir? Bir gece, bir Yahudi din önderi, İsa’nın Tanrı’dan gelmiş olduğunun farkında olarak O’nunla konuşmaya geldi: Yuhanna 3: 12 Yahudilerin Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisilerden olan bu adam bir gece İsa'ya gelerek, "Rabbî, senin Tanrı'dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle birlikte olmadıkça hiç kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz" dedi. 3 İsa ona şu karşılığı verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliğini göremez." 4 Nikodim, "Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?" diye sordu. 5 İsa şöyle cevap verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliğine giremez. 6 Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7 Sana, ‘Yeniden doğmalısınız' dediğime şaşma. 8 Yel dilediği yerde eser; sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan her adam da böyledir." 9 Nikodim İsa'ya, "Bunlar nasıl olabilir?" diye sordu. 10 İsa ona şöyle cevap verdi: "Sen İsrail'in öğretmeni olduğun halde bunları anlamıyor musun? 11 Sana doğrusunu söyleyeyim, biz bildiğimizi söylüyoruz, gördüğümüze tanıklık ediyoruz. Sizler ise bizim tanıklığımızı kabul etmiyorsunuz. 12 Sizlere yeryüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri söylediğimde nasıl inanacaksınız? 13 Gökten inmiş olan İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır. 14 Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. 15 Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun. Notlar: Ayet 1: “Ferisiler” Yasayı çok sıkı bir şekilde muhafaza eden, Yahudi toplumunun yönetiminde etkin olan 70 kişilik Yahudi din önderinden oluşmuş Sanhedrin adındaki bir grup. Yahudiler, Ferisilere bakarak onların kendileri için bir model ve saygın olduklarını düşündüler. “Nikodemus” Yunanca ve İbranice öğrenmede alim düzeyinde olup, tanınmış bir Yahudi ailesinden gelmiş olduğu muhtemeldir. Ayet 2: “Rabbi” Öğretmen anlamına gelen bir unvan. Ayet 5: “sudan doğmak” Tanrı’nın Ruhu’yla bütünleşmek suretiyle Tanrı sözünün bizi temizleyerek yeniden doğuşumuzu sağlamasını öğreten Tanrı sözü (Efesliler 5:26, Yakup 1:18, 1.Petrus 1:23). Ayet 14: “Musa... yılan” Musa, Yahudileri Mısır’daki kölelik diyarından kurtaran Tanrı’nın bir peygamberiydi. Musa, İsrail’in kamp kurduğu bir yerde Tanrı’nın ona emrettiği gibi bronzdan bir yılan yaptı. İsrailliler Tanrı’ya isyan etmelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış olan yılanların ısırmalarından sonuçlanan ölümlerden kurtulabilmek için imanlı bir düşünceyle bu yılana bakıyorlardı. “yukarı kaldırmak” İsa’nın günahlarımız için çarmıha çıkışının bir tasviri. Soru: Nikodemus, Mesih İsa’nın Tanrı’dan geldiğini nasıl anlamıştı (ayet 2)? Soru: Mesih İsa, birisinin Tanrı’nın krallığını, nasıl görebilir ve girebilir olduğunu söylemişti? Soru: Mesih, Nikodemus’a, bir kimsenin sahip olabileceği ne çeşit bir yeniden doğumdan bahsediyordu? Nikodemus bunu anlama konusunda neden sorun yaşıyordu? Nikodemus gibi bir adam için Mesih İsa’nın bu bildirimi özellikle anlamlıydı? Soru: Mesih İsa, İnsanoğlu’nun nereden geldiğini söylemektedir? Soru: İnsanoğlu’na iman etmiş olan herkese, ne verilecektir? Soru: Tanrı’nın krallığını görmekle İnsanoğlu’na iman etmek arasında bir ilişki var mıdır?
YANSIMA İÇİN
Soru: Tanrı’nın ruhsal krallığı, bizim günlük yaşamımızla ve içinde yaşadığımız toplumla ne şekilde ilişkilidir?
UYGULAMA İÇİN
Soru: Mesih İsa’nın Tanrı’nın krallığının gelmesi konusunda üstlendiği şeyler, bu krallığı getirecek kişi olması ve O’nun krallığını açıklayan kendi davranışları, bizden bir karşılık beklemektedir. Mesih İsa, sizden nasıl bir karşılık vermenizi beklemektedir?
BÖLÜM 9 MESİH İSA’NIN YETKİSİ
Bölüm 8’de Mesih’in cennete alınmadan evvel, öğrencilerine şunu söylediğini görmüştük: “... Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi” (Matta 28:18). Bu bölümde, Mesih’in bu yetkisini nasıl göstermiş olduğuna bakacağız. Mesih görevine başlamaya yakın bir zamanda, aşağıda ifade edildiği biçimde, otoritesini güçlü bir şekilde ortaya koymuştur: Luka 4: 31 Sonra İsa Celile'nin Kefernahum kentine gitti. Sept günü halka ders veriyordu. 32 Yetkiyle konuştuğu için O'nun öğretişine şaşıp kaldılar. 3334 Havrada cine tutsak, içinde kötü ruh olan bir adam vardı. Adam yüksek sesle, "Ey Nasıralı İsa, bırak bizi! Bizden ne istiyorsun?" diye bağırdı. "Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin kim olduğunu biliyorum, Tanrı'nın Kutsalısın sen!" 35 İsa, "Sus, çık o adamdan!" diyerek cini azarladı. Cin, herkesin önünde adamı yere yıktıktan sonra, ona hiç zarar vermeden içinden çıktı. 36 Herkes şaşkına dönmüştü. Birbirlerine, "Bu nasıl söz? Güç ve yetkiyle kötü ruhlara çıkmalarını buyuruyor, onlar da çıkıyorlar!" diyorlardı. 37 Ve İsa'yla ilgili haber o bölgenin her yanında yankılandı. Notlar: Ayet 31: “Celile” Mesih’in çocukluk dönemi ve hizmetinin ilk zamanlarını geçirmiş olduğu kuzey Filistin’de bir bölge ismi. “Sept günü” Hiçbir işin yapılmadığı Yahudi tapınma günü olan Cumartesi. Ayet 34: “Nasıralı İsa” İsa’nın doğmuş olduğu Celile’de bir kasaba. Soru: Mesih İsa hakkında öğrendiklerinde, tüm insanları hayrete düşüren şeyler nelerdi? Soru: Cinler, Mesih’i kim olarak bilmekteydiler? Soru: Burada belirtilmiş olduğu gibi, Mesih’in otoritesi sizin yaşamınızda etkin midir? Mesih inanlıları neden bir tılsım taşıma ihtiyacında değillerdir? Luka 5: 17 Bir gün İsa ders veriyordu. Celile'nin ve Yahudiye'nin bütün köylerinden ve Kudüs'ten gelmiş olan Ferisilerle Kutsal Yasa öğretmenleri O'nun çevresinde oturuyorlardı. İsa, Rab'bin gücü sayesinde hastaları iyileştiriyordu. 18 O sırada birkaç kişi, şilte üzerinde taşıdıkları felçli bir adamı evden içeri sokup İsa'nın önüne koymaya çalışıyorlardı. 19 Kalabalıktan ötürü onu içeri sokacak yol bulamayınca dama çıktılar, kiremitleri kaldırıp adamı şilteyle birlikte ortaya, İsa'nın önüne indirdiler. 20 Onların imanını gören İsa, "Dostum, günahların bağışlandı" dedi. 21 Din bilginleriyle Ferisiler, "Tanrı'ya küfreden bu adam kim? Tek Tanrı'dan başka kim günahları bağışlayabilir?" diye düşünmeye başladılar. 22 Akıllarından geçenleri sezen İsa onlara şöyle seslendi: "Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz? 23 Hangisi daha kolay, ‘Günahların bağışlandı' demek mi, yoksa ‘Kalk, yürü' demek mi? 24 Ne var ki, İnsanoğlu'nun yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye..." Sonra felçli adama, "Sana söylüyorum, kalk, şilteni toplayıp evine git!" dedi. 25 Adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı şilteyi topladı ve Tanrı'yı yücelterek evine gitti. 26 Herkesi bir şaşkınlık almıştı. Tanrı'yı yüceltiyor, büyük korku içinde, "Bugün şaşılacak işler gördük!" diyorlardı. Notlar: Ayet 17: “Ferisiler” Yahudi yasalarını çok kesin bir şekilde yorumlayıp onları yaşamlarına uyarlayan Yahudi din önderleri. Ayet 21: “küfür” Yahudi anlayışında, Tanrı’nın otoritesi ve niteliklerine sahip olduğunu iddia etme. Ayet 24: “İnsanoğlu” Tümüyle Mesihsel ön bildirilerin yer aldığı Daniel 7:14’de bildirildiği gibi İsa’nın kendisi için sıklıkla kullanmış olduğu unvan. Ayet 26: “şaşkınlık” Saygı, takdir, hayret ve merak karışımı bir duygu. Soru: Mesih, Ferisilere ve yasa öğretmenlerine günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu nasıl gösterdi? Soru: Ayet 21’deki Ferisilerin sorusuna, Mesih nasıl cevap verdi? Soru: Bu metindeki anlatım, size, Mesih’in kim olduğu hakkında ne söylemektedir? Soru: Günahlardan bağışlanmayı elde etmekle Mesih İsa’ya iman etmek arasındaki ilişki nedir? Mesih, ilerlemiş yaşında olmasıyla birlikte desteğine muhtaç olduğu biricik kızının ölümünden dolayı büyük bir üzüntü ve umutsuzluk içinde olan dul bir kadına rastlamıştı: Luka 7: 11 Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti. Öğrencileri ve büyük bir kalabalık da O'nunla birlikte gidiyordu. 12 İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul anasının tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük bir kalabalık da kadınla birlikteydi. 13 Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, "Ağlama" dedi. 14 Yaklaşıp cenaze sedyesine dokundu, sedyeyi taşıyanlar da durdular. İsa, "Delikanlı" dedi, "sana kalk diyorum!" 15 Ölü doğrulup oturdu ve konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri verdi. 16 Herkesi bir korku almıştı. "Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı!" ve "Tanrı, halkının yardımına geldi!" diyerek Tanrı'yı yüceltmeye başladılar. 17 İsa'yla ilgili bu haber bütün Yahudiye'ye ve çevre bölgelere yayıldı. Soru: Bu ayetlerde, Mesih’in hangi tür karakteri görünmektedir? Soru: Bu büyük mucize, Mesih’in ne üzerindeki yetkisini göstermektedir? Soru: Bu mucizeden sonra, Mesih hakkında hangi 2 şey söylenmiştir (ayet 16)? Bunlar hangi yönden öneme sahiptir? Mesih, kendi egemenliğindeki imanından dolayı Romalı bir ordu görevlisini övmüştür: Matta 8: 56 İsa Kefernahum'a varınca bir yüzbaşı O'na gelip, "Ya Rab" diye yalvardı, "felçli uşağım korkunç acılar içinde evde yatıyor." 7 İsa, "Gelip onu iyileştireceğim" dedi. 8 Ama yüzbaşı, "Rab, ben layık değilim ki, çatımın altına giresin!" karşılığını verdi. "Sen yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir.” 9 Ben de buyruk altında bir adamım, benim de buyruğumda askerlerim var. Birine, “Git” derim, gider; bir diğerine, “Gel” derim, gelir; köleme, “Şunu yap” derim, yapar. 10 İsa, duyduğu bu sözlere hayran kaldı. Ardından gelenlere, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "ben böyle imanı İsrail'de kimsede görmedim. 11 Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan birçok insan gelecek, Göklerin Egemenliğinde İbrahim, İshak ve Yakup'la birlikte sofraya oturacaklar. 12 Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıya, karanlığa atılacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır." 13 Sonra İsa yüzbaşıya, "Git, inandığın gibi olsun" dedi. Ve uşak o anda iyileşti. Notlar: Ayet 10: “İsrail’de” Yahudiler arasında. Ayet 11: “doğudan ve batıdan” Diğer uluslardan olup Yahudi olmayanlar. Ayet12: “egemenliğin mirasçıları” Kendilerini İbrahim’in oğulları ve dolayısıyla gerçek krallığa ait olarak gören Yahudiler. Dışarıya atılan Yahudiler tüm Yahudileri kapsamamakta fakat imansız Yahudileri kapsamaktadır. Soru: Mesih İsa’nın yaptıklarına şaşıran Romalı ordu görevlisinin imanını nasıl tasvir edersiniz? Soru: Romalı yüzbaşının askerlerine hükmetme yetkisinin Roma imparatorundan gelmesi gibi, bu yüzbaşı da, Mesih’in otoritesinin, nereden geldiğini bilmekteydi? Soru: Göklerin krallığının görünümü, dünyanın her tarafında olacak şekilde Mesih tarafından nasıl tasvir edilmişti? Mesih sadece Yahudiler için mi geliyordu? Mesih öğrencilerinin zayıf imanlı oluşlarından ötürü hayal kırıklığına uğramıştı: Luka 8:2225 Bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir kayığa binerek onlara, "Gölün karşı yakasına geçelim" dedi. Böylece kıyıdan açıldılar. Kayıkta giderlerken İsa uykuya daldı. O sırada gölde bir fırtına koptu. Kayık su almaya başlayınca tehlikeli bir duruma düştüler. Gidip İsa'yı uyandırarak, "Efendimiz, Efendimiz, batıyoruz!" dediler. İsa kalkıp rüzgârı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi ve ortalık sütliman oldu. İsa öğrencilerine, "Nerede imanınız?" dedi. Onlar korku ve şaşkınlık içindeydiler. Birbirlerine, "Bu adam kim ki, rüzgâra ve suya bile buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyor!" dediler. Soru: Yukarıdaki ayetlerde, Mesih otoritesini farklı bir sahada göstermektedir. Bu ne tür bir otoritedir? Soru: Fırtına esnasında, Mesih’le öğrencileri arasında davranış yönünden hangi önemli karşıtlığı görmekteyiz? Soru: Mesih, öğrencilerinde ne tür bir imanın olmasını arzu ediyordu? Mesih, bir Sept günü, kendisini Yahudi din önderlerine muhalif yapacak şekilde, hasta bir adamı iyileştirmişti: Yuhanna 5: 16 Sept günü böyle şeyler yaptığı için Yahudiler İsa'ya zulmetmeye başladılar. 17 Ama İsa onlara şu karşılığı verdi: "Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum." 18 İşte bu nedenle Yahudiler O'nu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Sept günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılmıştı. 19 İsa Yahudilere şöyle karşılık verdi: "Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul, Baba'nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar. 20 Çünkü Baba Oğul'u sever ve yaptıklarının hepsini O'na gösterir. Şaşasınız diye O'na bunlardan daha büyük işler de gösterecektir. 21 Baba nasıl ölüleri diriltip onlara yaşam veriyorsa, Oğul da dilediği kimselere öylece yaşam verir. 22 Baba kimseyi yargılamaz, tüm yargılama işini Oğul'a vermiştir. 23 Öyle ki, herkes Baba'yı onurlandırdığı gibi Oğul'u onurlandırsın. Oğul'u onurlandırmayan, O'nu gönderen Baba'yı da onurlandırmaz. 24 "Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir. 25 Size doğrusunu söyleyeyim, ölülerin Tanrı Oğlunun sesini işitecekleri ve işitenlerin yaşayacakları saat geliyor, geldi bile. 26 Çünkü Baba, kendisinde yaşam olduğu gibi, Oğul'a da kendisinde yaşam olma özelliğini verdi. 27 O'na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü O İnsanoğlu'dur. Notlar: Ayet 16: “Sept” Tanrı’nın, halkına hiçbir iş yapmamasını söylediği, haftanın 7. günü. Mesih, Yahudi din önderlerinin kabul etmediği bir şekilde, bu Sept günü emrini ortadan kaldırmayıp, ona olması gerektiği gibi doğru bir yorumlama getirdi. Soru: Tanrı, bizim sahip olduğumuz gibi fiziksel anlamda bir oğula sahip olmamıştır. Bu “oğul” kelimesi, bir ilişkiyi tasvir etmek için mecazi anlamda kullanılmıştır. Yukarıdaki metin, Baba ile Oğul arasındaki ilişki hakkında size ne göstermektedir? Soru: Baba, kendi otoritesini Oğul’a, hangi yollarla vermiştir? Soru: Mesih’in, bu otoriteyi almasının sonucunda, bizler Tanrı’yı nasıl yüceltebiliriz? Soru: Tanrı’ın Oğlu ile İnsanoğlu, aynı kişiler midir? Soru: Ayet 24’de, Mesih, ne çeşit bir “ölüm” ve “yaşam” dan bahsetmektedir? Mesih, bu öğretişi bize, kendisiyle ilişkilendirerek verdi: Yuhanna 10:1718 Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babamdan aldım. Soru: Mesih, “Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var” dediği zaman, neye işaret ediyordu? Soru: Mesih’in, Baba’dan almış olduğu otorite, neye genişletilmiş oldu? Mesih, kendi ölümü ve dirilişi yaklaştığında, Babasına, yüceltileceği zamanın gelmiş olduğunu söyleyerek dua ediyordu. Kendisini işaret ederek, duasını şöyle sürdürmüştü: Yuhanna 17:2 Çünkü sen O'na tüm insanlık üzerinde yetki verdin. Öyle ki, O'na verdiklerinin hepsine sonsuz yaşam versin. Soru: Mesih’in, üzerinde yetkisi olmadığı bir kimse var mıdır? Soru: Mesih’e, bu otorite neden verilmişti?
GÖZLEM İÇİN
Bu dersi tekrar gözden geçirerek, Mesih’in kendi otoritesini açıklamış olduğu tüm alanların bir listesini hazırlayın.
YANSIMA İÇİN
Soru: Şayet, Mesih tüm yaradılışın, tüm insanlığın üzerinde bir otoriteye sahipse ve bugün kendisi hayatta ise, sizin üzerinizde de otoritesi var mıdır? Sizin Mesih’e, ne şekilde yanıt verdiğiniz, Mesih’in sizin üzerinizdeki otoritesini etkiler mi?
UYGULAMA İÇİN
Mesih’in, kendi otoritesini, sizin yaşamınızda göstermesini isteyin. Bunun gerçekleşmesi için iman gereklidir. Size, bunun için gerekli imanı vermesini isteyin.
BÖLÜM 10 TANRI’NIN ÖN SAĞLAYIŞI RAB YERİNE GETİRECEK
Daha önceki bölümlerde, zayıflıklarımız, isyanlarımız ve gururumuzdan dolayı hepimizi, bir gün, bir yerde toplayıp yargılayacak olan Kutsal Tanrı’nın gözünde, tüm insanların günahlı olduklarını gördük. Bununla birlikte, günahlarımıza rağmen, Tanrı, kendi sevgisi ve merhametinde, bizlerin kendisiyle bir ilişki içinde olmamızı sağlayacak şekilde, bizleri çağırmaktadır. Tanrı, tesis etmiş olduğu Ruhsal bir krallığın parçası olmamız için bizleri çağırmaktadır. Fakat, bu, kendisinin bir bedel ödemesine sebep olmaktadır. Tanrı bize bir yol sağlamıştır. Tanrı’nın adaletini gerçekleştiren bu sağlayış (hazırlama ve gerçekleştirme ç.n) Tevrat’ta önceden gösterilmiş ve İncil’de açık bir konuma getirilmiştir. Yaklaşık 4.000 yıl önce, Tanrı, (Irak’ta Fırat ırmağı yakınında) Ur kentinde bulunan İbrahim ve ailesine, Kenan (bugünkü Filistin) bölgesine gidip, orada yaşaması için çağrı yaptı. 75 yaşındaki İbrahim, nereye gideceğini dahi tam olarak bilmeden, Tanrı’nın çağrısına itaat etti. İbrahim’in karısı Sara kısırdı ve ikisi de çocuk sahibi olacak yaşlarını geride bırakmış olmalarına rağmen, Tanrı onların, bir çocuk sahibi olmaları vaadinde bulundu. İbrahim imanla Tanrı’ya inandı. Sara 90 ve İbrahim 100 yaşlarındayken mucizevi şekilde İshak doğdu. Bu doğum, diğer normal doğum şartlarının sağlanmış olmasının dışında, tamamen Tanrısal bir sebeple gerçekleşmiştir. İshak’ın doğumu, Tanrı’nın İbrahim’e verdiği vaadin yerine gelmesiydi. Yıllar sonra, genç bir çocuk olunca, Tanrı İbrahim’in imanını test etmek için, oğlunu kurban etmesini istedi. Yaratılış 22: 1 Daha sonra Tanrı İbrahim'i denedi. "İbrahim!" diye seslendi. İbrahim, "Buradayım!" dedi. 2 Tanrı, "İshak'ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git" dedi, "Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun." 3 İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak'ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı'nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı. 4 Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü. 5 Uşaklarına, "Siz burada, eşeğin yanında kalın" dedi, “Tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.” 67 Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak'a yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken İshak İbrahim'e, "Baba!" dedi. İbrahim, "Evet, oğlum!" diye yanıtladı. İshak, "Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?" diye sordu. 8 İbrahim, "Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak" dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler. 9 Tanrı'nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak'ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. 10 Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. 11 Ama RAB'bin meleği göklerden, "İbrahim, İbrahim!" diye seslendi. İbrahim, "İşte buradayım!" diye karşılık verdi. 12 Melek, "Çocuğa dokunma" dedi, "Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı'dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin." 13 İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. 14 Oraya "RAB sağlar" adını verdi. "RAB'bin dağında sağlanacaktır" sözü bu yüzden bugüne kadar söylenmektedir. 14. "RAB sağlar": İbranice "Yahve yire". 15 RAB'bin meleği göklerden İbrahim'e ikinci kez seslendi: 16 "RAB diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yaptığın için, biricik oğlunu esirgemediğin için 17 seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek. 18 Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin." Notlar: “İshak” Kuran’da, Saffat Suresi 99111 ayetlerinde, İbrahim’in kurban etmek istediği oğlunun adı belirtilmemişse de Müslüman yorumcular, bunun İsmail olduğunu söylerler. Bununla birlikte, bu ayetleri okumaya devam ettiğimizde, bu kişinin İsmail değil, İshak olduğu anlaşılmaktadır. “Moriya bölgesi” Bu bölgede İsrail halkı tarafından bir tapınak inşa edildi (2. Tarihler 3:1’e bak). Daha sonra bu bölgenin üzerinde, Müslümanlar tarafından ElAksa adındaki cami yapılmıştır. Eskiden, bu tapınakta İsrailliler kendi günahları için ve gelecekte İsa’nın kurban oluşunu tasvir edecek şekilde hayvan kurbanları sunuyorlardı. Söz konusu bu bölgede, İsa’nın kendi halkı için fidye olmak üzere acı çekerek öldüğünü bilmekteyiz. Ayet 2,12&16: “senin biricik Oğlun” Ayet 2 ve 16’da “biricik” kelimesi “sevgili” anlamındadır. Ayet 12’de ise, “beraberinde olmak” veya “bir başkasıyla aynı düşüncede olmak” anlamında kullanılmıştır. İshak, kendi aracılığıyla uluslara bereket getirecek olan, Tanrı’nın antlaşmasında vaat edilen biricik oğuldu. İsmail, Sara’nın hizmetçisi Hacer’le uzağa gönderilmişti ve İshak’la bu konuda paylaşması gereken bir mirasa sahip değildi. İsmail, bir oğul olarak bölgede bulunmamıştı. İsmail, imanındaki zayıflıktan ötürü, İshak’ı suçlamıştı (Yaratılış 21:9, Galatyalılar 4:29). İshak, Tanrı’nın Kutsal Ruhu’nun gücüyle mucizevi bir şekilde doğmasına rağmen, İsmail normal, doğal bir şekilde doğmuştu (Galatyalılar 4:23,29). Çocuk sahibi olabilecek yaşın çok ötesinde iken, İbrahim’in iman yoluyla inanmış olduğu gibi, İbrahim ve Sara Tanrı’nın vaadinin gerçekleşmesi olarak İshak’a sahip olmuşlardı (Yaratılış 18:1012 ; 21:13 , 5). Ayet 6: “Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak'a yükledi” Bu olay, bize, İsa’nın haçlanmaya giderken, kendi haçını taşımasını anımsatmaktadır. Ayet 7: “yakmalık sunu kuzusu nerede?" Buradaki kurbanlık kuzu, İsa’nın bizler için, haç’ta ölmesinin bir sembolü konumundadır. Kuzu ile insan arasında açık bir şekilde kurbanlığı anımsatan ilişki, Eski Antlaşma Yeşaya 53:7’de mevcuttur: Yeşaya 53:7 O baskı görüp eziyet çektiyse de, ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını. Ayet 8: “kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” İbrahim, Tanrı’nın sözünde öylesine kesin bir imana sahipti ki, Tanrı’nın İshak’ı ölümden diriltebileceğine dair vermiş olduğu vaadi gerçekleştireceğini biliyordu. Ayet 13: “oğlunun yerine onu sun” Burada, kurbanlığın kendisi için, bir yer değiştirme olayı üzerindeyiz. Birçokları için yaşamını, bir fidye olarak vermek üzere gelecek olan İsa’nın ön görümünü açık bir şekilde anlamaktayız. Ayet 14: “Rab sağlar” Bu, Tanrı’nın sıfatlarından birisi (Yehova), Rab sağlayacak anlamındadır. Rab Tanrı, gerçek tapınma için, gerekli olan kurbanı sağlayarak kendisini onurlandırmıştır. Ayet 18: “soy” kelimenin buradaki anlamı tekil niteliktedir. Bir tane olan evladı (Mesih) belirtir (Galatyalılar 3:16’ya bak). “dünyadaki tüm uluslar bereketlenecek” İbrahim’in soyundan olan İsa aracılığıyla, tüm halklara kurtuluş gelecek. “çünkü bana itaat ettin” İbrahim, imanıyla hareket ettiğinden, Tanrı’daki imanını göstermiş oldu. Bu iman, onu Tanrı ile güvenilir yaparak, kendisine doğruluk olarak itibar kazandırmıştır (Yaratılış 15:6). İbrahim, artık, kendi günahları ona karşı bir değer olmayacak şekilde aklanmıştı. Galatyalılar 3:9 “Böylece iman edenler, iman etmiş olan İbrahim'le birlikte kutsanırlar.” Soru: İbrahim, imanını ne şekilde ortaya koyarak, Tanrı’yı onurlandırdı? Soru: Tapınma için, ne çeşit bir kurban gerekliydi (ayet 5,7)? Soru: İbrahim, Tanrı’nın ne yapacağına inanmıştı (ayet 5,8)? Soru: İbrahim’in biricik oğlunu kurban etmesi, ne türden (sembolik olarak) bir davranıştı? Soru: Rab neyi sağladı? İbrahim’in imanı aracılığıyla, birbirleriyle ilgili 3 şey, Tanrı tarafından İbrahim’e sağlanmıştı: 1. Kurbanlık koç, 2. Yeniden canlanma 3. Bereketler. İbrahim’e sağlanan bu 3 şey, ölen, tekrar dirilen ve bizlere Tanrı’da sonsuz bereketlere sahip olacağımız bir yaşam veren Mesih İsa aracılığıyla İbrahim’den yaklaşık 2000 yıl sonra gerçekleşmiştir. İsa, Ferisilerle kendi kimliği hakkında tartıştığı zaman, İbrahim’in kendisinin gelecek oluşuna doğru baktığını açıklamıştı. Yuhanna 8:56 “Babanız İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu. Gördü ve sevindi." İbrahim’in o zamanda öğrenmiş olduğu şey, zamanı gelince, Tanrı’nın kendi oğlunun ölerek, bizim kurtuluşumuzu sağlayacağı idi. Tanrı’nın sağlayışından ötürü, İbrahim ölüm korkusu olmaksızın, yeniden dirilme ümidine sahip olduğunu biliyordu. İbraniler mektubunda söylendiği gibi, “İbrahim, Tanrı'nın ölüleri bile diriltebileceğini düşündü; nitekim İshak'ı simgesel bir şekilde ölümden geri aldı” (İbraniler 11:19). İbrahim tüm ulusların bereketlenmesine sebep olacak olan vaat edilmiş oğul'un gelişine imanla bakmaktaydı. Tanrı’nın İsa aracılığıyla sağlamış olduğu kurbanı iman aracılığıyla kabul ederek, Tanrı’yı onurlandırabiliriz.
GÜNAHLAR İÇİN FİDYE
Tanrı Zebur’da bizlere, başkasının hayatı için hiç kimsenin yeterince bedel ödeyemeyeceğini bildirmektedir: Mezmur 49: 7 Kimse kimsenin hayatının bedelini ödeyemez, Tanrı'ya fidye veremez. 8 Çünkü hayatın fidyesi büyüktür, kimse ödemeye yeltenmemeli. 9 Böyle olmasa, Sonsuza dek yaşar insan, mezar yüzü görmez. 15 Ama Tanrı beni ölüler diyarının pençesinden kurtaracak, ve yanına alacak. Soru: Hiç kimse, diğer birinin yaşamı için bedel ödeyemez. Bizlerin sonsuz yaşam için olan tek umudumuz nerede bulunmaktadır? Tanrı’nın açıklanmış olan vahyi, bizlerin sonsuz yaşamı aldığımız kurtarılma olayını, Tanrı’nın kendisinin sağlayabilir olduğunu açık olarak bildirmektedir. Markos 10:45 Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi. Notlar: “fidye” Bir kişinin mahkumiyetten kurtarılması için yapılan ödeme. Bizler, esaretten özgür kılınıp, günahın köleliği üzerinde zaferli olalım diye, İsa’nın kendi yaşamını vermiş olduğu, günaha ve ölüme köle olan insanlarız. Soru: Bizler için, İsa’nın yaşamının O’ndan alınması, kendi isteği dışında mıydı yoksa, O’nun isteğiyle mi gerçekleşti? Vaftizci Yahya İsa’nın evrensel hizmetinin başlangıcında, İsa’ya bakarak şunu söylemişti: Yuhanna 1:29 Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: "İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!” Not: “kuzu” Yahudiler tapınakta, günahlarına kefaret için hayvan kurbanı sunuyorlardı. Bu hayvan sunuları, gelecekte, bizlerin günahları için kendisini bir kurban olarak sunan Mesih’i işaret etmekteydi. Soru: Yahya, İsa’nın göreviyle ilgili olarak, önceden neyi biliyordu?
TANRI’NIN DÜNYAYA OLAN SEVGİSİ
Tanrı’nın, düşüşten sonra, bizlerin sahip olduğu günaha karşı, kendi öfkesinin cezasının ödenmesi için İsa’yı göndermesi, Tanrı’nın bizler için sahip olduğu sevgisinden dolayı idi. İsa, bu konuda şöyle söylemektedir: Yuhanna 3:1618 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. O'na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın biricik Oğlunun adına iman etmemiştir. Soru: Tanrı, kendi oğlunu neden gönderdi? Soru: Tanrı’nın oğluna inanmak, ne anlama gelmektedir?
YANSIMA İÇİN
Soru: Günahlarımızın cezasını ödemekten, neden sadece Tanrı bizi kurtarabilir? Soru: Tanrı, bunu bizim için nasıl sağladı?
UYGULAMA İÇİN
Tanrı’nın, İbrahim’e sağlayışı vermiş olduğu gibi, günahlarınızdan dolayı Tanrı’dan ayrılmanıza bir çare olması için, güvencinizi sadece Tanrı’ya yönlendirin. Tanrı’nın, İsa aracılığıyla size sağlamış olduğu kurtuluşu reddetmenizin anlamı, suçlanarak Tanrı’dan sonsuz olarak ayrılmanızdır. Tanrı’nın karşılıksız sunduğu bu sağlayışı kabul etmeniz O’nu onurlandırmak ve yüceltmek anlamına gelir. İmanınızın karşılığı ise, sonsuzluk boyunca Tanrı’nın krallığına coşkulu bir şekilde girmenizdir. Tanrı’nın, sizin için sunduğu sağlayışı kabul edecek misiniz? 1 Bruce J. Nicholls, ed., The Thailand Report on Muslims (Wheaton, IL. L.C.W.E., 1980), 15. 2 2.Samuel 7:811 3 James Montgomery Boice, Standing on the Rock (Grand Rapids: Kregel Publications, 1998), 135. 4 Walter C. Kaiser. Jr., “Exodus,” The Expositor’s Bible Commentary, Vol. 2, Frank E. Gaebelein, editor (Grand Rapids: Zondervan Publishing House, 1990), 321. 5 Kenneth Barker, editor, The NIV Study Bible (Grand Rapids: Zondervan Bible Publishers, 1985), 91. 6 Adapted from abd Al Malek, To Muslim Friends: A Word from the Heart (Van Nuys, CA: 1997), 1617. 8 Yeşaya 9:6 – Yuhanna 1:14, 12:45, 14:9 2. Korintlilere 4:4: Filipililer 2:6; Koloseliler 1:15. 9 Mark Hanna, The True Path (Colorado Springs, CO, International Doorways Publications, 1975), 2122. 10 Mezmur 89:34, 3437. 11 Summarized from correspondance from David A. Depew, Burbank, CA (February 2000). 12 Sorular ve Alıştırmalar Ashton T. Stewart Jr. (Spring 2000). 14 Don M. McCurry, editor, The Gospel and Islam (Monrovia, CA: MARC, 1979), 156157. 15 Peygamberlik, Allah’ın bir peygamberi aracılığıyla, bir emri, teşvik edici bir sözü, bir bereketlemeyi, bir öğretişi veya gelecekte olacak olan olayları önceden bildirdiği sözüdür. 16 Çıkış 12:46; Sayılar 9:12 17 Zekeriya 12:10 18 Aziz Avgustin, İtiraflar (Harmondswort, Middlesex, England: Penguin books Ltd., 1961).21
İNSANLIĞIN DOĞASI
Peygamber Davut, insan doğasının tanımını şu şekilde vermektedir: Mezmur 14:23 RAB göklerden bakar oldu insanlara, akıllı biri, Tanrı'yı arayan biri var mı diye. Hepsi saptı, tümü yozlaştı, iyilik eden yok, bir kişi bile! Peygamber Nuh zamanındaki tufandan önce, Tanrı, Tevrat’ta şöyle söylemekteydi: Yaratılış 6:5 RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı, fikri hep kötülükte. Soru: Hiçbir zaman günah işlemeyip düşüncesi kirlenmemiş ve her zaman iyi şeyler yapan her hangi bir kimse mevcut mudur? Peygamberler bu kapsama girerler mi? Soru: Erkeklerin ve kadınların düşüncelerindeki eğilim nedir? Soru: Aşağıdaki ayet, Tanrı’nın insan doğasına bakışıyla ilgili bize ne söylemektedir? Süleyman’ın Özdeyişleri 16:25 Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, ama sonu ölümdür. Soru: İnsanlar kendilerini aldatmakta mıdırlar? İnsanın doğasındaki günah onun yargısını etkileyebilir mi?
TANIMLANMIŞ GÜNAH
İsa Mesih, Tanrı’nın yasalarının sadece dışarıya doğru yönelen hareketler şeklinde olmayıp dışarıdan da içeriye doğru düşünce ve dürtüler şeklinde davranışları etkilemekte olduklarını bilmekteydi. Matta 5:2122 Atalarımıza, ‘Adam öldürme yargılanmayı hak edecek' denildiğini duydunuz... Ama ben size diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her kişi yargılanmayı hak edecek. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurulun yargısını hak edecek. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecek. Notlar: “Sanhedrin” 70 din adamından oluşan ve İsrail halkı üzerinde otoritesi olan (İslamiyet’teki ulema gibi) bir dini kurul. Soru: Yasanın, Kutsal Kitap’ta açıklandığı biçimiyle, öldürmeye karşı olduğu konusunda mükemmel olduğunun eksikliğini hissetmediğinizi söyleyebilir misiniz? Mesih İsa, zina konusunda da şu açıklamayı yapmıştır: Matta 5:2728 ‘Zina etme' denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir. Soru: Zinanın bu şekilde anlaşılması durumuna göre, Tanrı’yı tanımazdan önce, bu konuda mükemmel olduğunuzu açık yüreklilikle söyleyebilir misiniz? Süleyman’ın Özdeyişleri 24:1112 Ölüm tehlikesi içinde olanları kurtar, ölmek üzere olanları esirge. "İşte bunu bilmiyordum" desen de, insanın yüreğindekini bilen sezmez mi? Senin canını koruyan anlamaz mı? Ödetmez mi herkese yaptığını? Soru: Kötülüğün karşısında, Tanrı endişe etmeden mi durmaktadır? Soru: Önlemek için bir şeyler yapabilir olmamıza rağmen, diğer insanlar tarafından yapılmış olan haksızlıklardan sorumlu muyuz? Yakup 4:17 Bu nedenle, yapılması gereken iyi şeyi bilip de yapmayan, günah işlemiş olur. Soru: Günah, yapmamıza müsaade edilmeyen şeyleri yapmış olmamızla ilgili bir mesele midir, yoksa yapabilir olup ta yapmadığımız şeylerle ilgili bir mesele midir? Romalılar 14:23 Ama bir yiyecekten kuşkulanan kişi o yiyeceği yerse yargılanır; çünkü imanla yemiyor. İmanla yapılmayan her şey günahtır. Soru: Yaptığımız bir işin, Tanrı’yı hoşnut edeceği konusunda endişelerimiz varsa, bu işi yapmalı mıyız? Yakup 2:811 "Komşunu kendin gibi sev" diyen Kutsal Yazıya uyarak Kralımız Tanrı'nın Yasasını gerçekten yerine getiriyorsanız, iyi ediyorsunuz. Ama insanlar arasında ayrım yaparsanız, günah işlemiş olursunuz; Yasa tarafından, Yasayı çiğneyenler olarak suçlu bulunursunuz. Çünkü Yasanın her dediğini yerine getiren, ama tek bir noktada ondan sapan kişi bütün Yasaya karşı suçlu olur. Nitekim "Zina etme" demiş olan, aynı zamanda "Adam öldürme" demiştir. Eğer sen zina etmez, ama adam öldürürsen, Yasayı çiğnemiş olursun. Soru: Tanrı’nın emirlerinden birisine itaatsizlik ettiğimizde, Tanrı’nın tüm emirlerini çiğnediğimiz biçimde suçlu musunuz?
TANRI’NIN BİZLERİ GÖRDÜĞÜ BİÇİMİYLE; İNSANLIK
Süleyman’ın Özdeyişleri 20:9 Kim, "Yüreğimi pak kıldım, günahımdan arındım" diyebilir? Soru: Üstteki ayete, ne şekilde cevap verirdiniz? Bu sorunun, Kuran çerçevesindeki cevabı nedir? Mezmur 51:5 Nitekim suç içinde doğdum ben, günah içinde annem bana hamile kaldı. Not: Bizim doğal olan günahlı yapımız, günahın ve ölümün herkese ulaşmasına sebep olan, Cennette düşmüş olan insandan kaynaklanmaktadır (Romalılar 5:1219). Bu düşüşte, tüm yaratılış etkilenmiştir (Romalılar 8:20). Netice olarak, yaşamakta olan her insanın yaşamında, günahlı düşünce, tavır ve davranışları onlara öğreten birileri olmaksızın, doğal olarak zaten var olan günahlı doğayı görmekteyiz. Dolayısıyla, önemsenecek derecede bir yaşa ulaştığımızda, Tanrı, bizleri günahlı düşünce ve davranışlarımızdan sorumlu tutmaktadır. Soru: Bu anlayış, diğer tüm inanç sistemleriyle ne şekilde çelişmektedir? Kutsal Kitap şöyle demektedir: “Herkes günah işledi” (Romalılar 3:23), ve “Doğru olan hiç kimse yok, bir kişi bile” (Romalılar 3:10). 1. Samuel 16:7 Çünkü RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar. Süleyman’ın Özdeyişleri 5:21 RAB insanın tuttuğu yolu gözler, attığı her adımı denetler. Soru: Şayet Tanrı yüreğe bakıyorsa, herhangi birisi günahını Tanrı’dan gizleyebilir mi? Tanrı adamı Musa, duasında Tanrı’ya şöyle seslenmektedir: Mezmur 90:8 Suçlarımızı önüne, Gizli günahlarımızı yüzünün ışığına çıkardın. Not: “günahlar” Adaletsiz, kötü ve haksız davranışlar. Soru: Bu anlayış, sırlarımızı karanlıkta tutamayacağımızı nasıl izah eder? Soru: Bu anlayış, diğer insanların sizin ne yaptığınızı görmemiş olsalar da sizi tövbe ederek kutsal bir hayat yaşamanız konusunda özendirir mi? Süleyman’ın Özdeyişleri 16:2 İnsan her yaptığını temiz sanır, ama niyetlerini tartan RAB'dir. Soru: Tüm insanların yolları, neden kendilerine günahsız görünür? Soru: Kişilerin niyetlerinin göstergesi nelerdir?
GÜNAHIN KAYNAĞI
Sizin anlayışınıza göre, günahın kaynağı nedir? Mesih İsa’nın bu konuda ne söylediğine bakalım. Mesih İsa Yahudi din önderleriyle, yıkanmamış ellerle yenilen yiyecek maddeleri (yani Musa şeriatine göre ritüel anlamda yıkanmamış olan) hakkında bir tartışmaya girmişti: Markos 7: 14 İsa, halkı yine yanına çağırıp onlara, "Hepiniz beni dinleyin ve şunu belleyin" dedi. 1516 "İnsanın dışında olup içine giren hiçbir şey onu kirletemez. İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır." 17 İsa kalabalığı bırakıp eve girince, öğrencileri O'na bu benzetmenin anlamını sordular. 18 O da onlara, "Demek siz de anlamıyorsunuz, öyle mi?" dedi. "Dışarıdan insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini bilmiyor musunuz? 19 Dıştan giren, insanın yüreğine değil, midesine gider, oradan da ayakyoluna atılır." İsa bu sözlerle, tüm yiyeceklerin temiz olduğunu bildirmiş oluyordu. 20 İsa şöyle devam etti: "İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. 2122 Çünkü kötü düşünceler, cinsel ahlaksızlık, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. 23 Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir." Soru: Yukarıdaki ayetlere göre, insandaki tüm kötülük nereden gelmektedir? Soru: Bu anlayış, insanın doğası hakkında size ne söylemektedir? Süleyman’ın Özdeyişleri 5:2223 Kötü kişiyi kendi suçları ele verecek, Günahının kemendi kıskıvrak bağlayacak onu. Aşırı ahmaklığı onu yoldan çıkaracak, Terbiyeyi umursamadığı için ölecek. 19:3 İnsanın ahmaklığı yaşamını yıkar, yine de içinden RAB'be öfkelenir. Soru: Bir kimseyi baştan çıkararak, yaşamını alt üst eden şey nedir? Soru: İnsanı kabahatli kılan kimdir? Tanrı, Adem ve Havva’yı kendi günahları ile yüzleştirdiğinde, bu olay size neyi hatırlatıyor? Yakup 1: 13 Ayartılan kişi, "Tanrı beni ayartıyor" demesin. Çünkü Tanrı kötülüklerle ayartılmadığı gibi, kendisi de kimseyi ayartmaz. 14 Herkes, kendi arzularıyla sürüklenip aldanarak ayartılır. 15 Sonra arzu gebe kalınca günah doğurur. Günah olgunlaşınca da ölüm getirir. Not: Ayet 15: “ölüm” Hem fiziksel hem de ruhsal ölüm tasvir edilmektedir. Soru: Günahı doğuran şey nedir? Soru: Günahın sonucu nedir?
KARANLIĞA OLAN TUTKUMUZ
İsa, dünyanın ışığı olarak konuştu (Yuhanna 8:12). Günahımız aşağıda açıklandığı gibi olduğundan, kendisine olan cevabımızı şöyle açıklamıştır. Yuhanna 3: 19 Yargı da şudur: dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. 20 Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez. 21 Ama gerçeği uygulayan kişi, yaptıklarını Tanrı'ya dayanarak yaptığı belli olsun diye ışığa gelir." Not: Ayet 19: “karanlık” Tanrı’ya muhalif olan, dünyasal ve Şeytan’a ait olan sistem. Soru: Neden, insanların çoğu Tanrı’nın ışığını yok sayarlar? Soru: Gerçeğe göre yaşayan insanlar, neden ışığa gelirler? Bu insanları doğrulukla yaşamaya yetkin kılan kimdir?
YANSIMA İÇİN
Soru: Evvelki ayetlere bakarak, günahı nasıl tanımlarsınız? Günahın en belirgin karakteristiği, onun, Tanrı’nın karşısındaki doğrultuda bulunduğudur. Tanrı’nın yargısındaki iyi, Kutsal ve saf olan kriter(ler), hayat veren ilk sebep olduğu, temel ilke olarak Tanrı yasası olduğu ve hakimiyet amaçlı Tanrı’nın yüceliği olduğu için, onu sevmektir. Soru: Tanrı’nın gözünde, kendinizle ilgili yeni bir şey keşfettiniz mi? Açıklayın. Soru: Kendi doğanızı değiştirebileceğiniz, her hangi bir şey var mı dır? Yoksa neden? Kendi doğanızı değiştirebileceğinizi düşünürseniz Kutsal Kitap’ta tasvir edildiği gibi, Tanrı’nın mükemmelliğine sahip olabilir misiniz?
UYGULAMA İÇİN
İncil’de, Tanrı’dan şu şekilde bir mesaj görmekteyiz: 1. Yuhanna 1:810 Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız ve içimizde gerçek olmaz. Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı, günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır. Günah işlemedik dersek, O'nu yalancı durumuna düşürmüş oluruz ve O'nun sözü içimizde olamaz. Not: “Oğul” Dünyaya getirilmiş olan bu beden için kullanılan bu adlandırma, Tanrı’yla fiziksel bir ilişkinin varlığını değil, Tanrı’nın tek oluşunda mevcut olan bir ilişkiyi tasvir etmektedir. Kendi günahlılığınızı kabul ettiğinizde, Tanrı bunları kendisine itiraf etmeniz için sizi çağırmaktadır. Aşağıda okuyacağınız peygamber Davut’un kendi günahları ile yüzleştirildiğinde söylemiş olduğu dua, Zebur’da bulunmaktadır: Mezmur 51: 1 Ey Tanrı, lütfet bana, Sevgin uğruna; Sil isyanlarımı, Sınırsız merhametin uğruna. 2 Tümüyle yıka beni suçumdan, Arıt beni günahımdan. 3 Çünkü biliyorum isyanlarımı, Günahım sürekli karşımda. 4 Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim, Senin gözünde kötü olanı yaptım. Öyle ki, konuşurken haklı, Yargılarken adil olasın. 5 Nitekim suç içinde doğdum ben, Günah içinde annem bana hamile kaldı. 6 Madem sen gönülde sadakat istiyorsun, Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde. 7 Beni mercanköşk otuyla arıt, paklanayım, Yıka beni, kardan beyaz olayım. 8 Neşe, sevinç sesini duyur bana, Bayram etsin ezdiğin kemikler. 9 Bakma günahlarıma, Sil bütün suçlarımı. 10 Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde. 11 Beni huzurundan atma, Kutsal Ruh'unu benden alma. 12 Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, İstekli bir ruhla bana destek ol. Notlar: Ayet 7: “mercanköşk otu” Yahudiler tarafından, dinsel festivallerde ritüel tarzda temizlenme amaçlı kullanılan bir tür ot. Ayet 9: “bakma günahlarıma” Antropomorfik (Tanrıinsan benzeşimini konu edinen husus) bir ifade. Açıklandığında bize anlaşılabilir bir ifade olarak görülen, sadece insanda bulunan hususların, Tanrı’ya uyarlanışı (mecazi manada Tanrı’da gerçekleşmesi). Ayet 11: “Kutsal Ruh” İmanlı bir kişinin yüreğinde yaşayan, kişinin günahlarından kaynaklanan mahkumiyeti Tanrı’ya ulaştıran ve Tanrı’nın yasasına göre yaşamak için güç olan, 3 kimlikte tek olan Tanrı’nın 3. kimliği.
BÖLÜM 7 TANRI’NIN GÜNAHA TEPKİSİ GÜNAHLA KİRLETİLMİŞ YAŞAMLAR
Bir kova kullanarak bir ineği sağmak ve bu sütü muhafaza etmek istediğinizi farz edin. Tam sağma işlemini bitirmek üzereyken ineğin, idrarını yapmaya başlamasıyla, kovadaki sütün içine idrardan bir miktar sıçramış olsun. İçine idrar karışarak saflığı bozulan sütü kullanım dışı yapmaz mısınız? İdrar, sütün içine karışmış ve ayrılamaz bir durumda bulunmaktadır. Benzer şekilde, eğer yaşamlarımız sadece bir günah tarafından lekelenmişse, Tanrı’nın Kutsallığının ışığında bakıldığında, bizlerin yaşamı aslında kirlenmiş ve bozulmuş bir durumdadır. Özel bazı günahların dışında, miras almış olduğumuz doğamız gereği, suistimaller yapabiliriz. Tanrı saftır ve herhangi bir çeşit günahtan tamamen arınmış bir şekilde kutsal olan bir Tanrıdır. Tanrı kendi varlığında, günah barındırmaz. Bir peygamber, Tanrı’yı şöyle tasvir etmektedir: Gözlerin kötülüğe bakamayacak kadar saf, kötülüğü hoş karşılamazsın (Habakkuk 1:13). İnanlılar kutsal olmaya çağrılmışlardır: Kutsallık olmadan hiç kimse, Rab’bi görmeyecektir (İbraniler 12:4). Rab’bi görmek demek, cennette O’nun varlığına iştirak etmek demektir. Şayet günahlarımızla yaşamaya devam edersek, Tanrı’nın yargısıyla karşılaşırız ve O’nun varlığından hiçbir zaman zevk almayız. Tek umudumuz, Tanrı’nın, kendisi olduğu gibi, bizleri de kutsal yapacağıdır. Bu ise, günahlılar için belirlenmiş olan, günahsız Mesih İsa aracılığıyla sağlanacaktır. Bu konuda daha ileriye gitmeden, tövbe etmeyenlerin akibetinin ne olacağına bir göz atalım.
GÜNAHLILAR ÜZERİNDEKİ YARGI
Kutsal Kitap’ta geçen özdeyişlerin çoğu, peygamberler ve Kral Süleyman aracılığıyla açıklanmıştır. Aşağıdaki ayetlerde, günahlıların akibeti hakkında açıklamalar mevcuttur. İtaat etmeyi ve Tanrı’nın yolunda imanla yürümeyi reddeden kişiler, yargıyı hak edenler arasındadır. Süleyman’ın Özdeyişleri 29: 1 Defalarca azarlandığı halde dik başlılık eden, ansızın yıkıma uğrayacak, çare yok. 12 Adil Olan, kötünün evini dikkatle gözler ve kötüleri yıkıma uğratır. 19 Kötülük edenlere kızıp üzülme, onlara özenme. 20 Çünkü kötülerin geleceği yok, çırası sönecek onların. Soru: Günahkarları neden kıskanmayız? Süleyman’ın Özdeyişleri 3:3335 RAB kötülerin evini lanetler, Doğruların oturduğu yeriyse kutsar. RAB alaycılarla alay eder, Ama alçakgönüllülere lütfeder. Bilge kişiler onuru miras alacak, Akılsızlara yalnız utanç kalacak. Soru: Bu ayetlerde, hangi 3 çift insan karşılaştırılmıştır? Soru: Bu 3 çift insan, ne ile mükafatlandırılacaklardır? Peygamber Davut Zebur’da şöyle söylemektedir: Mezmur 62:1112 Tanrı bir şey söyledi, Ben iki şey duydum: Güç Tanrı'nındır, Sevgi de senin, ya Rab! Çünkü sen herkese, yaptığının karşılığını verirsin. Soru: Her bir kişi ne şekilde ödüllendirilecektir? Soru: Tanrı’nın, insanları ne şekilde ödüllendireceği konusunda, Tanrı’nın karakterinin yapabildiği her hangi bir şey var mıdır? Varsa, ne şekilde yapar?
ÖLÜM SONSUZLUĞUMUZU SONLANDIRIR
İsa Mesih, İncil’de mevcut olan “zengin adam ve Lazar” öyküsünü kıyaslama özelliği kullanarak bize anlatmaktadır: Luka 16:1931 Zengin bir adam varmış. Mor renkli ve ince ketenden giysiler giyer, bolluk içinde her gün eğlenirmiş. Buna karşılık, her tarafı yara içinde olup bu zenginin kapısının önüne bırakılan Lazar adında yoksul bir adam, zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atarmış. Bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalarmış. Bir gün yoksul adam ölmüş, melekler onu alıp İbrahim'in yanına götürmüşler. Sonra zengin adam da ölmüş ve gömülmüş. Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı görmüş. ‘Ey babamız İbrahim, acı bana!' diye seslenmiş. ‘Lazar'ı gönder de parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. Bu alevlerin içinde azap çekiyorum.' İbrahim, ‘Oğlum' demiş, ‘yaşamın boyunca senin iyilik payını, Lazar'ın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap çekiyorsun. Üstelik, sizinle bizim aramıza öyle büyük bir uçurum yerleştirilmiştir ki, ne buradan size geçmek isteyenler geçebilir, ne de oradan kimse bize geçebilir.' Zengin adam şöyle demiş: ‘Öyleyse baba, sana rica ederim, Lazar'ı babamın evine gönder. Çünkü beş kardeşim var. Lazar onları uyarsın ki, onlar da bu ıstırap yerine düşmesinler.' İbrahim, ‘Onlarda Musa'nın ve peygamberlerin sözleri var, onları dinlesinler' demiş. Zengin adam, ‘Hayır, İbrahim baba, dinlemezler!' demiş. ‘Ancak ölüler arasından biri onlara giderse, tövbe ederler.' İbrahim ona, ‘Eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ölüler arasından biri dirilse bile ikna olmazlar' demiş. Soru: Zengin adamın günahı neydi? Soru: Benzetme yapılarak açıklanan bu ayetlerdeki uyarı neydi? Soru: Herhangi birisi için, cehennemden cennete gitmek mümkün müdür? Öyleyse veya değilse neden? İbraniler 9:27 ... bir kez ölmek ve ondan sonra yargılanmak ... Soru: Günahın anlatıldığı son dersin ışığında, Tanrı’nın yargısına konu olmayıp, cehennem için suçlanmayacak birisi var mıdır? Neden?
TANRI’NIN MERHAMETİ VE ADALETİ
Hezekiel 18:23 Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Soru: Tanrı tüm hepimizi cehenneme göndermek ister mi? Tanrı, kendisini Peygamber Musa’ya bir bulut olarak hissettirerek ona şunu söyledi: Çıkış 34:67 Musa'nın önünden geçerek, "Ben RAB'bim" dedi, "RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık Tanrı. Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım. Hiçbir suçu cezasız bırakmam.” Soru: Tanrı hem sevmekte ve hem de affetmekte olduğuna göre, haksızlığı neden cezasız bırakmamaktadır? Soru: Şayet tüm insanlar günahlı ve cezalandırılmayı hak etmişlerse, her hangi birisi için affedilme umudu var mıdır? Eğer varsa, hangi temel anlayışta bağışlanabilir? İbraniler 9:22 ... kan dökülmeksizin bağışlama olmaz. Not: “kan dökülmesi” kesme sonucu kanın akması. Soru: Günahın bağışlanması için neden kanın akıtılması gerekmektedir? Romalılar 6:23 Çünkü günahın ücreti ölümdür. Not: “ücret” bedel. Soru: Günah nasıl bir sonuç doğurmaktadır? Soru: Ölüm 2 manada anlaşılabilir. Bunlar nelerdir? Bu noktada, adaletinde günahın cezalandırılmasının gerekliliği mevcut olan Tanrı’nın nasıl olup da şefkatli ve merhametli olabildiği hususunda merak ediyor olabilirsiniz. Bu çalışmamızın daha sonraki bölümlerinde göreceğimiz gibi, Tanrı’nın merhameti ve adaletinin anlaşılabilmesi, Mesih İsa aracılığıyla sadece çarmıhta gerçekleşmesinde yatmaktadır. Çarmıhta gerçekleşen bu olayda, Tanrı’nın adaleti günaha tolerans tanıyamaz, adaleti merhametiyle barıştırılmıştır ve Tanrı günahkarların ölümünden sevinç duymaz. Bu, Zebur’daki şu sözlerle açıklanmaktadır: Mezmur 85:10 Sevgiyle sadakat buluşacak, Doğrulukla esenlik öpüşecek.
SON AYRILIK
Mesih İsa, mecazi ifadeler kullanarak, öğrencilerini ruhsal gerçekler hakkında bilgilendiriyordu. Mesih İsa yargı günü hakkında ağ benzetmesi yaparak şunları söylüyordu: Matta 13: 47 "Yine Göklerin Egemenliği, denize atılan ve her çeşit balığı toplayan bir ağa benzer. 48 Ağ dolunca onu kıyıya çekerler. Yere oturup yararlı balıkları seçer ve kaplara koyarlar, yararsız olanları atarlar. 4950 Çağın sonunda da böyle olacak. Melekler gelip kötü kişileri doğruların arasından ayıracaklar ve onları kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Notlar: Ayet 47: “Göklerin egemenliği” Tanrı’nın kendi halkıyla birlikte mevcut oluşunu simgeleyen Tanrı’nın krallığıyla aynı anlamda kullanılan deyim. Ayet 50: “ateşli fırın” Tanrı’dan ayrı olma ve sonsuz cezanın mevcut olduğu cehennemi simgeleyen deyim. “diş gıcırtısı” Derin acı ve ızdırabı belirten ifade. Soru: Son günde, ne çeşit bir ayrılma açık bir şekilde gerçekleşecek? Mesih İsa tarafından elçi Yuhanna’ya, yargı gününde olacak şeyler hakkında verilen görüm (vahiy) aşağıdaki gibidir: Vahiy 20: 11 Büyük, beyaz bir taht ve tahtın üzerinde oturanı gördüm. Yer ve gök O'nun önünden kaçtılar ve yok olup gittiler. 12 Tahtın önünde duran büyük küçük, bütün ölüleri gördüm. Sonra bazı kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler, kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre yargılandı. 13 Deniz, kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler. Her biri, yaptıklarına göre yargılandı. 14 Ölüm ve ölüler diyarı, ateş gölüne atıldı. İşte bu ateş gölü, ikinci ölümdür. 15 Adları yaşam kitabında yazılmamış olanların hepsi, ateş gölüne atıldı. Notlar: Ayet 11: “tahtın üzerinde oturan” Mesih İsa, son günde bizleri yargılayacak (Yuhanna 5:22). Ayet 14: “ölüm” Mesih İsa, ölüler arasından dirilerek ölümü ortadan kaldırmak için geldi. “ölüler diyarı” Yargıdan önce ölülerin beklediği yer. “ateş gölü” Yanan sülfürden oluşan alevin bulunduğu ortamdaki sonsuz ızdırabın yaşanıldığı yeri tasvir eden deyim. “ikinci ölüm” İlk ölümümüzün fiziksel olmasına karşın, ikinci ölümümüz cennette sonsuzluk boyunca Tanrı’yla birlikte olmaktan ve O’nun varlığından zevk almaktan ayrılmak (uzaklaşmak)’tır. Ayet 15: “adları yazılmamış olanlar” Tanrı tüm çocuklarının isimlerinin yazılı olduğu bir kayıt tutmaktadır. Tanrı, onların kim olduklarını, dünyanın yaratılışından önce bilmektedir (Efesliler 1:45). İçinde isimlerin listelenmiş olduğu bir kaydın var olması, Tanrı’nın belirlediği her bir kişiye bireysel olarak verdiği önemi göstermektedir. Soru: Tüm yaptığımız şeylerden mesul tutulmakta mıyız? Soru: İsminizin, yaşam kitabında yazılı olduğundan nasıl emin olabilir siniz? (Şayet emin değilseniz, bunun için bu çalışmayı sürdürmeye devam edin).
YANSIMA İÇİN
Soru: Yukarıdaki metin, Tanrı’nın günahkarlar için geçerli olan yargıdan kaçabilmek için herhangi bir umut vaat etmekte midir? Sonuçta, dürüst bir hayat yaşamayan inanlılar, cennete girebilecekle mi? Soru: Şayet tüm insanlar günahlı iseler, Tanrı’nın adaleti suçun cezalandırılmasını gerektiriyorsa ve günahın bedeli ölüm ise, insanı sonsuz ölümden kim kurtarabilir? Soru: İnsanı içinde bulunduğu bu çıkmazdan kurtarabilecek bir yol sağlayan, günahsız birisi var mıdır? Varsa O, kim olabilir?
UYGULAMA İÇİN
İnsanın bu çeşit bir çıkmaza karşı, Tanrı’nın nasıl bir çözüm sağlamış olduğunu bilebilmek için, İncil’i okuyarak anlamaya çalışın. İncil’i okumaya, Luka bölümünden başlamanızı öneriyoruz.
BÖLÜM 8 İSA MESİH VE TANRI’NIN KRALLIĞI İNSANOĞLU
İncil kelimesi “iyi haber” anlamına gelmektedir. İncil tüm Kutsal Kitap’ın içinde yer almaktadır. Eski Antlaşma’da, İncil, Tanrı’nın kendi halkına vermiş olduğu ve tümüyle açıklanmamış olan vaadi idi. Yeni Antlaşma’da, İncil’in İsa Mesih aracılığıyla tümüyle açıklanmış olduğunu görmekteyiz. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’ya göre yazılmış olan müjdelerde, Mesih İsa’nın yaşamı ve öğretileriyle ilgili pek çok detay bulunmaktadır. Mesih İsa’nın hakkında konuşmuş olduğu şeylerin ana teması, İncil kitapçıklarında da verilmiş olduğu gibi, “Tanrı’nın krallığı”dır. Mesih’in kendisini ifade ederken özellikle kullandığı ifade “İnsanoğlu” ünvanıdır. Eski Antlaşma’da, bu kelimelerin birbirleriyle bağlantılı olarak kullanılmış olduklarını görmekteyiz. Meryem oğlu İsa’nın doğumundan yüzlerce yıl önce, Peygamber Daniel, Tanrı’dan şöyle bir görüm almıştı: Daniel 7:1314 Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan'ın yanına doğru ilerledi, O'nun önüne getirildi. Ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır. Soru: Bu bahsedilen “İnsanoğlu” İsa’nın kendisi olabilir mi? (Bu kitaptaki çalışmanızı sürdürdüğünüzde, bunun cevabının daha açık ve net olduğunu göreceksiniz). Soru: Günlerin eski zamanından kalma olan kimdir? (Bu size, bölüm 2’deki Tanrı’yı tasvir eden pasajlardan birisini hatırlattı mı?). Soru: “İnsanoğluna”na verilmişti? Soru: İnsanoğlu ile, tüm diğer insanlar arasında ne çeşit bir ilişki vardır? Soru: İnsanoğlu’nun krallığı ne kadar süre devam edecektir?
TANRI’NIN KRALLIĞI YAKINDIR
Mesih İsa’nın, hizmetindeki ana tema, Tanrı’nın krallığının ilan edilmesidir. Mesih görevine başlarken duyurmuş olduğu mesaj buydu. Bu mesaj insanı bir karar vermeye çağırmaktadır. Markos 1: 14 Yahya'nın tutuklanmasından sonra İsa, Tanrı'nın müjdesini duyura duyura Celile'ye gitti. 15 "Zaman doldu" diyordu, "Tanrı'nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin, Müjde'ye inanın!" Notlar: Ayet 14: “Yahya” Buradaki Yahya, İsa’nın yolunu hazırlayan Zekeriya oğlu peygamber Yahya’yı belirtmektedir. Ayet 15: “tövbe” günahlı bir yaşamdan, Tanrı’yı hoşnut eden bir yaşama dönmek. “İyi haber” ve “İncil” aynı anlama gelmektedir. Soru: Mesih İsa, bu ayetlerde ne demek istemektedir? Tanrı’nın krallığı, benim yaşamımda değişiklik yapabilir mi? Nasıl? Bunun için hangi 2 unsur gereklidir? İsa’nın dağdaki vaazı, yaşamımızda olması gereken önceliklerin neler olduğunu açıklamaktadır: Matta 6:2434 Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz. Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ya da ‘Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, tüm görkemine rağmen Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey imanı kıt olanlar? Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?' ‘Ne içeceğiz?' ya da ‘Ne giyeceğiz?' diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız tüm bunları gereksindiğinizi bilir. Siz önce O'nun egemenliğinin ve O'ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir. O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter. Not: “putperestler” Gerçek Tanrı’ya ibadet etmeyen kişiler. Bu krallık Tanrı merkezlidir. Mesih İsa bunun, insanların peşinden gitmeleri gereken en üst düzeydeki amacı olduğunu öğretmektedir. Ayet 33’de, Tanrı’nın ardından gitmenin, dünyasal şeylerin ardından gitmekten farklı olduğunu görmekteyiz. Soru: Hangi sebepten dolayı endişe duymaktasınız? Şayet Tanrı’nın ardından giderseniz, Tanrı’nın endişenizi huzura çevirebileceğini düşünüyor musunuz? Soru: Elde etmek istediğiniz bir obje (eşya, değer, husus, v.s)’yi sizin için önemli yapan şey nedir? Bunun için neye öncelik verirsiniz? Bu konudaki uğraşınızı nasıl gerçekleştirmeye çalışırsınız?
TANRI’NIN KRALLIĞI BAŞLATILMIŞTIR
İsa, Eski Antlaşma peygamberliklerinin kendisinde gerçekleşmesiyle Tanrı’nın krallığının gelmiş olduğunu söylemektedir. Kendi doğasından ötürü bu krallığın ruhsal olmasına rağmen, bunun etkileri yaşadığımız yeryüzünde görülmektedir. İsa, bizlerin haricindeki şeylerin tamamıyla değersiz ve Tanrı’nın bunlar üzerindeki kontrolünün tamamen kaldırılmış olduğu fikrini savunan aşırı ruhçu düşüncelere karşı bizleri uyarmaktadır. İsa, tüm kötülüğü yenmek için dünyanın doğaüstü biçimde yenilenmesi amacıyla bir çalışma başlattı. Bu, dünyanın hem fiziksel ve hem de ruhsal yenilenmesi anlamındadır. İncil’in Luka kısmında, Mesih İsa’nın evrensel hizmetine nasıl başladığı şöyle anlatılmaktadır: Luka 4: 14 İsa, Ruh'un gücüyle donanmış olarak Celile'ye döndü. Kendisiyle ilgili haber bütün bölgeye yayıldı. 15 Oranın havralarında ders veriyor ve herkes tarafından yüceltiliyordu. 1617 İsa, büyümüş olduğu yer olan Nasıra'ya geldiğinde her zaman yaptığı gibi Sept günü havraya gitti. Kutsal Yazılardan okumak üzere ayağa kalkınca O'na Yeşaya peygamberin kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu: 1819 "Rab'bin Ruhu benim üzerimdedir. Çünkü O beni, müjdeyi yoksullara iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak ve Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için beni gönderdi." 20 Sonra kitabı kapattı, görevliye geri verip oturdu. Havradakilerin hepsi gözlerini O'na dikmiş bakıyorlardı. 21 İsa söz alıp onlara, "Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir" dedi. Notlar: Ayet 14: “Celile” İsa’nın hizmetinin büyük bölümünü yapmış olduğu Filistin’in kuzeyinde bir bölge. Ayet 15,16: “Sinanog” Yahudilerin öğrenme, tapınma ve dua etme amaçlı kullandıkları mesken. Ayet 17: “Yeşaya” Mesih İsa’nın hizmetinden yaklaşık 700 sene evvel vaizlik yapan bir peygamber. Soru: “Dinlediğiniz bu yazı bugün yerine gelmiştir” diyerek, Mesih İsa ne demek istemiştir? Mesih, bunu söylerken, kendi yapmakta olduğu şeyleri kastediyor olabilir mi? Soru: İsa’nın Tanrı’nın krallığını vaaz etmesiyle, Peygamber Yeşaya’nın peygamberliğinin, kendisinde gerçekleşmesi arasında bir ilişki var mıdır? Varsa, ne şekildedir? Aşağıdaki ayetler, Mesih İsa’nın bir dulun ölmüş olan oğlunu yaşama döndürmesinden sonra, olaya şahit olan kalabalığın şaşkın bir duruma girmiş olmasından sonraki durumdan söz etmektedir. Mesih İsa’nın yolunu hazırlamak için görevlendirilmiş olan Yahya, kral Herod tarafından mahkum edilmişti. Luka 7:1823 Yahya'nın öğrencileri, bütün bu olup bitenleri kendisine bildirdiler. Öğrencilerinden ikisini yanına çağıran Yahya, "Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?" diye sormaları için onları Rab'be gönderdi. Adamlar İsa'nın yanına gelince şöyle dediler: "Bizi sana Vaftizci Yahya gönderdi. ‘Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?' diye soruyor." Tam o sırada İsa, çeşitli hastalıklara, illetlere ve kötü ruhlara tutulmuş birçok kişiyi iyileştirdi, kör olan birçok kişinin gözlerini açtı. Sonra Yahya'nın öğrencilerine şöyle karşılık verdi: "Gidin, görüp işittiklerinizi Yahya'ya bildirin. Körlerin gözleri açılıyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve Müjde yoksullara duyuruluyor. Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne mutlu!" Soru: Yukarıdaki ayetler, Mesih İsa’nın evvelki metinde belirtilmiş olduğu gibi, Mesih’in Sinagogda okumuş olduğu Yeşaya bölümündeki peygamberliği gerçekleştirdiğini nasıl göstermektedir?
KRALLIĞIN DOĞASI
Luka 17:2021 Ferisiler İsa'ya, "Tanrı'nın Egemenliği ne zaman gelecek?" diye sordular. İsa onlara şöyle cevap verdi: "Tanrı'nın Egemenliği göze görünür bir şekilde gelmez. İnsanlar da, “İşte burada” ya da, “İşte şurada” demeyecekler. Çünkü Tanrı'nın Egemenliği içinizdedir." Soru: Tanrı’nın krallığı onların arasında mevcut ise, bundan ne sonuç çıkarırsınız? Tanrı’nın krallığı onların arasında ne şekilde mevcuttu? Romalılar 14:17 Çünkü Tanrı'nın Egemenliği, yiyecek ve içecek sorunu değil, doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruh'ta sevinçtir. Soru: Bir kimse için, “doğruluğa, esenliğe ve sevince” sahip olabilmeyi kim mümkün kılar? Aşağıdaki ayetler, Tanrı’nın krallığında olmayan birisi ile bu krallıkta olan birisi arasındaki tezatlığı bize detaylı biçimde vermektedir: Galatyalılar 5: 1921 Benliğin işleri açıktır. Bunlar cinsel ahlaksızlık, pislik, sefahat, putperestlik, büyücülük, düşmanlık, çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik, sarhoşluk, çılgınca eğlenceler ve benzeri şeylerdir. Sizi daha önce uyardığım gibi yine uyarıyorum, böyle davrananlar Tanrı'nın Egemenliğini miras alamayacaklar. 2223 Ruh'un meyvesi ise sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. Notlar: Ayet 19: “günahlı doğa” Bizim doğal yapımız, Tanrı’nın Ruhu’nun üzerimizde çalışmasıyla doğamızın değişime uğramış olmasından evvel, günahlı bir konumdadır ve Tanrı’dan ayrılmıştır. Ayet 20: “putperestlik” Her şeyin yaratıcısı olan, yaşayan, tek gerçek Tanrı yerine sahte tanrılar ve sembollere tapınma. Ayet 22: “Ruh” veya “Kutsal Ruh” Bir inanlının hayatına yaşamak ve işlemek için gelen Tanrı. “Ruh’un meyvesi” Bir kişinin yasaların gereklerini kendi çabalarıyla yerine getirmesiyle değil ama, Tanrı’nın Ruhu’nun o kişi üzerinde çalışmasının bir neticesi olarak Hıristiyan yaşamında gelişerek ortaya çıkan erdemlerdir. Bruce J. Nicholls, İsa’nın, Tanrı’nın krallığı kavramının ne olduğunu şöyle açıklamaktadır: “O, Tanrı’nın krallığını, tüm ruhsal ve yaratılmış alemde, cennette ve dünyada Tanrı’nın evrensel hükümdarlığı şeklinde düşünmektedir. İsa, Krallığın kendi üzerinde bulunduğunun, krallığın kendisi aracılığıyla gerçekleşeceğini ve zamanın sonunda onu mükemmelleştireceğinin farkındaydı. İsa, Baba’nın, tüm insanlara, tüm dünyaya ve tüm uygarlıklara göndermiş olduğu biricik Meshedilmiş hizmetçi olduğunu biliyordu.” 14 Bu anlayış aşağıdaki ayetlerde daha detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Mesih İsa, çarmıha gerilmezden evvel, Romalı devlet yöneticisi Pilatus'un huzurunda durmaktaydı: Yuhanna 18:3337 Pilatus yine vali konağına girdi. İsa'yı çağırıp O'na, "Sen Yahudilerin Kralı mısın?" diye sordu. İsa şöyle karşılık verdi: "Bunu kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa benim hakkımda başkaları mı sana söyledi?" Pilatus, "Ben Yahudi miyim?" dedi. "Seni bana kendi ulusun ve başkâhinlerin teslim ettiler. Ne yaptın?" İsa, "Benim krallığım bu dünyadan değildir" diye karşılık verdi. "Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudilere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir." Pilatus, "Demek sen bir kralsın, öyle mi?" dedi. İsa, "Söylediğin gibi, ben kralım" karşılığını verdi. "Ben gerçeğe tanıklık etmek için doğdum, bunun için dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes benim sesimi işitir." Soru: Şayet Mesih İsa bir kralsa, O’nun krallığı nerede? Soru: Mesih İsa’nın krallığı ne çeşit bir krallıktı? Soru: Mesih İsa’nın bir kral olması ile gerçeğe tanıklık etmesi arasında nasıl bir ilişki vardır?
KRALLIKTAKİ YETKİ
Mesih İsa’nın ölümü ve dirilmesinden sonra, cennete alınmazdan evvel öğrencilerine göründü. Matta bunu bize şöyle anlatır: Matta 28:1620 On bir öğrenci Celile'ye, İsa'nın kendilerine bildirdiği dağa gittiler. İsa'yı gördükleri zaman O'na tapındılar. Ama bazıları kuşku içindeydi. İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: "Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin. Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” Soru: Mesih İsa’nın dirilmesini gören öğrencilerinin tepkisi neydi? Soru: Yukarıdaki ayetleri, bu bölümün başlangıcındaki Daniel 7. bölümde anlatılanlarla kıyaslayın. Daniel’in görümündeki peygamberliğin gerçekleşmesi konusunda Mesih İsa’nın yapmış olduğu ne tür bildirimler mevcuttur? Soru: Şayet, İsa, zamanın sonuna kadar bizimle olacağını ve krallığının hiç son bulmayacağını söylemekte ise, bu durumda hala başka bir peygambere ihtiyaç var mıdır?
TANRI’NIN KRALLIĞINA GİRME
Matta 18:14 Bu sırada İsa'nın öğrencileri O'na yaklaşıp, "Göklerin Egemenliğinde en büyük kim?" diye sordular. İsa, yanına küçük bir çocuk çağırdı, onu orta yere dikip şöyle dedi: "Size doğrusunu söyleyeyim, yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliğine asla giremezsiniz. Kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, Göklerin Egemenliğinde en büyük odur. Not: “göklerin egemenliği” Matta İncil’inde sıklıkla kullanılmakta olan “Tanrı’nın krallığı” ile aynı anlamdadır. Soru: Göksel krallığa girebilmek için bir kişi ne yapmalıdır? Soru: Mesih İsa’nın işaret ettiği küçük çocukların karakteristik özelliği nedir? Soru: Göklerin krallığında en büyük olmayı sağlayan şey nedir? Bir gece, bir Yahudi din önderi, İsa’nın Tanrı’dan gelmiş olduğunun farkında olarak O’nunla konuşmaya geldi: Yuhanna 3: 12 Yahudilerin Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisilerden olan bu adam bir gece İsa'ya gelerek, "Rabbî, senin Tanrı'dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle birlikte olmadıkça hiç kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz" dedi. 3 İsa ona şu karşılığı verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliğini göremez." 4 Nikodim, "Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?" diye sordu. 5 İsa şöyle cevap verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliğine giremez. 6 Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7 Sana, ‘Yeniden doğmalısınız' dediğime şaşma. 8 Yel dilediği yerde eser; sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan her adam da böyledir." 9 Nikodim İsa'ya, "Bunlar nasıl olabilir?" diye sordu. 10 İsa ona şöyle cevap verdi: "Sen İsrail'in öğretmeni olduğun halde bunları anlamıyor musun? 11 Sana doğrusunu söyleyeyim, biz bildiğimizi söylüyoruz, gördüğümüze tanıklık ediyoruz. Sizler ise bizim tanıklığımızı kabul etmiyorsunuz. 12 Sizlere yeryüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri söylediğimde nasıl inanacaksınız? 13 Gökten inmiş olan İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır. 14 Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması gerekir. 15 Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun. Notlar: Ayet 1: “Ferisiler” Yasayı çok sıkı bir şekilde muhafaza eden, Yahudi toplumunun yönetiminde etkin olan 70 kişilik Yahudi din önderinden oluşmuş Sanhedrin adındaki bir grup. Yahudiler, Ferisilere bakarak onların kendileri için bir model ve saygın olduklarını düşündüler. “Nikodemus” Yunanca ve İbranice öğrenmede alim düzeyinde olup, tanınmış bir Yahudi ailesinden gelmiş olduğu muhtemeldir. Ayet 2: “Rabbi” Öğretmen anlamına gelen bir unvan. Ayet 5: “sudan doğmak” Tanrı’nın Ruhu’yla bütünleşmek suretiyle Tanrı sözünün bizi temizleyerek yeniden doğuşumuzu sağlamasını öğreten Tanrı sözü (Efesliler 5:26, Yakup 1:18, 1.Petrus 1:23). Ayet 14: “Musa... yılan” Musa, Yahudileri Mısır’daki kölelik diyarından kurtaran Tanrı’nın bir peygamberiydi. Musa, İsrail’in kamp kurduğu bir yerde Tanrı’nın ona emrettiği gibi bronzdan bir yılan yaptı. İsrailliler Tanrı’ya isyan etmelerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış olan yılanların ısırmalarından sonuçlanan ölümlerden kurtulabilmek için imanlı bir düşünceyle bu yılana bakıyorlardı. “yukarı kaldırmak” İsa’nın günahlarımız için çarmıha çıkışının bir tasviri. Soru: Nikodemus, Mesih İsa’nın Tanrı’dan geldiğini nasıl anlamıştı (ayet 2)? Soru: Mesih İsa, birisinin Tanrı’nın krallığını, nasıl görebilir ve girebilir olduğunu söylemişti? Soru: Mesih, Nikodemus’a, bir kimsenin sahip olabileceği ne çeşit bir yeniden doğumdan bahsediyordu? Nikodemus bunu anlama konusunda neden sorun yaşıyordu? Nikodemus gibi bir adam için Mesih İsa’nın bu bildirimi özellikle anlamlıydı? Soru: Mesih İsa, İnsanoğlu’nun nereden geldiğini söylemektedir? Soru: İnsanoğlu’na iman etmiş olan herkese, ne verilecektir? Soru: Tanrı’nın krallığını görmekle İnsanoğlu’na iman etmek arasında bir ilişki var mıdır?
YANSIMA İÇİN
Soru: Tanrı’nın ruhsal krallığı, bizim günlük yaşamımızla ve içinde yaşadığımız toplumla ne şekilde ilişkilidir?
UYGULAMA İÇİN
Soru: Mesih İsa’nın Tanrı’nın krallığının gelmesi konusunda üstlendiği şeyler, bu krallığı getirecek kişi olması ve O’nun krallığını açıklayan kendi davranışları, bizden bir karşılık beklemektedir. Mesih İsa, sizden nasıl bir karşılık vermenizi beklemektedir?
BÖLÜM 9 MESİH İSA’NIN YETKİSİ
Bölüm 8’de Mesih’in cennete alınmadan evvel, öğrencilerine şunu söylediğini görmüştük: “... Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi” (Matta 28:18). Bu bölümde, Mesih’in bu yetkisini nasıl göstermiş olduğuna bakacağız. Mesih görevine başlamaya yakın bir zamanda, aşağıda ifade edildiği biçimde, otoritesini güçlü bir şekilde ortaya koymuştur: Luka 4: 31 Sonra İsa Celile'nin Kefernahum kentine gitti. Sept günü halka ders veriyordu. 32 Yetkiyle konuştuğu için O'nun öğretişine şaşıp kaldılar. 3334 Havrada cine tutsak, içinde kötü ruh olan bir adam vardı. Adam yüksek sesle, "Ey Nasıralı İsa, bırak bizi! Bizden ne istiyorsun?" diye bağırdı. "Bizi mahvetmeye mi geldin? Senin kim olduğunu biliyorum, Tanrı'nın Kutsalısın sen!" 35 İsa, "Sus, çık o adamdan!" diyerek cini azarladı. Cin, herkesin önünde adamı yere yıktıktan sonra, ona hiç zarar vermeden içinden çıktı. 36 Herkes şaşkına dönmüştü. Birbirlerine, "Bu nasıl söz? Güç ve yetkiyle kötü ruhlara çıkmalarını buyuruyor, onlar da çıkıyorlar!" diyorlardı. 37 Ve İsa'yla ilgili haber o bölgenin her yanında yankılandı. Notlar: Ayet 31: “Celile” Mesih’in çocukluk dönemi ve hizmetinin ilk zamanlarını geçirmiş olduğu kuzey Filistin’de bir bölge ismi. “Sept günü” Hiçbir işin yapılmadığı Yahudi tapınma günü olan Cumartesi. Ayet 34: “Nasıralı İsa” İsa’nın doğmuş olduğu Celile’de bir kasaba. Soru: Mesih İsa hakkında öğrendiklerinde, tüm insanları hayrete düşüren şeyler nelerdi? Soru: Cinler, Mesih’i kim olarak bilmekteydiler? Soru: Burada belirtilmiş olduğu gibi, Mesih’in otoritesi sizin yaşamınızda etkin midir? Mesih inanlıları neden bir tılsım taşıma ihtiyacında değillerdir? Luka 5: 17 Bir gün İsa ders veriyordu. Celile'nin ve Yahudiye'nin bütün köylerinden ve Kudüs'ten gelmiş olan Ferisilerle Kutsal Yasa öğretmenleri O'nun çevresinde oturuyorlardı. İsa, Rab'bin gücü sayesinde hastaları iyileştiriyordu. 18 O sırada birkaç kişi, şilte üzerinde taşıdıkları felçli bir adamı evden içeri sokup İsa'nın önüne koymaya çalışıyorlardı. 19 Kalabalıktan ötürü onu içeri sokacak yol bulamayınca dama çıktılar, kiremitleri kaldırıp adamı şilteyle birlikte ortaya, İsa'nın önüne indirdiler. 20 Onların imanını gören İsa, "Dostum, günahların bağışlandı" dedi. 21 Din bilginleriyle Ferisiler, "Tanrı'ya küfreden bu adam kim? Tek Tanrı'dan başka kim günahları bağışlayabilir?" diye düşünmeye başladılar. 22 Akıllarından geçenleri sezen İsa onlara şöyle seslendi: "Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz? 23 Hangisi daha kolay, ‘Günahların bağışlandı' demek mi, yoksa ‘Kalk, yürü' demek mi? 24 Ne var ki, İnsanoğlu'nun yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye..." Sonra felçli adama, "Sana söylüyorum, kalk, şilteni toplayıp evine git!" dedi. 25 Adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı şilteyi topladı ve Tanrı'yı yücelterek evine gitti. 26 Herkesi bir şaşkınlık almıştı. Tanrı'yı yüceltiyor, büyük korku içinde, "Bugün şaşılacak işler gördük!" diyorlardı. Notlar: Ayet 17: “Ferisiler” Yahudi yasalarını çok kesin bir şekilde yorumlayıp onları yaşamlarına uyarlayan Yahudi din önderleri. Ayet 21: “küfür” Yahudi anlayışında, Tanrı’nın otoritesi ve niteliklerine sahip olduğunu iddia etme. Ayet 24: “İnsanoğlu” Tümüyle Mesihsel ön bildirilerin yer aldığı Daniel 7:14’de bildirildiği gibi İsa’nın kendisi için sıklıkla kullanmış olduğu unvan. Ayet 26: “şaşkınlık” Saygı, takdir, hayret ve merak karışımı bir duygu. Soru: Mesih, Ferisilere ve yasa öğretmenlerine günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu nasıl gösterdi? Soru: Ayet 21’deki Ferisilerin sorusuna, Mesih nasıl cevap verdi? Soru: Bu metindeki anlatım, size, Mesih’in kim olduğu hakkında ne söylemektedir? Soru: Günahlardan bağışlanmayı elde etmekle Mesih İsa’ya iman etmek arasındaki ilişki nedir? Mesih, ilerlemiş yaşında olmasıyla birlikte desteğine muhtaç olduğu biricik kızının ölümünden dolayı büyük bir üzüntü ve umutsuzluk içinde olan dul bir kadına rastlamıştı: Luka 7: 11 Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti. Öğrencileri ve büyük bir kalabalık da O'nunla birlikte gidiyordu. 12 İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul anasının tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük bir kalabalık da kadınla birlikteydi. 13 Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, "Ağlama" dedi. 14 Yaklaşıp cenaze sedyesine dokundu, sedyeyi taşıyanlar da durdular. İsa, "Delikanlı" dedi, "sana kalk diyorum!" 15 Ölü doğrulup oturdu ve konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri verdi. 16 Herkesi bir korku almıştı. "Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı!" ve "Tanrı, halkının yardımına geldi!" diyerek Tanrı'yı yüceltmeye başladılar. 17 İsa'yla ilgili bu haber bütün Yahudiye'ye ve çevre bölgelere yayıldı. Soru: Bu ayetlerde, Mesih’in hangi tür karakteri görünmektedir? Soru: Bu büyük mucize, Mesih’in ne üzerindeki yetkisini göstermektedir? Soru: Bu mucizeden sonra, Mesih hakkında hangi 2 şey söylenmiştir (ayet 16)? Bunlar hangi yönden öneme sahiptir? Mesih, kendi egemenliğindeki imanından dolayı Romalı bir ordu görevlisini övmüştür: Matta 8: 56 İsa Kefernahum'a varınca bir yüzbaşı O'na gelip, "Ya Rab" diye yalvardı, "felçli uşağım korkunç acılar içinde evde yatıyor." 7 İsa, "Gelip onu iyileştireceğim" dedi. 8 Ama yüzbaşı, "Rab, ben layık değilim ki, çatımın altına giresin!" karşılığını verdi. "Sen yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir.” 9 Ben de buyruk altında bir adamım, benim de buyruğumda askerlerim var. Birine, “Git” derim, gider; bir diğerine, “Gel” derim, gelir; köleme, “Şunu yap” derim, yapar. 10 İsa, duyduğu bu sözlere hayran kaldı. Ardından gelenlere, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "ben böyle imanı İsrail'de kimsede görmedim. 11 Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan birçok insan gelecek, Göklerin Egemenliğinde İbrahim, İshak ve Yakup'la birlikte sofraya oturacaklar. 12 Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıya, karanlığa atılacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır." 13 Sonra İsa yüzbaşıya, "Git, inandığın gibi olsun" dedi. Ve uşak o anda iyileşti. Notlar: Ayet 10: “İsrail’de” Yahudiler arasında. Ayet 11: “doğudan ve batıdan” Diğer uluslardan olup Yahudi olmayanlar. Ayet12: “egemenliğin mirasçıları” Kendilerini İbrahim’in oğulları ve dolayısıyla gerçek krallığa ait olarak gören Yahudiler. Dışarıya atılan Yahudiler tüm Yahudileri kapsamamakta fakat imansız Yahudileri kapsamaktadır. Soru: Mesih İsa’nın yaptıklarına şaşıran Romalı ordu görevlisinin imanını nasıl tasvir edersiniz? Soru: Romalı yüzbaşının askerlerine hükmetme yetkisinin Roma imparatorundan gelmesi gibi, bu yüzbaşı da, Mesih’in otoritesinin, nereden geldiğini bilmekteydi? Soru: Göklerin krallığının görünümü, dünyanın her tarafında olacak şekilde Mesih tarafından nasıl tasvir edilmişti? Mesih sadece Yahudiler için mi geliyordu? Mesih öğrencilerinin zayıf imanlı oluşlarından ötürü hayal kırıklığına uğramıştı: Luka 8:2225 Bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir kayığa binerek onlara, "Gölün karşı yakasına geçelim" dedi. Böylece kıyıdan açıldılar. Kayıkta giderlerken İsa uykuya daldı. O sırada gölde bir fırtına koptu. Kayık su almaya başlayınca tehlikeli bir duruma düştüler. Gidip İsa'yı uyandırarak, "Efendimiz, Efendimiz, batıyoruz!" dediler. İsa kalkıp rüzgârı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi ve ortalık sütliman oldu. İsa öğrencilerine, "Nerede imanınız?" dedi. Onlar korku ve şaşkınlık içindeydiler. Birbirlerine, "Bu adam kim ki, rüzgâra ve suya bile buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyor!" dediler. Soru: Yukarıdaki ayetlerde, Mesih otoritesini farklı bir sahada göstermektedir. Bu ne tür bir otoritedir? Soru: Fırtına esnasında, Mesih’le öğrencileri arasında davranış yönünden hangi önemli karşıtlığı görmekteyiz? Soru: Mesih, öğrencilerinde ne tür bir imanın olmasını arzu ediyordu? Mesih, bir Sept günü, kendisini Yahudi din önderlerine muhalif yapacak şekilde, hasta bir adamı iyileştirmişti: Yuhanna 5: 16 Sept günü böyle şeyler yaptığı için Yahudiler İsa'ya zulmetmeye başladılar. 17 Ama İsa onlara şu karşılığı verdi: "Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum." 18 İşte bu nedenle Yahudiler O'nu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Sept günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılmıştı. 19 İsa Yahudilere şöyle karşılık verdi: "Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul, Baba'nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar. 20 Çünkü Baba Oğul'u sever ve yaptıklarının hepsini O'na gösterir. Şaşasınız diye O'na bunlardan daha büyük işler de gösterecektir. 21 Baba nasıl ölüleri diriltip onlara yaşam veriyorsa, Oğul da dilediği kimselere öylece yaşam verir. 22 Baba kimseyi yargılamaz, tüm yargılama işini Oğul'a vermiştir. 23 Öyle ki, herkes Baba'yı onurlandırdığı gibi Oğul'u onurlandırsın. Oğul'u onurlandırmayan, O'nu gönderen Baba'yı da onurlandırmaz. 24 "Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir. 25 Size doğrusunu söyleyeyim, ölülerin Tanrı Oğlunun sesini işitecekleri ve işitenlerin yaşayacakları saat geliyor, geldi bile. 26 Çünkü Baba, kendisinde yaşam olduğu gibi, Oğul'a da kendisinde yaşam olma özelliğini verdi. 27 O'na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü O İnsanoğlu'dur. Notlar: Ayet 16: “Sept” Tanrı’nın, halkına hiçbir iş yapmamasını söylediği, haftanın 7. günü. Mesih, Yahudi din önderlerinin kabul etmediği bir şekilde, bu Sept günü emrini ortadan kaldırmayıp, ona olması gerektiği gibi doğru bir yorumlama getirdi. Soru: Tanrı, bizim sahip olduğumuz gibi fiziksel anlamda bir oğula sahip olmamıştır. Bu “oğul” kelimesi, bir ilişkiyi tasvir etmek için mecazi anlamda kullanılmıştır. Yukarıdaki metin, Baba ile Oğul arasındaki ilişki hakkında size ne göstermektedir? Soru: Baba, kendi otoritesini Oğul’a, hangi yollarla vermiştir? Soru: Mesih’in, bu otoriteyi almasının sonucunda, bizler Tanrı’yı nasıl yüceltebiliriz? Soru: Tanrı’ın Oğlu ile İnsanoğlu, aynı kişiler midir? Soru: Ayet 24’de, Mesih, ne çeşit bir “ölüm” ve “yaşam” dan bahsetmektedir? Mesih, bu öğretişi bize, kendisiyle ilişkilendirerek verdi: Yuhanna 10:1718 Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babamdan aldım. Soru: Mesih, “Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var” dediği zaman, neye işaret ediyordu? Soru: Mesih’in, Baba’dan almış olduğu otorite, neye genişletilmiş oldu? Mesih, kendi ölümü ve dirilişi yaklaştığında, Babasına, yüceltileceği zamanın gelmiş olduğunu söyleyerek dua ediyordu. Kendisini işaret ederek, duasını şöyle sürdürmüştü: Yuhanna 17:2 Çünkü sen O'na tüm insanlık üzerinde yetki verdin. Öyle ki, O'na verdiklerinin hepsine sonsuz yaşam versin. Soru: Mesih’in, üzerinde yetkisi olmadığı bir kimse var mıdır? Soru: Mesih’e, bu otorite neden verilmişti?
GÖZLEM İÇİN
Bu dersi tekrar gözden geçirerek, Mesih’in kendi otoritesini açıklamış olduğu tüm alanların bir listesini hazırlayın.
YANSIMA İÇİN
Soru: Şayet, Mesih tüm yaradılışın, tüm insanlığın üzerinde bir otoriteye sahipse ve bugün kendisi hayatta ise, sizin üzerinizde de otoritesi var mıdır? Sizin Mesih’e, ne şekilde yanıt verdiğiniz, Mesih’in sizin üzerinizdeki otoritesini etkiler mi?
UYGULAMA İÇİN
Mesih’in, kendi otoritesini, sizin yaşamınızda göstermesini isteyin. Bunun gerçekleşmesi için iman gereklidir. Size, bunun için gerekli imanı vermesini isteyin.
BÖLÜM 10 TANRI’NIN ÖN SAĞLAYIŞI RAB YERİNE GETİRECEK
Daha önceki bölümlerde, zayıflıklarımız, isyanlarımız ve gururumuzdan dolayı hepimizi, bir gün, bir yerde toplayıp yargılayacak olan Kutsal Tanrı’nın gözünde, tüm insanların günahlı olduklarını gördük. Bununla birlikte, günahlarımıza rağmen, Tanrı, kendi sevgisi ve merhametinde, bizlerin kendisiyle bir ilişki içinde olmamızı sağlayacak şekilde, bizleri çağırmaktadır. Tanrı, tesis etmiş olduğu Ruhsal bir krallığın parçası olmamız için bizleri çağırmaktadır. Fakat, bu, kendisinin bir bedel ödemesine sebep olmaktadır. Tanrı bize bir yol sağlamıştır. Tanrı’nın adaletini gerçekleştiren bu sağlayış (hazırlama ve gerçekleştirme ç.n) Tevrat’ta önceden gösterilmiş ve İncil’de açık bir konuma getirilmiştir. Yaklaşık 4.000 yıl önce, Tanrı, (Irak’ta Fırat ırmağı yakınında) Ur kentinde bulunan İbrahim ve ailesine, Kenan (bugünkü Filistin) bölgesine gidip, orada yaşaması için çağrı yaptı. 75 yaşındaki İbrahim, nereye gideceğini dahi tam olarak bilmeden, Tanrı’nın çağrısına itaat etti. İbrahim’in karısı Sara kısırdı ve ikisi de çocuk sahibi olacak yaşlarını geride bırakmış olmalarına rağmen, Tanrı onların, bir çocuk sahibi olmaları vaadinde bulundu. İbrahim imanla Tanrı’ya inandı. Sara 90 ve İbrahim 100 yaşlarındayken mucizevi şekilde İshak doğdu. Bu doğum, diğer normal doğum şartlarının sağlanmış olmasının dışında, tamamen Tanrısal bir sebeple gerçekleşmiştir. İshak’ın doğumu, Tanrı’nın İbrahim’e verdiği vaadin yerine gelmesiydi. Yıllar sonra, genç bir çocuk olunca, Tanrı İbrahim’in imanını test etmek için, oğlunu kurban etmesini istedi. Yaratılış 22: 1 Daha sonra Tanrı İbrahim'i denedi. "İbrahim!" diye seslendi. İbrahim, "Buradayım!" dedi. 2 Tanrı, "İshak'ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git" dedi, "Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun." 3 İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak'ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı'nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı. 4 Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü. 5 Uşaklarına, "Siz burada, eşeğin yanında kalın" dedi, “Tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.” 67 Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak'a yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken İshak İbrahim'e, "Baba!" dedi. İbrahim, "Evet, oğlum!" diye yanıtladı. İshak, "Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?" diye sordu. 8 İbrahim, "Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak" dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler. 9 Tanrı'nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak'ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. 10 Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. 11 Ama RAB'bin meleği göklerden, "İbrahim, İbrahim!" diye seslendi. İbrahim, "İşte buradayım!" diye karşılık verdi. 12 Melek, "Çocuğa dokunma" dedi, "Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı'dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin." 13 İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. 14 Oraya "RAB sağlar" adını verdi. "RAB'bin dağında sağlanacaktır" sözü bu yüzden bugüne kadar söylenmektedir. 14. "RAB sağlar": İbranice "Yahve yire". 15 RAB'bin meleği göklerden İbrahim'e ikinci kez seslendi: 16 "RAB diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yaptığın için, biricik oğlunu esirgemediğin için 17 seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek. 18 Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin." Notlar: “İshak” Kuran’da, Saffat Suresi 99111 ayetlerinde, İbrahim’in kurban etmek istediği oğlunun adı belirtilmemişse de Müslüman yorumcular, bunun İsmail olduğunu söylerler. Bununla birlikte, bu ayetleri okumaya devam ettiğimizde, bu kişinin İsmail değil, İshak olduğu anlaşılmaktadır. “Moriya bölgesi” Bu bölgede İsrail halkı tarafından bir tapınak inşa edildi (2. Tarihler 3:1’e bak). Daha sonra bu bölgenin üzerinde, Müslümanlar tarafından ElAksa adındaki cami yapılmıştır. Eskiden, bu tapınakta İsrailliler kendi günahları için ve gelecekte İsa’nın kurban oluşunu tasvir edecek şekilde hayvan kurbanları sunuyorlardı. Söz konusu bu bölgede, İsa’nın kendi halkı için fidye olmak üzere acı çekerek öldüğünü bilmekteyiz. Ayet 2,12&16: “senin biricik Oğlun” Ayet 2 ve 16’da “biricik” kelimesi “sevgili” anlamındadır. Ayet 12’de ise, “beraberinde olmak” veya “bir başkasıyla aynı düşüncede olmak” anlamında kullanılmıştır. İshak, kendi aracılığıyla uluslara bereket getirecek olan, Tanrı’nın antlaşmasında vaat edilen biricik oğuldu. İsmail, Sara’nın hizmetçisi Hacer’le uzağa gönderilmişti ve İshak’la bu konuda paylaşması gereken bir mirasa sahip değildi. İsmail, bir oğul olarak bölgede bulunmamıştı. İsmail, imanındaki zayıflıktan ötürü, İshak’ı suçlamıştı (Yaratılış 21:9, Galatyalılar 4:29). İshak, Tanrı’nın Kutsal Ruhu’nun gücüyle mucizevi bir şekilde doğmasına rağmen, İsmail normal, doğal bir şekilde doğmuştu (Galatyalılar 4:23,29). Çocuk sahibi olabilecek yaşın çok ötesinde iken, İbrahim’in iman yoluyla inanmış olduğu gibi, İbrahim ve Sara Tanrı’nın vaadinin gerçekleşmesi olarak İshak’a sahip olmuşlardı (Yaratılış 18:1012 ; 21:13 , 5). Ayet 6: “Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak'a yükledi” Bu olay, bize, İsa’nın haçlanmaya giderken, kendi haçını taşımasını anımsatmaktadır. Ayet 7: “yakmalık sunu kuzusu nerede?" Buradaki kurbanlık kuzu, İsa’nın bizler için, haç’ta ölmesinin bir sembolü konumundadır. Kuzu ile insan arasında açık bir şekilde kurbanlığı anımsatan ilişki, Eski Antlaşma Yeşaya 53:7’de mevcuttur: Yeşaya 53:7 O baskı görüp eziyet çektiyse de, ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını. Ayet 8: “kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” İbrahim, Tanrı’nın sözünde öylesine kesin bir imana sahipti ki, Tanrı’nın İshak’ı ölümden diriltebileceğine dair vermiş olduğu vaadi gerçekleştireceğini biliyordu. Ayet 13: “oğlunun yerine onu sun” Burada, kurbanlığın kendisi için, bir yer değiştirme olayı üzerindeyiz. Birçokları için yaşamını, bir fidye olarak vermek üzere gelecek olan İsa’nın ön görümünü açık bir şekilde anlamaktayız. Ayet 14: “Rab sağlar” Bu, Tanrı’nın sıfatlarından birisi (Yehova), Rab sağlayacak anlamındadır. Rab Tanrı, gerçek tapınma için, gerekli olan kurbanı sağlayarak kendisini onurlandırmıştır. Ayet 18: “soy” kelimenin buradaki anlamı tekil niteliktedir. Bir tane olan evladı (Mesih) belirtir (Galatyalılar 3:16’ya bak). “dünyadaki tüm uluslar bereketlenecek” İbrahim’in soyundan olan İsa aracılığıyla, tüm halklara kurtuluş gelecek. “çünkü bana itaat ettin” İbrahim, imanıyla hareket ettiğinden, Tanrı’daki imanını göstermiş oldu. Bu iman, onu Tanrı ile güvenilir yaparak, kendisine doğruluk olarak itibar kazandırmıştır (Yaratılış 15:6). İbrahim, artık, kendi günahları ona karşı bir değer olmayacak şekilde aklanmıştı. Galatyalılar 3:9 “Böylece iman edenler, iman etmiş olan İbrahim'le birlikte kutsanırlar.” Soru: İbrahim, imanını ne şekilde ortaya koyarak, Tanrı’yı onurlandırdı? Soru: Tapınma için, ne çeşit bir kurban gerekliydi (ayet 5,7)? Soru: İbrahim, Tanrı’nın ne yapacağına inanmıştı (ayet 5,8)? Soru: İbrahim’in biricik oğlunu kurban etmesi, ne türden (sembolik olarak) bir davranıştı? Soru: Rab neyi sağladı? İbrahim’in imanı aracılığıyla, birbirleriyle ilgili 3 şey, Tanrı tarafından İbrahim’e sağlanmıştı: 1. Kurbanlık koç, 2. Yeniden canlanma 3. Bereketler. İbrahim’e sağlanan bu 3 şey, ölen, tekrar dirilen ve bizlere Tanrı’da sonsuz bereketlere sahip olacağımız bir yaşam veren Mesih İsa aracılığıyla İbrahim’den yaklaşık 2000 yıl sonra gerçekleşmiştir. İsa, Ferisilerle kendi kimliği hakkında tartıştığı zaman, İbrahim’in kendisinin gelecek oluşuna doğru baktığını açıklamıştı. Yuhanna 8:56 “Babanız İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu. Gördü ve sevindi." İbrahim’in o zamanda öğrenmiş olduğu şey, zamanı gelince, Tanrı’nın kendi oğlunun ölerek, bizim kurtuluşumuzu sağlayacağı idi. Tanrı’nın sağlayışından ötürü, İbrahim ölüm korkusu olmaksızın, yeniden dirilme ümidine sahip olduğunu biliyordu. İbraniler mektubunda söylendiği gibi, “İbrahim, Tanrı'nın ölüleri bile diriltebileceğini düşündü; nitekim İshak'ı simgesel bir şekilde ölümden geri aldı” (İbraniler 11:19). İbrahim tüm ulusların bereketlenmesine sebep olacak olan vaat edilmiş oğul'un gelişine imanla bakmaktaydı. Tanrı’nın İsa aracılığıyla sağlamış olduğu kurbanı iman aracılığıyla kabul ederek, Tanrı’yı onurlandırabiliriz.
GÜNAHLAR İÇİN FİDYE
Tanrı Zebur’da bizlere, başkasının hayatı için hiç kimsenin yeterince bedel ödeyemeyeceğini bildirmektedir: Mezmur 49: 7 Kimse kimsenin hayatının bedelini ödeyemez, Tanrı'ya fidye veremez. 8 Çünkü hayatın fidyesi büyüktür, kimse ödemeye yeltenmemeli. 9 Böyle olmasa, Sonsuza dek yaşar insan, mezar yüzü görmez. 15 Ama Tanrı beni ölüler diyarının pençesinden kurtaracak, ve yanına alacak. Soru: Hiç kimse, diğer birinin yaşamı için bedel ödeyemez. Bizlerin sonsuz yaşam için olan tek umudumuz nerede bulunmaktadır? Tanrı’nın açıklanmış olan vahyi, bizlerin sonsuz yaşamı aldığımız kurtarılma olayını, Tanrı’nın kendisinin sağlayabilir olduğunu açık olarak bildirmektedir. Markos 10:45 Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi. Notlar: “fidye” Bir kişinin mahkumiyetten kurtarılması için yapılan ödeme. Bizler, esaretten özgür kılınıp, günahın köleliği üzerinde zaferli olalım diye, İsa’nın kendi yaşamını vermiş olduğu, günaha ve ölüme köle olan insanlarız. Soru: Bizler için, İsa’nın yaşamının O’ndan alınması, kendi isteği dışında mıydı yoksa, O’nun isteğiyle mi gerçekleşti? Vaftizci Yahya İsa’nın evrensel hizmetinin başlangıcında, İsa’ya bakarak şunu söylemişti: Yuhanna 1:29 Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: "İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!” Not: “kuzu” Yahudiler tapınakta, günahlarına kefaret için hayvan kurbanı sunuyorlardı. Bu hayvan sunuları, gelecekte, bizlerin günahları için kendisini bir kurban olarak sunan Mesih’i işaret etmekteydi. Soru: Yahya, İsa’nın göreviyle ilgili olarak, önceden neyi biliyordu?
TANRI’NIN DÜNYAYA OLAN SEVGİSİ
Tanrı’nın, düşüşten sonra, bizlerin sahip olduğu günaha karşı, kendi öfkesinin cezasının ödenmesi için İsa’yı göndermesi, Tanrı’nın bizler için sahip olduğu sevgisinden dolayı idi. İsa, bu konuda şöyle söylemektedir: Yuhanna 3:1618 Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. O'na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın biricik Oğlunun adına iman etmemiştir. Soru: Tanrı, kendi oğlunu neden gönderdi? Soru: Tanrı’nın oğluna inanmak, ne anlama gelmektedir?
YANSIMA İÇİN
Soru: Günahlarımızın cezasını ödemekten, neden sadece Tanrı bizi kurtarabilir? Soru: Tanrı, bunu bizim için nasıl sağladı?
UYGULAMA İÇİN
Tanrı’nın, İbrahim’e sağlayışı vermiş olduğu gibi, günahlarınızdan dolayı Tanrı’dan ayrılmanıza bir çare olması için, güvencinizi sadece Tanrı’ya yönlendirin. Tanrı’nın, İsa aracılığıyla size sağlamış olduğu kurtuluşu reddetmenizin anlamı, suçlanarak Tanrı’dan sonsuz olarak ayrılmanızdır. Tanrı’nın karşılıksız sunduğu bu sağlayışı kabul etmeniz O’nu onurlandırmak ve yüceltmek anlamına gelir. İmanınızın karşılığı ise, sonsuzluk boyunca Tanrı’nın krallığına coşkulu bir şekilde girmenizdir. Tanrı’nın, sizin için sunduğu sağlayışı kabul edecek misiniz? 1 Bruce J. Nicholls, ed., The Thailand Report on Muslims (Wheaton, IL. L.C.W.E., 1980), 15. 2 2.Samuel 7:811 3 James Montgomery Boice, Standing on the Rock (Grand Rapids: Kregel Publications, 1998), 135. 4 Walter C. Kaiser. Jr., “Exodus,” The Expositor’s Bible Commentary, Vol. 2, Frank E. Gaebelein, editor (Grand Rapids: Zondervan Publishing House, 1990), 321. 5 Kenneth Barker, editor, The NIV Study Bible (Grand Rapids: Zondervan Bible Publishers, 1985), 91. 6 Adapted from abd Al Malek, To Muslim Friends: A Word from the Heart (Van Nuys, CA: 1997), 1617. 8 Yeşaya 9:6 – Yuhanna 1:14, 12:45, 14:9 2. Korintlilere 4:4: Filipililer 2:6; Koloseliler 1:15. 9 Mark Hanna, The True Path (Colorado Springs, CO, International Doorways Publications, 1975), 2122. 10 Mezmur 89:34, 3437. 11 Summarized from correspondance from David A. Depew, Burbank, CA (February 2000). 12 Sorular ve Alıştırmalar Ashton T. Stewart Jr. (Spring 2000). 14 Don M. McCurry, editor, The Gospel and Islam (Monrovia, CA: MARC, 1979), 156157. 15 Peygamberlik, Allah’ın bir peygamberi aracılığıyla, bir emri, teşvik edici bir sözü, bir bereketlemeyi, bir öğretişi veya gelecekte olacak olan olayları önceden bildirdiği sözüdür. 16 Çıkış 12:46; Sayılar 9:12 17 Zekeriya 12:10 18 Aziz Avgustin, İtiraflar (Harmondswort, Middlesex, England: Penguin books Ltd., 1961).21