10 Mart 2015

KABBALLAH ve HARF İLMİ ABRAHAM ABULAFİA ESRİK







 KABBALLAH ve HARF İLMİ  
  •  ABRAHAM ABULAFİA ESRİK
  • 3. Ve Allah insanı kendi suretinde yarattı. Ve ... bereketli kıldı. 
  • Kutsal Kitap, Yaradılış 1:27-28 
  • Perdeleri tek tek sabırla kaldıran Sevgili Ustam Metin Bobaroğlu’na en derindeki duygularımla, 
  • 4. ABRAHAM ABULAFİA ESRİK KABBALLAH ve HARF İLM İ 
  • Abraham Abulafia ve Esrik Kabballah Geleneğe göre İbrani alfabesindeki harflerin kendiliklerinden bir titreşim yaymadıkları bilinir, bundan dolayı Tanrı doğaya harfleri seslendirme kuvvetini vermiştir. Akılla uyumlu olarak doğaya (bir başka deyişle insana) yerleştirilen bu kuvvet, tüm ağıza (dudaklar, dil, dişler, gırtlak, vb.) harfleri varoluştaki bi- çimlerine uygun şekilde seslendirme yeteneğini kazandırmış- tır. Tanrı sesli harfleri ise harflerin içine kitaptan ağıza çevrilir- kenki seslendirilişin titreşimini göstermek için koymuştur. Böylece titreşimler özsel olarak ağızın harfleri, tesadüfen ise kitabın harfleridir. Gerektiği için titreşimlerin mekanı olmuşlar- dır, zira zaman ve mekan olmadan hiçbir şey titreşemez. Uza- yın (boşluğun) öğeleri boyutlardır, zamanın öğeleri ise yıllar, aylar, günler gibi bölümlere ayrılarak ölçülen, algılanan devir- lerdir (dalgalanmalardır). Kişi boyutları yoluyla her bir harfin seslendirilmesinin nasıl olacağını, seslerin ne kadar uzatılaca- ğını bilir. Bunun yanında Gelenekte her harfin sayısal bir de- ğeri vardır. Tanrısal adları seslendirmek için kendinizi hazırlayın ve sesini- zi sizden başka hiç kimsenin duyamayacağı bir mekanda otu- rarak, kalbinizi ve ruhunuzu bu dünyanın düşüncelerinden arındırın. Daha sonra bu anda ruhunuzun bedeninizden ayrıl- dığını hayal edin; bu dünyayı ortadan kaldırın; yaşayan her şeyde bulunan ve var olan yaşamın kaynağı olan dünyada ya- şayın. Bu tüm hikmetin kaynağı ve Kralların Kralının anlayışı ve bilgisi olan Akıldır. Karşısında duyulan korku Tanrının sev­
  • 5. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 176 gisinden ve yükselişten dolayı duyulan korkudur. Düşünceniz (Daat) Tanrısal Düşünceye (Daat) yapışırsa, İrfan (Daat) içi- nize akar. Zihniniz kendinden vazgeçip Tanrının dehşetli ve onurlandırılmış Adına karışmalıdır. İşte bundan dolayı onun seslendirilme biçimini bilmeniz gerekir, bu da onun biçimidir, e.d. görünüşüdür. “Adlar Kabalası ya da Vecit Kabalası [Esrik Kabballah], Tora [Torah] metninin gizlediği Tanrı adlan zikredilerek, İbrani al- /abesinin harflerinin çeşitli kombinezonlan üzerinde oyna- narak uygulanır. TeosofikKabala, akrostişya da anagram yo- luyla nümerolojik okuma uygulamalanna kalkışmakla birlik- te, sonuçta kutsal metne gene de saygılıydı. Oysa Adlar Kab- alası, sürekli bir dilselyeniden yaratma süreci içinde, metnin yüzeyini, metnin kendine özgü dizimsel yapısını değiştirir, parçalar, onu alfabenin tek tek harfleri olan dilsel atomlarına dek bileşenlerine ayırır, bunları yeniden birleştirir. Teosofik Kabalada Tanrı ileyorumcu arasında henüz metin var iken, Vecit Kabalasında yorumcu Tanrı ile metnin arasında durur. Bunun olanaklı olmasının nedeni, Abulafia için metnin atomsal öğelerinin, harflerin ortaya çıktıkları dizimlerden ba- ğımsız olarak kendi içlerinde anlamlarının bulunmasıdır. Her harf, Tanrısal bir isimdir zaten: "Adın harflerinde, her harfkendi başına bir Ad olduğundan, şunu bil ki, Yod bir ad olduğu gibi YH de bir addır" (Rabbi Akiba). Değiştiri yoluyla okuma uygulaması vecit etkileri uyandırma- ya uygundur: Ve bu adı, YHVH'yi, önce tek başına katıştırmaya başla, onun olası bütün kombinezonlarını incele, onu hareket ettir ve bir çark gibi döndür, ileriye ve geriye, bir ndo gibi, durmasına izin verme; ancak onun maddesinin, büyük hareket sayesin- de, hayal gücünün karışacağı korkusuyla ve düşüncelerinin iç içegeçmesi nedeniyle güç kazandiğmı gördüğünde ve dur- masına izin verdiğinde, ona dön ve ondan bir bilgelik sözü el- de edinceye dek onu bırakma. Sonra ikinci ada (Adonai) geç ve ona onun temelinin ne olduğunu sor ve o sana gizini açık- layacaktır [..J. Sonra ber iki adı katıştır, onları incele, sorgu­
  • 6. 177 kabballah la; sana bilginin gizlerini açıklayacaklardır [...] ve sonra Elo- him'i katıştır, o da sana kesin olarak bilgiyi sağlayacaktır (Hayye ha Nefeş). Sonra, adların hecelenmesine eşlik etmesi gereken soluk alıp verme teknikleri eklendiğinde, hecelemeden vecde ve oradan büyülü güçler elde edilmesine geçildiği anlaşılır, çünkü misti- ğin katıştırdığı harfler, Tann'nm dünyayı yarattığı seslerin aynısıdır... Vecit Kabalasında dil kendi içinde bir evrendir, dilin yapısı da asıl olanın yapısını temsil eder. Daha İskenderiyeli Philon'un yazılarında, Tora'ntn derin özü Logos ilefikirler dünyası kar- şılaştınlmaya çalışılmış ve Platoncu kavramlar, Tora'yı Tan- n ’mn dünyayı yaratırken kullanmış olduğu şema olarakgö- ren Haggadah-Midraş literatürüne de girmişti. Dolayısıyla, ebedi Tora bilgelikle ve çoğu zaman bir biçimler dünyasıyla özdeşleştiriliyordu... ... Batıfelsefe geleneği (Aristoteles'ten Stoiklere ve Ortaçağ dü- şüncesine) ile Arap ve Yahudifelsefesindekindenfarklı olarak Kabalada dil gösterenin anlamı ya da göndergeyi temsil ettiği anlamda dünyayı temsil etmez. Tanrı dünyayı dilsel seslerin ya da alfabe harflerinin aracılığıyla yarattıysa, bu göstergese! öğeler daha önce var olan bir şeyin temsilleri değil dünyayı oluşturan öğelerin örnek aldığı biçimlerdir... Bununla birlikte, bütün dillerin kaynağı olan bu anadil (zo- runlu olarak yazılı Tora’yla özdeş olmamakla birlikte, ebedi Tora’yla özdeştir) henüz İbranice’ye eşdeğer değildir. Öyle görünüyor ki, Abulafîa köken anadil olarak yirmi iki harf(ve ebedi Tora) ile insan soyunun anadili olarak İbranice arasın- da bir ayrım yapmaktadır. İbrani alfabesinin yirmi iki harfi, varolan ötekiyetmiş dilin her birinin yaratılışına yön vermesi gereken ideal sesleri temsil etmektedir.. Abulafia için 22 harf, ses organlarının doğal olarak ürettiği bütün sesleri göstermektedir: Farklı dillere hayat veren şey, harfleri katıştırma tarzıdır. Zeruf (kombinezon) sözcüğü ile laşon (dil) sözcüğünün sayısal değeri aynıdır (386): Kombinezon sanatının yasalarını bilmek, her dilin oluşumu-
  • 7. nun anahtarım bilmek demektir. Abulafia, bu sesleri belligra- fik göstergeleraracılığıyla gösterme seçiminin, bir uzlaşımdan kaynaklandığını kabul eder, ancak Tanrı ile peygamberler arasında belirlenen bir uzlaşımdır bu. Bazı şeylerya da kav- ramlar için seslerin uzlaşımsal olduğunu öne süren o döne- min dil kuramlarını çok iyi bilmektedir (Abulafia bu Aristote- lesçi-Stoikfikri, Maimonides gibi yazarlarda buluyordu), an- cak bu güç durumu son derece modern bir çözümle, örtük olarak uzlaşımsallık ile nedensizlıği birbirinden ayırarak çöz- müş görünmektedir. İbranice bütün diller gibi uzlaşımdan doğmuştur (Abulafia, Hristiyan çevreden bazılarının da sa- vunduğu, doğduktan sonra kendi başına bırakılan bir çocu- ğun otomatik olarak İbranice konuşacağı şeklindekifikri ka- bul etmez), ancak kutsaldır ve anadildir, çünkü Âdem'in ver- diği adla doğayla uyum içinde olup nedensiz olarak seçilme- miştir. Bu anlamda İbranice protodil olmuş ve bu niteliğiyle öteki bütün dillerin yaratılması için gerekli olmuştur, çünkü "bu ilk dil olmasa bir nesneye daha önce sahip olduğu anlam- dan farklı bir anlam vermek için ortak bir uzlaşma olmazdı, çünkü ikinci kişi özgün adı bilmese ikinci adı anlamaz, böy- lece değişiklik üzerinde anlaşma sağlanamazdı (Sefer or ha- tsekhel, krş. Idel 1989: 13-14). Abulafia, halkının sürgün sırasında, kendi özgün dilini unut- tuğundan yakınır ve doğal olarak Kabalistin, yetmiş dilin ger- çek kaynağının yeniden bulunması için çalışan kimse oldu- ğunu öne sürer. Kabalanın gizlerini kesin olarak açığa çıka- racak olan Mesih'tir ve zamanların sonunda, var olan ber dil yeniden kutsal dilin içinde eridiğinde, diller arasındakifark- itlik sona erecektir. "* abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 178 * Umberto Eco, Avrupa 'da Kusunuz Dil Arayışı, Afa Yayınları, İstanbul 1995■
  • 8. 179 kabballah Hart İlmi Kabballah, Torak, yani Kutsal Kitabın ilk beş kitabının yorum geleneğiyle Talmuctun temsil ettiği hahamlık yorum geleneği- nin içinden çıkar ve kendisini öncelikle kutsal metnin okun- ması ve yorumlanmasıyla ilgili bir teknik olarak sunar. Ancak Kabballistin üzerinde çalıştığı yazılı Torak tomarı yalnızca bir çıkış noktasını temsil eder: Yazılı Torak'm okunması altında söz konusu olansa, yaradılıştan önce var olan ve Tanrılar (Elohim) tarafından meleklere emanet edilen ebedi Torah’ı ye- niden bulmaktır. Bazı Kabballistlere göre, başlangıçta ak ateş üzerine kara ateş biçiminde yazılmış olan Torak, yaradılış anında, Tanrının hu- zurunda, henüz sözcükler halinde birleştirilmemiş bir dizi harf olarak bulunuyordu. Adem'in günahı olmasa, belki de harfler bir başka öyküye biçim vermek üzere birleşeceklerdi. Bu yüz- den Torak tomarı hiçbir sesli harf, hiçbir noktalama ve vurgu işareti içermez, çünkü Torak başlangıçta sıraya konmamış bir dizi harften oluşur. Geleneğe göre, Mesih'in gelişinden sonra, Tanrı halihazırdaki harf bileşimini ortadan kaldıracak ya da bi- ze halihazırdaki metni bir başka sıralamaya göre okumayı öğ- retecektir. Kabballah'da harfler sayılarla eşleştirilmiş ve Tanrı isimlerinin harflerinin yerleri belli matematiksel kurallara göre değiştirile- rek yeni anlam türetmelerine gidilmiştir. Kabballah'da üç temel kavram vardır: 1- Sefar, 2‫־‬ Sipur, 3- Sefer. 1- Sefar•. Sayı (Nicelik) demektir. Var olanların birbirleriyle ilişkisinde, birinci durumda sefar (nicelik) rol oynar, bu da sa- yıyla belirtilir. Ondan sonra var olanın hareketi gelir ki, bunlar da sayıyla belirtilir. 2- S ip u r: Söz (Kelam; Logos) anlamındadır. Her harf bir kuv- veti işaret eder ve varlıklar harflerden oluşan “sözcükler” gibi-
  • 9. dirler. Dolayısıyla, tüm var olanlar Tanrının sözleri niteliğinde- dir. Öyleyse, Tanrı kelamı olan Torah (Tevrat) var olanların simgesel bilgisidir. 3- Sefer-. Yazı demektir. Tanrının yazısından evrendeki var o- lanların tümünü anlamak gerekir. Tanrının düşüncesi bu var o- lanların anlamıdır. Kabballah'da varlığın en genel ve bütünsel biçimleri olan Şefi- raların sayısı 10'dur ve ilk niceliklere temel sayılan 10 sayısına uygun olarak toplamı Sefirot (On Sefira) diye adlandırılır. Ya- radılış kitabı da denen Oluşumun Kitabı Sefer Yezirah’da: “Se- firot on 'dur, dokuz değil; on 'dur on bir değil; Akıl ve Hikmeti- ni onları anlamakta yoğunlaştır; inceleme ve araştırmalannı, irfan ve vicdanını onlara ada; var olan her şeyde Sefirot'u te- I mel bil; Tanrıyı onlarla kavramaya çalış, ”denir. Zobar (Nur) Kitabında ise şöyle yazar: “Tanrı hiçbir biçimde betimlenemez ve tanım lanam az olandır. Bunun için Onu işa- ] ret edecek herhangi bir şey ya da söz olamaz. Her şey ondan I çıkar, ama O, hiçbir şeyle nitelendirilemez. Tanrı, sözleriyle ! evreni yaptı ve Adam Kadmon ile sözünü tamamladı. Bu ne- denle, insan kendini bilmekle nura kavuşur. ’’ Zobar1■âgöre, Melekler (Moleke) “doğa kuwetleri”nden başka I bir şey değildir. İnsana gelince; O, yaratıkların hem özeti, hem de en yetkin olanıdır. Kendini arınma ve bilgilenme ile yetkin- j liğe ulaştırmak ve gerçeğin bilgisine erişmek insanın kendi elindedir ve insan bütün edimlerinde özgürdür, ancak bu öz- gürlük açıklanamaz bir gizdir. Kabballist akımlarda, Torah okuma üç temel teknik—Themu- ria, Gematria ve Notana—aracılığıyla yapılır. Aynı anlatımın değişik boyutlardaki farklı anlamları irdelenir, tefekkür edilir. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 180
  • 10. 181 kabballah Themuria Kutsal sayılan sözcüklerin dizilişlerindeki (sentaks) harflerin yerlerinin değiştirilerek yeni sözcükler elde etme yöntemi, ya- ni anagramdır. Örneğin; “çünkü benim meleğim senin önünden gidecek...” (Çıkış 23:23) ayetindeki “Melek” sözcüğü, bu yöntemle “Mika- il” olarak hesaplanmıştır. Ünlülerin yazılmadığı bir dilde anagram, öteki dillere oranla daha çok değiştirim (permütasyon) olanağı sunar. Örneğin; Moses Cordovero, Tesniye'de neden yün-keten karışımı giysi- ler giymenin yasaklandığını sorar ve bundan şu sonucu çıka- rır: Özgün metinde, aynı harfler bir başka anlama gelecek şe- kilde dizildiğinde, A dam ’ı, başlangıçtaki nurdan giysisini, şey- tanın gücünü temsil eden yılanın deriden giysisiyle değiştirme- mesi için uyaran bir ifade ortaya çıkar. Abulafia da, dört harfin olası her biçimde ünlüleşmesi sayesin- de, YHVH tetragramının her harfi için 50 kombinezonlu dört çizelge üretmiştir. Kabballist, Themuria’nm sonsuz kaynaklarından yararlanabilir, çünkü Temuria yalnızca bir okuma tekniği değil, Tanrının dünyayı yaratma sürecinin kendisidir. Bu ilke, Sefer Yezirah ya da Oluşum Kitabı’nda açıkça ortaya konmuştur. Bu kitapta sö- zü edilen malzemeler ya da bir başka deyişle Yehova'nm dün- yayı yaratmasının otuz iki bilge yolu, on Sefirot ile alfabenin yirmi iki harfidir. Sefer Yezirah’ta şöyle der: “Temel yirmi iki harfi kesti, biçimlendirdi, ölçüp hiçti, yerleri- ni değiştirdi, onlarla tüm yaratılanlara ve gelecekte olnşturu- lacak her şeye biçim verdi. [...] Yirmi iki temel harfi sanki bir surmuş gibi bir çarka koydu. [...] Onları nasıl katıştırıp harf- lerin yerini nasıl değiştirdi? Alefi bütün Aleflerle, Bet'i bütün
  • 11. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 182 Betlerle [.. Jsonuçta, her yaratık ve her söz tek bir İsimden tü- redi. İki taş iki ev inşa eder, üç taş altı ev inşa eder, beş taşyüz yirmi ev inşa eder, altı taşyedi yüz yirmi ev inşa eder, yedi taş beş bin kırk ev inşa eder. Buradan yola çık ve ağzın söyleye- mediğini, kulağın işitemediğini düşün. ” Gematria Sözcükleri oluşturan harflerin sayısal değerlerinin toplamının hesaplanmasıdır. Gematria olanaklıdır, çünkü İbranice’de her harf bir sayı değerine sahiptir. Gematria, harflerin, sözcüklerin veya deyimlerin sayısal eşdeğerliliğinin hesaplanmasıdır ve bunun temelinde farklı kavramların karşılıklı ilişkisi içinde bir anlayışa gelme ve sözcüklerle düşünceler arasındaki karşılıklı ilişkiyi keşfetme vardır. Bu sayısal değerlere sahip olan harfler, sözcükler, takı ve edatlar, ve giderek kavramlar ve idealar ara- sındaki karşılıklı ilişkinin açığa çıkması; farklı kavramlar ara- sındaki içsel ilişkinin içgörüye dayalı olarak algılanması ve an- laşılması temelinde bir hesaplama işlemidir. İbranice’de sayılar alfabe harfleriyle gösterilir. Şu halde, her sözcüğün, tek tek harflerin gösterdiği toplamdan kaynaklanan bir sayısal değeri vardır. Aynı sayısal değere sahip farklı anlam- 11 sözcükleri bulmak, böylece nesnelerle gösterilen fikirler ara- sında analojiler kurmak söz konusudur. Örneğin, YHVH'nin değeri toplandığında 72 elde edilir ve Kabballist çalışmalarda Tanrının 72 isminin tefekkürü ve bu 72 ismin arayışı önemli yer tutar. Musa'nın yılanı da, bir anlamda Mesih'in önceden bildirilmesi- dir; çünkü her iki sözcüğün değeri de 358'dir. Adam yılana inanması nedeniyle cennetten kovulmuştur, yani bu dünyaya bedenlenmiştir, kurtuluşu ise Mesih aracılığıyla olacaktır, onun aracılığıyla Tanrıya geri dönecektir. Bu iki sözcük arasındaki ilişki ikisinin de sayı değerinin aynı olmasıyla tanımlanır.
  • 12. 183 kabballah En temel tanımlamasına girersek, Gematria kendi içinde fark- 11 dizgeler içerir. Bu farklı dizgeler her bireysel harfin sayısal eşlemede tanımlanması ve bu harflerin isimlerinin kavram de- ğerinde nasıl hesaplandıkları üzerinedir. Bu tekniğin arkasında sayısal eşlemelerin aynılık göstermediği Kelam vardır. Kelam’da her şey birlik içindedir. Kelam, ismi söylenemez Tanrı (YHVH) tarafından yaratılmıştır; Onun sözü- dür ve ondaki her harf değişik bir yaratıcı gücü, ilkeyi temsil eder. Bu bağlamda iki kavramın sayısal değerleri göz önüne alındığında, her birinin yaratıcı potansiyellikleri ikisi arasında içsel bir bağ olarak ortaya çıkar. Harfleri hesaplamada dört işlem vardır: 1- Mutlak değer, 2- Sı- radan değer, 3- Azaltılmış değer, 4- Entegral değer. Buna göre, tanrının ismini oluşturan dört harf (YHVH), her harfin ilişkide olduğu dört dünyadır. Bu dörtlü düzey Gemat- ria'nın dört hesaplama dizgesi ile ilişki içindedir. Harfler İşlemler Dünyalar Yod: “Y” Mutlak Değer Azilut He: “H” Sıradan Değer Beriyah Vav: “V” Azaltılmış Değer Yezirah He: “H” Entegral Değer Asiyah Notaria Notaria bir metnin şifrelenmesinde ve kod çözümünde kulla- nılan akrostiş tekniğidir. Örneğin; bir dizi sözcüğün ilk harfle- ri bir başka sözcüğü oluşturur. Bunun yanısıra, Notaria tüm geç Antikçağ ve Ortaçağ edebiyatında bir şiir tekniği olarak da yaygındı; Ortaçağ’dan başlayarak Ars Notaria (Notaria Sanatı) adı altında büyü pratikleri de yaygınlık kazanmıştı. Kabballist- ler için ise akrostiş, Kutsal Kitaptaki gizemli akrabalıkları açı- ğa vurmalıydı.
  • 13. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 184 Örneğin; Leon'lu Moşe (Moses de Leon), kutsal metnin dört anlamının baş harflerini alıp (Peşat, Remez, Deraş ve Sod) bundan PRDS'yi, yani (İbrani alfabesinde ünlüler olmadığın- dan) Pardes ya da Cennet'i çıkarır. Torab'ı okurken, Musa'nın “Kim bizim için göklere çıkacak?” sorusunu (Tesniye 30:12) oluşturan sözcüklerin baş harflerinin MYLH'yi, yani Moleh, Sünnet sözcüğünü verdiği bulunur; buna karşılık son harfler YHVH'yi vermektedir: Şu halde yanıt, “Sünnetli kimse Tanrıya ulaşacaktır” olur. Kabballistler, harflerin dünyasına girmeyi ve onlardan Hakika- tin izlerini bulmayı isteyenlerin, eğer ellerinde “Ariadne’nin İpi” olmazsa, kendilerini karmaşık ve sonu gelmez bir labiren- tin içinde bulacaklarını ve güçlü fırtınalara yenileceklerini söy- lerler. “Ariadne’nin İpi”, Yunan mitolojisinin en gizemli sembo- lizmasını oluşturan ve batı Simyacılığı ile Kabballah içindeki eğitimin ayrılmaz bir öğesi olmuştur. Ariadne, Kral Minos’un (Tanrısal bellek) kızıdır. Kutsal taşı (simyacıların felsefe taşını) bulmak için bir mağaraya girer; orada Labirentus canavarını ve zorlu sınavları geçmesi ve taşı bulduktan sonra yeniden ora- dan çıkması gerekmektedir. Bunun için yanına bir yumak ip alır ve mağaraya girdikten sonra ipi geçtiği yerlerde açarak ilerler. Sonunda aynı ipi gerisin geriye toplayarak çıkar. Mistik Kabballistlere göre bu ip her şeyin özünde bulunan ve Yaşam Ağacı’ndan oluşan sarmal özdür. Bu sarmal harfler ve onlara denk düşen sayıların eşleşmelerinden oluşan evrendir. İbrani Rabbilerine göre harfler aynı zamanda gök kürede bulunan yıldızları ve onların oluşturduğu takımadaları sembolize eder- ler, ve her harf aynı zamanda bir sayı değerine sahip olduğun- dan, evren adeta yıldızlardan oluşan bir kitap gibidir. Kabbal- listler bu sayı değerlerini ve harfleri Yaşam Ağacı modeli teme- linde çözümlerler. Zohar1a göre, “Kutsal Mühür” budur. Her şeyin özüne basılan bu içsel yazıdır. Hassidut Düşüncesine göre İbrani Alfabesindeki harflerin an- lamlandırıldığı on temel kategori aşağıdaki gibidir:
  • 14. Harf Okunuşu/Adı Anlamı Sayısal Değeri M Alef Öküz 1 ‫כ‬ Beth Ev 2 ‫ג‬ Gimel Deve 3 ‫ד‬ Dalet Kapı 4 ‫ה‬ He Pencere 5 ‫ו‬ Vav Çivi 6 ‫ז‬ Zayin Kılıç 7 ‫ח‬ Het Çit 8 ‫ט‬ Tet Yılan 9 ‫י‬ Yod El 10 ‫דכ‬ Kaf El ayası/Avuç içi 20 ‫ל‬ Lamed Asa 30 0‫מ‬ Mem Su 40 1‫נ‬ Nun Balık 50 D Sameh Destek/Dayanak 60 ‫ע‬ Ayin Göz 70 ‫ףס‬ Pe Ağız 80 * ‫ז‬ Zadik Olta 90 ,‫ר‬ Kuf Başın arkası 100 ‫ר‬ Reş Baş 200 ‫ש‬ Şin Diş 300 ‫ת‬ Tav Haç 400
  • 15. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 186 Her harf bu on ilkede tanımlanır ve her ilke birbiriyle zorunlu bir ilişki içindedir. Kavram Anlam Biçim Sayı değeri Uzaysal değer Tanımlar: Kavram: İbranice’de her harfin ilişkili olduğu kavramsal bir il- ke vardır. Anlam: Her harfin yazınsal gelenek içinde bir anlamı vardır; çünkü İbranice her harf aynı zamanda bir sözcüktür ve başka harflerin yan yana gelmesiyle yazılır ve okunur. Biçim: Her harfin yazılırken özgün bir biçimi vardır. Bu biçim başka harflerle olan ilişkisine göre belirlenir. Sayı değeri: Her harfe karşılık gelen sayısal değerdir. Uzaysal değer: Fiziksel öğeler, kozmik bedenler ve astral işa- retlerdir. Zamansal değer: Mevsimler, haftanın günleri ve aylardır. Dirimsellik ilişkisi: Kendinin deneyimlenmesine aracılık et- mekten sorumlu insan bedeninin parçaları ve organlardır. Belirlenim (Nitelik): Yaşanan deneyimin doğuştan ya da sonradan elde edilen ifadeleridir, yukarıda adı geçen beden parçaları ve organlar tarafından kontrol edilir. Arketip: Tevrat’ta yazılı olan İsrail tarihi arketipal figürlerden oluşmuştur. Harfler bu arketipal figürlerle karşılıklı ilişki için- dedir. Yol (Kanal): On Sefira arasında onları yatay, dikey ve çapraz olarak birbirlerine bağlayan kanallar (yollar) vardır. Şimdi sırasıyla bütün harflerin bu kategoriler bağlamında ta- mmlarına geçelim. Zamansal değer Dirimsellik ilişkisi Belirlenim / Nitelik Arketip Kanal / Yol
  • 16. 187 kabballah ‫׳‬ ‫א‬ Kavramı: Paradoksu temsil eder. Alef harfi insan varlığının üzerindeki Tanrısal mühürdür. Anlamı: Öküz. Biçimi: İki kutbunda Yod harfi bulunur ve birleştirici güç olan Vav harfi ile desteklenir. Sayı değeri: 1 Uzaysal değeri: Gökler ve yer arasındaki atmosfer. Zamansal değeri: Kış ve yaz mevsimleri arasındaki yeryüzü- nün yağmurlara doyduğu zaman. Dirimsellik ilişkisi: Gövdenin üst bölümü, özellikle göğüs, solunum sistemi ile ilişkilidir. Belirlenimi: Merhamet Arketipi: Mesih’in Ruhu olarak en son belirişini temsil eder. Yolu: Hesedden Gevurah’z giden yol. BETH “B” Kavramı: Yaradılışın ereği. Tanrının bulunduğu, yaşadığı yer. Anlamı: Ev. Biçimi: Sola bakan yönü açık olan, üç yönden üç çizgi ile ka- panmış bir ev gibidir. Sol yanından açıktır. Sayı değeri: 2. Uzaysal değeri: Ay. Zamansal değeri: Pazar. Dirimsellik ilişkisi: Sağ göz. Belirlenimi: Bilgelik, Hikmet. Arketipi: Abraham. Yolu: Hokmak?’tan Hesede giden yol.
  • 17. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 188 GİMEL “G” Kavramı: Fiziksel dünya bağlamında ödül ve ceza arayışı. Anlamı: Sözcük anlamı devedir; ancak köprü, sütten kesil- mek, iyilikseverlik gibi anlamlara da gelmektedir. Biçimi: Yürüyen bir Vav şeklinde, ayağı ise Yod’dur. Sayı değeri: 3• Uzaysal değeri: Mars. Zamansal değeri: Pazartesi. Dirimsellik ilişkisi: Sağ kulak. Belirlenimi: Servet, Bolluk. Arketipi: İshak. Yolu: Binatitan Gevuratia giden yol. DAİM “D” Kavramı: İnsanın nefsinin sıfırlanışıdır ki, bu aynı zamanda kişinin varoluşsal konumunu belirleyen her türlü temel değişi- me hizmet eder. Anlamı: Sözcük anlamı kapıdır; ancak fakir adam ve yüksel- mek gibi simgeleri de vardır. Biçimi: Yatay bir Vav ile dikey bir Vav’ın birleşmesinden olu- şur. Tanrısal Kaypağıyla birleşmesini temsil eder. Sayı değeri: 4. Uzaysal değeri: Güneş. Zamansal değeri: Salı. Dirimsellik ilişkisi: Sağ burun deliği. Belirlenimi: Döl. Arketipi: Yakup. Yolu: Kete?den Tiferete giden yol.
  • 18. 189 kabballah ‫ה‬ Kavramı: Kendi’ni düşünce, konuşma ve eylem yoluyla ifade etme yetisidir. Anlamı: Pencere; kırılmak, tohumlamak ve görmek gibi çağ- rışımları vardır. Biçimi: Üç boyutlu bilinç penceresidir. Yatay ve dikey eksen- lerden oluşan Dalet'in Yod ile tam birleşmemiş biçiminden oluşur, böylece derinlik boyutu sezindirilir. Sayı değeri: 5. Uzaysal değeri: Koç. Zamansal değeri: Nisan. Dirimsellik ilişkisi: Sağ ayak. Belirlenimi: Konuşma. Arketipi: Yahuda. Yolu: Kete?den Hokmatia giden yol. ‫י‬ : VAV * ‫י‬-1‫־‬ “V" ;I * Kavramı: Yaradılışta tüm öğelerin içsel ilişki kurma ve bağ- lanma kuvvetidir. Anlamı: Çivi ya da kanca. Biçimi: Dik duran bir sütun biçimindedir. Sayı değeri: 6. Uzaysal değeri: Boğa. Zamansal değeri: Mayıs. Dirimsellik ilişkisi: Sağ böbrek. Belirlenimi: Tefekkür. Arketipi: İshakar (Yakup’un 12 oğlundan biri). Yolu: Kete?den Birıah’a giden yol.
  • 19. ZAYİN “Z” abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 190 Kavramı: Yaradılışın yukarıya yansıyan Tanrısal ışığıdır. Ken- di kökensel noktasının ötesine yükselişin gücüdür. Anlamı: Sözcük anlamı silah, kılıçtır. Türü ve beslenmeyi tem- sil eder. Biçimi: Başında taç olan bir Vav harfidir. Sayı değeri: 7. Uzaysal değeri: İkizler. Zamansal değeri: Haziran. Dirimsellik ilişkisi: Sol ayak. Belirlenimi: Devinim. Arketipi: Zebulun. Yolu: Hokmah’tan Gevurah’a giden yol. HET Kalın, gırtlaktan gelen bir sestir; Latin dillerine çevri- lirken “CH” ve “KH” biçiminde yazılıp okutulur. Kavramı: Tanrının Mutlak Birliği ile yaradılışın görünen çok- luğu arasındaki akış ve geri-akış diyalektiğidir. Anlamı: Çit ya da kutu anlamındadır. Korkuyu ve yaşam gü- cünü simgeler. Biçimi: Karşıt güçler olan Zayin ve Vav harflerinin üstlerinden bir yay ile birleşmesinden oluşur. Sayı değeri: 8. Uzaysal değeri: Yengeç. Zamansal değeri: Temmuz. Dirimsellik ilişkisi: Sağ el. Belirlenimi: Görüş. Arketipi: Ruben. Yolu: Hesedden Tiferete giden yol.
  • 20. 191 kabballah TET “T” Kavramı: Bu dünyada Tanrının iyiliği olanı tersine çevirme, gizleme eylemidir. Anlamı: Yılan. Ayrıca heves ve ait olma çağrışımları vardır. Biçimi: Kenarları içeriye kıvrık kazan biçimindedir. Sayı değeri: 9. Uzaysal değeri: Aslan. Zamansal değeri: Ağustos. Dirimsellik ilişkisi: Sol böbrek. Belirlenimi: Duymak. Arketipi: Simon. Yolu: Hokmatitan Tiferete giden yol. YOD “Y" Kavramı: Sonsuzun sonluda toplanması, yoğunlaşmasıdır. Anlamı: Sözcük anlamı eldir. Biçimi: Bir noktadan aşağıya doğru çıkıntı biçiminde uzanan bir harftir. Sayı değeri: 10. Uzaysal değeri: Başak. Zamansal değeri: Eylül. Dirimsellik ilişkisi: Sol el. Belirlenimi: Eylem. Arketipi: Gad. Yolu: Tiferetten Nezatia giden yol.
  • 21. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 192 Kavramı: Bir şeyin kuvveden fiile ya da potansiyelden açığa çıkma yetisidir. Anlamı: El ayası. Biçimi: Üç yanı kapalı, sola bakan yönü açık olan ve yuvar- lak köşelerle çevrili bir harftir. Tacı olan, profilden bir başı temsil eder. Sona gelen Kaf harfi yine aynı olmakla birlikte, alt tarafındaki yatay çizgi aşağıya doğru inmiş ve dikey bir duru- ma gelmiştir. Sayı değeri: 20. Uzaysal değeri: Venüs. Zamansal değeri: Çarşamba. Dirimsellik ilişkisi: Sol göz. Belirlenimi: Yaşam, sağlıklı yaşam. Arketipi: Musa. Yolu: Hesedden Nezah'a giden yol. Kavramı: Kalbin bilgiyi içselleştirmeye özlem duymasıdır. Anlamı: Asa; öğrenmek; öğretmek. Biçimi: Kaf harfinin sol üstüne tünemiş bir kule şeklinde Vav harfidir. Sayı değeri: 30. Uzaysal değeri: Terazi. Zamansal değeri: Ekim. Dirimsellik ilişkisi: Safra kesesi. Belirlenimi: Fiziksel dokunma ve mahremiyet. Arketipi: Efraim. Yolu: H oddan Yesoda giden yol.
  • 22. 193 kabballah ‫מ‬ Kavramı: Üst bilinç kaynağından Bilgeliğin fışkırmasıdır. Anlamı: Su. Biçimi: Sol alt köşesinden ufak bir açıklığı olan dört tarafı çev- rili bir harftir. Sona gelen Mem ise tamamıyla kapalı bir bent gibidir. Sayı değeri: 40. Uzaysal değeri: Dünya. Zamansal değeri: Kış mevsimi. Dirimsellik ilişkisi: Gövdenin alt kısmı özellikle karın bölge- si. Belirlenimi: Kendisini su olarak ifade eden Aşk. Arketipi: Davud oğlu Mesih. Yolu: Nezah’van Hoda giden yol. NUN “N” Kavramı: Egosuzluk durumundan kendinin bilinçliliğine ge- çiş, bir anlamda iniş. Anlamı: Sözcüğün anlamı balıktır. Krallığı ve Kraliyet varisini simgeler. Biçimi: Dikey bir çizgi olup sola eğik bir açıyla iki ucunda bi- rer çıkıntı vardır. Tepesinde taç olan eğilmiş bir hizmetkar gö- rünümündedir. Sayı değeri: 50. Uzaysal değeri: Akrep. Zamansal değeri: Kasım. Dirimsellik ilişkisi: Bağırsaklar. Belirlenimi: Koklama. Arketipi: Menaşeh. Yolu: Nezah’tan Yesoda giden yol.
  • 23. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 194 SAMEII “S‫״‬ Kavramı: Deneyimin dönüşlü doğası, ki ağırbaşlılığı berabe- rinde getirir. Anlamı: Destek, dayanak. Biçimi: Bütünsel bir daire ya da yüzük biçimindedir. Dirimsellik ilişkisi: Mide, özellikle midenin alt kısmı. Belirlenimi: Uyku. Arketipi: Benyamin. Yolu: Tiferet'ien Hoda giden yoldur. Kavramı: Tanrının yarattığı tüm öğeleri sürekli görmesi, Tan- Biçimi: İçine Vav yerleştirilmiş bir Nun biçimindedir. Sayı değeri: 70. Uzaysal değeri: Oğlak. Zamansal değeri: Ocak. Dirimsellik ilişkisi: Karaciğer. Belirlenimi: Öfke. Arketipi: Dan. Yolu: Bincik’tan Tiferete giden yol. Sayı değeri: 60. Uzaysal değeri: Yay. Zamansal değeri: Aralık. h rının gözlemi. Anlamı: Göz.
  • 24. 195 kabballah ‫פ‬ Kavramı: Bilginin sözel iletişime girmesi. Anlamı: Ağız. Biçimi: Yandan bir kafa görünümündedir, sola bakan yönden ağzı açıktır ve üst dişi vardır. Sayı değeri: 80. Uzaysal değeri: Merkür. Zamansal değeri: Perşembe. Dirimsellik ilişkisi: Sol kulak. Belirlenimi: Yetke. Arketipi: Harun. Yolu: Gevuratitan H oda giden yol. ZADİK Dili dişlerin arasına sokarak söylenen bir harftir, La- tin dillerine “TZ” veya “TS” olarak çevrilir. Kavramı: Dürüstlüğe duyulan iman. Anlamı: Sözcük anlamı olta, balık iğnesi, balık kancasıdır. Doğru kişi, yön, avlanmak çağrışımlarını yapar. Biçimi: Bilgeliğin yaşantısı olan Yod, sola doğru eğik hizmet- kar Nun'un sırtına dikilmiştir. Sona geldiğinde, öne eğik olan Nun dikilmiştir. Sayı değeri: 90. Uzaysal değeri: Kova. Zamansal değeri: Şubat. Dirimsellik ilişkisi: Midenin üst kısmı. Belirlenimi: Tat alma. Arketipi: Aşer. Yolu: Gevuratitan Tiferefe giden yol.
  • 25. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 196 KUF Yine kalın okunan bir harftir, Latin harfleriyle “Q”, “K”, “KH” olarak da gösterilir. Kavramı: Kutsalın çelişkisi; aşkın ve Tanrısal yaşam gücünün maddesel dünya ile kendini sınırlamasıdır. Anlamı: Başın arka kısmı anlamındadır; ancak dokunmak, güç ve iğne deliği gibi çağrışımları vardır. Biçimi: Kutsalın düşen kıvılcımını temsil eden Zayin’in, sağ üstünden kutsal aşkınlığı temsil eden Reş ile kuşatılmasıyla oluşur. Sayı değeri: 100. Uzaysal değeri: Balık. Zamansal değeri: Mart. Dirimsellik ilişkisi: Dalak. Belirlenimi: Gülme. Arketipi: Naftali. Yolu: Binah’tan Hesecte giden yol. REŞ “R” Kavramı: Fiziksel olarak “bir şey”i temsil eden Yod arınma sü- recine başlama yeteneğini anlatır. Anlamı: Baş, kafa; başlangıç; fakir adam. Biçimi: Biçimi yan taraftan başın arka kısmı ile ilişkilendirilir. Sayı değeri: 200. Uzaysal değeri: Satürn. Zamansal değeri: Cuma. Dirimsellik ilişkisi: Sol burun deliği. Belirlenimi: Sükunet. Arketipi: Yusuf. Yolu: Tiferetten Yesoda giden yol.
  • 26. 197 kabballah ŞİN Latin dillerinde “Ş” harfi olmadığından, “SH” ya da “SCH” olarak yazılıp okutulur. Kavramı: Ebedi ve değişmez Kaynaktan yayılan bütün şeyle- rin aleve benzer değişken titreşiminin gizemi. Anlamı: Diş; ayrıca yıl, değişim, al (renk), sükunet anlamları- na da gelir. Biçimi: Yatay bir düzlemde bir noktadan üç tane Vav simetrik bir biçimde alev gibi yükselir. Sayı değeri: 300. Uzaysal değeri: Gök. Zamansal değeri: Yaz. Dirimsellik ilişkisi: Baş. Belirlenimi: Ateş olarak ifade edilen Aşk. Arketipi: Yusuf oğlu Mesih. Yolu: Hokmah’tan Binatia giden yol. TAV “TH” Kavramı: Tanrının her-yerdeliğine olan iman olgusal dünya- nın bilinçli deneyimini doğurur. Anlamı: Haç. Mühür ve kod anlamlarına da gelir. Biçimi: Nun’un tacına sağdan baskı yapan Dalet. Sayı değeri: 400. Uzaysal değeri: Jüpiter. Zamansal değeri: Şabat. Dirimsellik ilişkisi: Ağız. Belirlenimi: Lütuf. Arketipi: Davud. Yolu: Yesoddan Malkı.1fa giden yol.
  • 27. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 198 Kimi zaman kelimelere belli bir hesaplamaya dayanarak yük- sekilmiş sayısal değerler verilir. Bazı çalışmalarda ise, harfler yalnızca sayısal eşdeğerleri ile düşünülmez, her biri aynı za- manda bir sözcük olduğundan tamamlanmış sözcükler olarak düşünülürler; bu şekilde sözcükler hesaplanarak harfin değeri bulunur. Bazı durumlarda ise harfler, kendi içlerinde onlara hamile oldukları düşünülen ana harfi ortaya çıkarmak için kul- lanılır. Örneğin, Heri sözcüğü iki harften oluşmuştur: Het (H) ve Nun (N). Het harfi kendi başına hecelendiğinde, Het (H), Yod (Y) ve Tav (T) harflerini içerir, ki bu harflerin sayısal değeri 418 eder. Nun (N) ise Nun (N), Vav (V) ve Nun (N) harflerinden oluşur ve sayısal değeri 106’dır. Böylece Hen sözcüğünün de- ğeri yükseltilmiş olarak 524 eder (418+106=524). Bu uygulamada, bir olasılıklı yükseltmeden fazla olarak kesin- leşmiş tüm harf olasılıklarını sayısal olarak toplarız. Örneğin, He (H) harfi, hem He (H) ve Yod (Y) olarak, hem He (H) ve He (H) olarak, hem de He (H) ve Alef (A) olarak okunabilir. Sayısal eşdeğerleri ise 6, 10 ve 15 olarak değişir. Benzer olarak Vav (V) harfi de Vav (V), Yod (Y) ve Vav (V) harflerinden, ya da Vav (V), Alef (A) ve Vav (V) harflerinden, ya da Vav (V) ve Vav (V) harflerinden, 12, 13 ve 22 sayısal eş- değerleriyle oluşur. Bütün bu hesaplamalar yalnızca matematiksel alıştırmalar ola- rak görülmemelidir. Her bir farklı sayısal değer, Kabballah’a göre Tanrısal etkinin değişik bir yönünü ortaya koyar. Kullanılan en klasik yükseltme işlemi Tanrısal İsim olan Hava- yah'a uygulanır. Havayah, Yod (Y), He (H), Vav (V) ve He (H) harflerinden oluşur. Bu harflerin Gematria!sı 26’dır. Öte yan- dan, yükseltme yaparsak—örneğin Vav (V) ve He (H) harfle- rinin değişik hecelenmelerine göre—farklı figürlere ulaşırız.
  • 28. 199 kabballah Aşağıda Havayah isminin Kabballah’da “Yükseltme” ilkesine dayanan ele alınış biçimlerini göreceğiz: 72 olan Havayah 63 olan Havayah Yod Yod, Vav, Dalet 20 Yod, Vav, Dalet 20 He He, Yod 15 He, Yod 15 Vav Vav, Yod, Vav 22 Vav, Alef, Vav 13 He He, Yod 15 He, Yod 15 Toplam Değer 72 Toplam Değer 63 45 olan Havayah 52 olan Havayah Yod Vav, Dalet 20 Yod, Vav, Dalet 20 He Alef 6 He, He 10 Vav Alef, Vav 13 Vav, Vav 12 He Alef 6 He, He 10 Toplam Değer 45 Toplam Değer 52 Bu dört sonuç, 72, 63, 45 ve 52, her biri Tanrının ismi olan (HVYH) Havayah'ın 4 harfi ve Yaşam Ağacı’ndaki 10 Sefira ile aşağıdaki gibi örtüşür. Toplamı 232’dir. H avayah'm Toplam Yaşam Ağacının IIavayah'ı harfleri değerler Yod 72 Hokmah Hikmet ve İçgörü He 63 Binah Anlayış Vav 45 Hesedden Yesoda Duygusal Sıfatlar He 52 Malkut Krallık Havayah isminin He, Vav ve He harflerinden her biri üç çeşit okuma biçimine sahiptir. Buna göre, permüte edildiklerinde, Kutsal İsmin 27 olasılıklı yükseltilmiş biçimi söz konusudur. 44’ten 72’ye kadar orta noktası 58 (Hen) olan 13 olasılıklı sa- yısal eşdeğer vardır. Bunlar toplandıklarında, toplam yükseltil- miş değer 1521’dir, ki bu 39’un karesidir. 39, Ha ŞemAhad, ya- ni Tek olan Tanrının İsminin sayısal eşdeğeridir.
  • 29. Havayah ismine ait olup yukarıda sözü edilen bu dört biçim ve her bağlantı Tanrının isminin değişik bir harfine karşılık dü- şer. Yukarıda olduğu gibi toplamları 232’dir ve dörde bolüne- bilir, böylece yine 58 sayısına (Hen) ulaşılır. Kısaca, 232, sayı- sal eşdeğer olarak, İbranice Yehi Oka denk düşer, ki bu Yara- dilişin ilk sözleri olan ”Işık 01sun”dur. abraham abulafia, esrik kabballah ve harf ilmi 200
  • 30. RÜYALAR Yaşam yalnızca bir rüyadır. Zohat1a göre yaşam gerçekten böyledir. Kabballah fiziksel dünyamızı en son gerçeklik olarak değil, bir yanılsama, geçici bir mekan olarak görür. İbranice uyumak sözcüğü çift, iki taraflı, iki misli, yinelemek ve değişim anlamlarını taşır. Uyanık olmak sözcüğü ise İbrani- ce’de ten sözcüğü ile bağlantılıdır. Ten bizi sınırlar, zaman ve mekanla bağımlı kılar, bizi süreli bir varlık yapar. Biz hep uya- nık olduğumuzda tam bilinçli bir halde bulunduğumuza inanı- rız ve uyku halinde bilinçsiz olduğumuzu düşünürüz. İnsanın içinde birbirine karşıt iki yan vardır. Biri diğerinin, yani süreli- nin, zamana ve mekâna bağımlı olanın karşısında olan yandır. Bunu ikinci gerçeklik olarak da adlandırabiliriz. Orada insan Or yani Işımayla (Nur) sarmalanmıştır. Burada bizim anladığı- mız anlamda insanın dört bir yanının ışıkla kaplı olması değil, bu durumdayken insanın zaman ve mekanın içinden geçip gi- debilmesi anlaşılmalıdır. Uyku halinde her şeyden bağımsız hareket edilebilir, hiçbir engel yoktur. Yine de kişi daima ken- dişi olarak kalır. O hep aynı bendir. Aynı zamanda burada ve orada olabilen iki ayrı durumu birden yaşar. Birini yaşamak için diğerinden vazgeçmesi önemli değildir. Orada zamanın da önemi yoktur. Bir saniye içinde zamanda binlerce yıl geriye veya ileriye gidilebilir. Bütün bunların söylemek istediği, inşa- nın bir yanının (uykudayken) hiçbir neden ve etki yasasına tâ- bi olmadığıdır. İşte insanın nurdan bedeni denen böyle bir şeydir. İnsanın diğer yanı ise hep söylendiği gibi bilgi ağacının mey-
  • 31. rüyalar 208 vesini yemesiyle özdeşleştirilen yanıdır. Bu onun kötü olduğu anlamında değildir, yalnızca onun zorunluluğudur. Bu dünya- nın inşa planına ait bir durumdur. Yaptığı ile kendisini belirle- miştir, çünkü bilgi ağacından almakla insan için yol— hareket—başlamıştır. Ve yol başladıysa, artık yaşamın yanın- dan konuşuyoruz demektir. Uyanık olmak nedenselliği bera- berinde getirir—neden ve etkilerin hüküm sürdüğü dünyayı, yani sınırlanmışlığı. Güneş battığında ve yıldızlar gökyüzüne saçıldığında ruhumu- zun bir parçası bedenimizden ayrılır. Uyanık kalsak bile gece- leyin ruhumuzun bir parçası bedenimizi yine de terk eder, yor- gun ve gücümüzün tükendiğini hissetmemizin nedeni budur. Zohar, uyku sırasında ruhumuzun 59/60’ının bedenimizden ayrıldığını, kalan 1/60’ın fiziksel gerçekliğimizi korumamızı sağladığını söyler. Beden uyukladığında fiziksel varoluş zinci- ri birden kırılır. Ruh, beslendiği ve güç aldığı ruhsal atmosfer- deki yüksek yerlere çıkmak için özgürdür. Peki ruh neden kendini şarj etmeye gerek duyar? Sıradan, kaotik bir gün boyunca, zaman, mekan ve hareketin sınırları bedelini bedenden ve ruhtan çıkarırlar. Örneğin zaman kavramını ele alalım. Zaman bizi son derece baskı altında tu- tar. Ya sürekli bir şeylere yetişmek için koştururuz ve zaman bize yetmez, ya da bazen tam tersine saatler geçmek bilmez. “Metafiziksel ayarımız” sırasında ruh, mekanın ve uzayın öte- sinde bir âlemdedir. Geçmiş, şimdi ve gelecek Bir’de bütünleş- miştir. İnsan yaşamı doğumdan ölüme bütün evreleriyle o âlemde sergilenmektedir. Böylece ruh şarj olmanın yanında, karşımıza çıkacak olumlu ya da olumsuz olayların görünüşlerini de yakalar. Bu bir anlık görüler, bedende, rüya formlarının olduğu yere süzülerek yer- leşirler. Rüyanın bir yüzü olaylar, deneyimler ve bilinçli zihni- mizin meşgul olduğu düşünceler sonucu oluşur. Bu karışıma bilinçaltında yaşayan ruhun görüleri serpiştirilir.
  • 32. 209 kabballah Eski söylemlerde doğal olarak kabul edilir ki, insan sadece uy- küdayken rüya görmez, aksine uyanıkken de görür. İnsanın her ikisini de yaşayabildiği uyku durumu İbranice’de Şena sözcüğü ile ifade edilir. Kabballah’a göre rüyalar bize olumsuz karakter özelliklerimizi anlamamız için olanak tanır. Ruhsal olarak olgunlaşmak için değişmesine gereksinimimiz olan şeyi öğrenmemize yardım eder. Bilgeliği sezmek için rüyaları okumayı ve yorumlamayı bilmek zorundayız. Üstelik eğer bir insanın ruhsal olgunlaşma ve dönüşme için deneyimleme ya da değişme niyeti, arzusu yoksa (belki dün- yanın %95’i bu kategoride sıkışıp kalmıştır), ruhun mesajları çok daha zor anlaşılır. Gerçekte rüyalarımızın çoğunu anımsa- mayız. Diğer insanlara karşı olumsuz eylemlerimiz, evrensel etki-tep- ki yasasından dolayı bize geri döner. Tinsel hakikati yadsıyabiliriz. Önemsemeyebiliriz. Ondan şüphe edebiliriz. Hatta onu fark etmeyebiliriz. Yine de ortaya koyduğumuz her kıskanç bakış, kaba söz, az da olsa şiddetli bir yanıt için, aynı ölçüde olumsuz bir sonuç karşımıza çıkar. Bunu bir bumerang gibi düşünebiliriz. Ruhu- muzun uyku sırasında algıladığı bütün geri tepmeler ufukta aniden belirirler. Gerçekten ciddi sonuçlar genellikle ruhun ürettiği kabuslar olarak açığa çıkar. Eğer açık bir zihnimiz var- sa, rüyalarımızdaki mesajları sezebiliriz ve kendimizde neyi değiştirmemiz gerektiğini anlayabiliriz. Ruhsal değişim, olum- suz etkilerin yönünü değiştirmek için olumlu etkinlik yoludur. Söylendiğine göre, Kral Davud olağanüstü tinsel nitelikleri olan bir adamdı. Ne zaman korkunç bir kabus görse, bundaki
  • 33. 211 kabballah mesajı alır ve yaşamında gerekli düzeltmeleri yapardı. Öte yandan Zohar; adaletsiz birine mutlu rüyalar gösterildiğini, böylece o kişinin hakikat yolundan daha da saptırıldığını söy- ler. Bu tinsel ilke Zohar1da şöyle açıklanır: “Kim kendini arın- dırmaya girişirse o yukarıdan arındırılır. Ve kim kendini kir- letmeye yeltenirse o da aynı şekilde yukarıdan kirletilir.” Bir kimse ne kadar tinsellik doluysa, gördüğü rüya da o kadar hakikat dolu olur. Ama ben-merkezli davranışlara yönelirse, yani kendi egosunun kölesi olursa, güç terazisi ruhtan bedene eğilir. Böylece ruhun uyku sırasında yükselmesi de bir o kadar zorlaşır. Kabballistler bize her gece ruhumuzun yükseldiğini öğretirler; bu sırada gün içinde tinsel öze ait herhangi bir şey yapıp yap- madiğimiz sorulur. Eğer yanıt olumsuzsa ruh kendini tam ola- rak şarj edememiş demektir. Ne kadar uyumuş olsak da uyan- dığımızda kendimizi yorgun ve uyuşuk hissederiz. Vitaminlere ve egzersizlere rağmen bitkin kalkarız. Tinsel dünyanın kural- larıyla yaşamayı bilmediğimiz için, yaşamlarımızda da bunun sonucu olan sürekli doyumu ve enerjiyi deneyimleyemeyiz. Zohar1a göre eğer bir insan yedi ya da daha çok gün rüya gör- mezse, o kişi bencil arzularla kendini tüketmiş demektir. He- men telaşlanmayın, çünkü çoğumuz gördüğümüz rüyaları anımsamayız. Buradaki sorun kişiyle ruhu arasında iletişimin kopuk olmasıdır. Eğer insanın yaşamında öğrenme ve ruhsal olgunlaşma yoksa, Geleneğe göre o kişi rüyalarındaki bilgiye ulaşmayı hak edemez.
  • 34. rüyalar 212 Rüya Düzeyleri Doğal Rüyalar Bu en alt düzeydeki rüya durumudur. Çoğunlukla maddeci ve arzularının peşinden koşan insanların gördükleri rüyalardır. Bu rüyalar genellikle kişilerin maddi beklentileriyle, yaşamların- daki kaosla ve gün içinde uyanık zihinlerinde bulunan endişe- lerle ilgilidir. Lütuf Rüyaları Bu tür rüyalar mesajlar, uyarılar ve yaşam hakkında dersler ve- rir. Her defasında bu rüyaları anımsamaya ve verilen mesajı anlamaya çalışmak gerekir. Bu düzeydeki bir rüyayı deneyim- ledikten sonra gece yarısı uyanık kalmak sıradan bir şey değil- dir. Eğer olanaklıysa kişi hemen deneyimini bütün ayrıntılarıy- la yazmalıdır, çünkü en önemli mesajlar genellikle bu ayrıntı- larda bulunur. Peygamber Rüyaları Bu düzeydeki rüya hemen hemen hiç unutulmaz. Bu rüyalar kristal gibi nettir ve genellikle yaşamını tinsel dönüşüme ada- mış insanlar tarafından görülür. Rüya Yorumu Geleneğe göre rüya yorumlamak hassas bir konudur ve yal- nızca çok bilgili bir insan rüyada gizlenmiş olan gerçek mesaj- lan anlayabilir. Eğer iyi bir rüya görürsek ve bir yorumcuya an- latmazsak rüya potansiyel bir halde kalır. Olumlu rüya öğele- rini yaşamımızda açığa vurmak çok daha zorlaşır. Ayrıca, rüyalarımız tarafından verilen mesajları anlamazsak ge- rekli şeyi düzeltemeyiz ve bu yolda kayboluruz; oysa bunu ba-
  • 35. 213 kabballah şarmak için bu dünyaya geldik der Kabballah. Başka bir deyiş- le, içsel karakterimizin düzelme ve değişme gereksinimi olan bir yanı vardır. Bu değişimi gerçekleştirmenin yolu rüyalarımız- da açıkça gösterilir. Bu, kendimiz ve bir dostumuz arasında çö- zülmesi gereken bir çelişki olabilir. Çelişkinin nedeni inatçılığı- mız olabilir ve bunu fark etmeyiz bile. Eğer bu konular çözül- meden ve karakterimiz değişmeden kalırsa, kapı, yaşamımız- daki kaos ve olumsuzluk için ağzına kadar açık kalır. Eski bir atasözünün vurguladığı gibi: Yasayı bilmemek özür değildir. İkinci Tapınak zamanında (2000 yıl önce) Kudüs’te 24 rüya yo- rumcusu olduğu yazılıdır. Eğer bir insan rüyasını bu 24 yorum- cunun hepsine anlatmışsa, 24 farklı yorum alması kaçınılmaz- dır. Bilgelerin anlattıkları dikkate değer; buna göre bu 24 yorum- cunun hepsi yaşamlarını gerçekten fiziksel dünyada sürdüre- bilirler, ancak bilinç durumlarına göre hepsi rüyayı farklı algı- layacak ve farklı yorumlayacaklardır. Geleneğe göre yorumla- ma fiziksel dünyada rüyanın dışavurumunu ya da gerçekleş- meşini olağanüstü ölçüde etkiler. Bu bağlamda, Zohar; ger- çekte rüya yorumlamanın rüyanın kendisinden daha önemli olduğuna dikkat çeker. Bu nedenle rüyanızı yorumlayacak doğru insanı bulmak için vereceğiniz her çabaya değer. Bu ki- şi sizi gerçekten seven ya da sizle ilgilenen biri olmalıdır, bü- tün insanlık için sevgi besleyen tinsel biri olmalıdır; çünkü yo- rum, rüyanın yaşama etkisini belirler. Kabballah’a göre olumsuz rüyalarımızı, fiziksel etki oluşmasını engellemek için, birden çok kişiye anlatmamak gerekir. Sizi seven bir insan olumsuz bir rüyayı her zaman daha olumlu bir biçimde, olumlu yanından yorumlar, bu da olağanüstü önem- lidir. Örneğin, bir kaza olduysa, bu fiziksel bir kaza olarak de- ğil, yaşamınızda üzerinde çalışmanız ve düzeltmeniz gereken bir şey olarak da yorumlanabilir. Ve bu doğrultuda gerçekleşir.
  • 36. rüyalar 214 Zohar şöyle der: "Şunu öğrendik ki, bir insan rüya gördüğün- de kendini dostlarının önünde rüyanın yükünden kurtarma- lı, öyle ki dostlan ona iyi dileklerde bulunsunlar. Böylece inşa- nm dostlan iyi bir yorum yapmış olurlar ve ber şey iyi olur. ” Kişi son derece kötü bir rüya görürse, doğrudan onunla ilgili konuşmaması gerekir, çünkü bu Kabballah’a göre tinsel açıdan tehlikeli olabilir. Kişi gelecekle de ilgili asla konuşmamalı, bi- reye sınır koymamalıdır. Onun yerine yorumcu rüya,gören ki- şiye şimdi ne yapması gerektiği konusunda öğüt vermelidir. Kutsal Kitaptaki ünlü bir hikayeye göre Yusuf rüyasında iyi bir hükümdar olacağını görür. Gerçekten de 22 yıl sonra Mısır hü- kûmdan olur. Kadim Zohar bunu şöyle açıklar: Bir rüyanın gerçekleşebilmesi için 22 yıl geçebilir, ama rüyamızı anımsa- mak koşuluyla. Zohar1a göre, Alt Dünyalarda rüyalarımızı anımsadığımız süre- ce, bu rüyalar Üst Dünyalarda da anımsanacaktır. Anımsanma- yan bir rüya görülmemiş demektir, bu nedenle unutulan ve zi- hinden uçup giden bir rüya asla gerçekleşmez. Yusuf bu ne- denle rüyasını korumuş, belleğinde taze tutmuştur, asla unut- mamıştır ve rüyasının gerçekleşmesi için beklemiştir, böylece rüyası zamanı geldiğinde gerçek olmuştur. Tefekkür ve içebakış Kabballah’a göre, her sabah yenileniriz, ruhumuz yeniden ya- ratılmış gibi olur. Bununla birlikte her sabah başımıza aynı şey gelir. Her seferinde karşımıza kaos çıkar. Eğer bir insan yatma- dan önce kendini ciddi bir biçimde yargılamıyorsa, yaşam o insanı gün boyunca yargılar. Bu nedenle uyumadan önce gün- lük olumsuz davranışlarınızı iyice düşünün. Eylemlerinizden sorumlusunuz. Kendinize dürüst olun ve ben merkezli eylem- lerinizi araştırın. Egonuza ne kadar ağır gelirse gelsin, kendi- nizi değiştirmeye girişin.
  • 37. 215 kabballah Yüzleştiğiniz sorunları sorgulayın. Sorgularken ne kadar açık olursanız, bulduğunuz yanıtlar da o kadar sonuç verici olur. Egonuzun ve şüphenizin ötesine gidin. Destek isteyin. O za- man ruhunuz bedeninizden ayrılır, sorularınızın yanıtlanabile- ceği düzeye çıkar. Gece kendi üzerimizde ne kadar çalışırsak, gündüz sular o kadar dingin olur. Eğer bir insana karşı kötü duygular besliyorsak, uyuduğumuz- da her iki ruhun da Üst Dünyalara yükselmesini engelleriz. Dolayısıyla diğer insanlara duyduğumuz bütün öfkemizi sona erdirmeliyiz, bizi ne kadar kızdırırlarsa kızdırsınlar. Ayrıca iş ya da özel yaşamımızdaki kıskançlıklarımız, hoşgörüsüzlüğümüz ve ben merkezli rekabetçiliğimiz yüzünden acı çekmelerine neden olduğumuz insanlardan da af dilemeliyiz. Unutmayın, yasayı bilmemek özür değildir. Kaybedecek bir şeyiniz yok, ama kazanacak çok şeyiniz var. Bir kez sonuç almaya başladı- nız mı bu fikre daha açık olmaya başlarsınız. Fiziksel Koşullar Kirli bir yatakta uyumaktan kaçının. Ruhsal ya da fiziksel kir- lilik kötü rüyaları mıknatıs gibi çeker. Yatmadan önce ağır ye- mekler yemek de ruhu “ağırlaştırır” ve bedensel sınırlamalar- dan kurtulmasını engeller. İnsan uyuduğunda ruhu bedenden ayrılır. Kabballah’da bu, ölümün 1/60’ına eşittir. Uykudan kalktığımızda ve ruh geri döndüğünde, bu ölüm enerjisi parmak uçlarında biraz olsun kalır. Böylece kişi neye dokunursa dokunsun, o şeye olumsuz enerji iletir. Bu olumsuz gücü ortadan kaldırmanın en etkili yo- lu sudur. Yine bir Rönesans Kabbalisti olan Abraham Azulai suyun te- mizleme gücü ile yaşamlarımızı etkileyen ve bozan negatif enerji kuvvetleri arasında ilginç bir ilişkiden söz eder.
  • 38. rüyalar 216 Kabballist görüşe göre 400 grup kaotik enerji paketi (Tumah) vardır. Bedendeki bazı bölgelerde bu negatif enerji paketçik- leri birikir. Tumah, yani bu negatif enerji paketleri ise kişi bir kabahat (Tamei) işlediğinde tinsel bir kısa devre biçiminde açığa çıkarlar. İnsan dört element (su, ateş, hava ve toprak) üzerine yapılandığı için, herhangi bir kirliliği veya hastalığı ve zihinsel rahatsızlığı suyun enerjiyi iletme gücü yoluyla sağaltı- labilir. Gelenekte, Mikveh, negatif güçleri uzaklaştırmak için kişiyi tamamıyla suya daldırarak yapılan ritüelik banyodur. "Ve temiz olmayanın ruhunu yeryüzünden kaldıracağım. ”Bu kir paketçiklerinin ardında yatan gücün içsel doğası suya (su- yun kuvvetine) asla karışmamak ya da onunla temas etme- mektir. Bundan dolayı kadim Bilgeler temiz olmayan bir inşa- nın bütün bedenini suya daldırması gerektiğini söylerler. Eğer saçının tek bir teli bile suyun dışında kalırsa kirlilik yine de kalmış olur; çünkü sudan kaçan bu negatif kuvvetler (varlık- lar) kendilerini bedenin su değmeyen her parçasında—bu tek bir saç teli bile olsa—tutabilirler. Ve beden bu sudan cennet sı- ğınağını terk ettiğinde, yeniden bedenin geri kalan kısımlarına yerleşirler.
  • 39. 219 kabballah 12. Dört: Sudan Ateş. Ondan İhtişam Tahtını, Serafinii, Ofanirrii, Kutsal Hayotu ve Elçi Melekleri kazdı ve oydu. Üçünden kendi Meskenini kur- du, aynen yazıldığı gibi, “O ki, rüzgarları melekler, ateş alevi- ni hademe eder”(Mezmurlar 104:4). 13• Üç basit harf ile Havayı mühürledi ve onları O’nun Yüce İsmine yerleştirdi: YHV. Ve onlarla altı ucu mühürledi. Beş: Yukarıyı mühürledi, yukarı baktı ve onu YHV ile mühürledi. Altı: Aşağıyı mühürledi, aşağı baktı ve onu YHV ile mühürledi. Yedi: Doğuyu mühürledi, ileri baktı ve onu HYV ile mühürledi. Sekiz: Batıyı mühürledi, geri baktı ve onu HVY ile mühürledi. Dokuz: Güneyi mühürledi, sağa baktı ve onu VYH ile mühürledi. On: Kuzeyi mühürledi, sola baktı ve onu VHY ile mühürledi. 14. Bu Yokluğun On Sefirofu Bir’dir. Yaşayan Tanrının Ruhu Ruhtan Hava Havadan Su Sudan Ateş Yukarı ve Aşağı Doğu ve Batı Kuzey ve Güney Zohar Zohar, daha önceki bölümlerde de değindiğimiz gibi Yahudi Kabballah’ının en temel kitabıdır. Ortaçağ Yahudi Gizem’inin başlıca yazılı metnidir. Eğer mistisizm kendi bilgeliği, yoğunlu- ğu ve dirimli haliyle bir din olarak kabul edilirse, Zohahda kapsanan ve öğretilen Yahudi Gizemi de Yahudiliğin en yoğun ve dirimli halidir. Zohar, Musa’nın beş kitabı Pentatek (Torah) üzerine yorumlar biçimindedir. Dili zaman zaman Arami, zaman zaman İbra- ni'dir. Form olarak bakıldığında, 2. yüzyılda yaşamış olan Rab-
  • 40. sefer yezirah ve zohar 222 olan enerji biçiminde tanımlıyoruz. Böylece “Ve Allah dedi” cümlesinin anlamı, kutsal tohumdan hamile kalan göksel sa- rayların oluşması sürecidir. Sükunet içinde doğursa da, doğur- duğu şey duyuldu, doğan hiç ses çıkarmadan sessizce doğdu, ama bu ondan olduğunda, ki gerçekten de oldu, dışarıda [zâhirde] duyulan sese, “Işık olsun”a dönüştü. Bu kategori al- tında ne konu edilirse edilsin, Yehi (olsun) sözcüğü Baba ve Anne’nin Birliğini Yod ve He harfleriyle simgeler. Yod ve He burada bir sonraki açılımın başlangıç noktasıdır. “Suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım .” (Yaradılış 1:26) Bâtınî Bilgeliğe göre, altı boyut katlanarak Tanrısal kalıba gö- re birleşti ve hep beraber olağanüstü bir yaratım meydana ge- tirdiler. “İnsan yapalım” ifadesindeki Adam (insan) sözcüğü hem eril hem de dişildir, göksel ve kutsal Bilgelikle bütünsel olarak yaratılmıştır. “Suretimizde, benzeyişimize göre” ifadesi ise ikisinin yani Tanrının ve insanın birliğini anlatır, böylece in- san dünyada biriciktir ve her şeye hükmeder. “Ve Rab Allah adamı aldı, (...) onu Aden Bahçesine koydu. ” (Yaradılış 2:8) Adamı nereden aldı? Onu “...ve oradan ayrıldı ve dört kol ol- du” cümlesiyle ima edilen dört unsurdan aldı. Tanrı insanı bunlardan ayırdı ve Aden Bahçesine [Şekinab’a] koydu. Tanrı şimdi de dört unsurdan yaratılan insanı, ne zamanki günahla- rından ötürü tövbe eder ve Torah ile uğraşırsa, orijinal unsur- larından alır, denildiği gibi “onu ayırır”, bir başka deyişle onu baştan çıkaran arzularından ayırır ve bahçesine yani Şekinah’a. koyar. Pozitif yasalarla onu giydirir, negatif yasalarla ise öyle kalmasını sağlar. İnsan eğer yasaya uygun davranırsa, kendisi
  • 41. 223 kabballah dört unsurun ustası olur ve onlarla sulanan bir nehir haline ge- lir ve her şeye hükmeder. Ancak eğer yasayı ihlâl ederse, o za- man onlar yani kendisini oluşturan dört unsur, kötülük ağacı- nın acılığıyla sulanırlar, tüm organları acıyla dolar; ancak vü- cudun öğeleri iyinin tarafından kutsal tutulurlarsa, o zaman “Ve Marah’a geldiler, Maralı sularını içemediler, çünkü acı idi. Bunun için adı Marah (Acılık) çağrıldı” sözü yerine gelir. Ben- zer biçimde, Talmud çalışmasında da “acı”, bâtını bilgelikteki “Ve Tanrı ona bir ağaç gösterdi, bu hayat ağacıdır ve onunla “sular tatlanır” söylemiyle karşılaştırılır. Musa’da aynı şekilde “Tanrının asası onun elindedir” yazar. Bu asa Metatroridur, bir yanından yaşam bir yanından ise ölüm gelir. Eğer asa, asa ola- rak kalırsa, iyi yanından gelen yardımdır; eğer yılana dönüşür- se o zaman düşmandır, böylece “Musa ondan kaçtı” sözü gerçekleşir ve Tanrı onu onun ellerine verir. Bu asa neyin ya- sak neyin izinli olduğunu söyleyen Sözel Yasayı simgeler. Ne zaman ki Musa kayaya vurur, o zaman Tanrı onu Musa’dan ge- ri alır; ona vurmak için “Asayla onun yanına indi” cümlesinde- ki “asa” kötüye eğilim bağlamında tutsaklığın nedeni olan yı- lanı simgeler. Bir başka ders de “...ve oradan ayrıldı...” sözle- rinden çıkarılabilir. Kendisini Toratia adayan insan mutludur, çünkü Tanrı onu vücudundan, dört unsurdan alır, insan bun- lardan ayrılır ve yukarı çıkarak dört Hayofun başı olur. Ve Mezmurlar 91:12’de yazılan “...elleri üzerinde seni taşıyacaklar” sözü yerine gelir.
  • 42. Sefirot - Yaşattı Ağacı
  • 43. Zim zum
  • 44. Her sefiranın kendi sefirotu olduğu unutulmamalıdır.
  • 45. Yaşam Ağacının üzerine yapılandığı üç sütun
  • 46. KETER HOKMAH HESED NEZAH DAAT TIFERET YESOD MALKUT BINAH GEVURAH HOD Sütunların üç boyutlu algısı
  • 47. Dört dünyayı ve boyutları tek bir ağaçta toplayan tasarım.
  • 48. Yakub’un Merdiveni olarak da anılan bu tasarım dört dünya- nm birbirine nasıl bağlı olduğunu göste- rir. Yayılım, Yaratım, Oluşum ve Eylemin bir yorum u olan bu şema- da da görüldüğü gibi her dünya ya da boyut bir diğerinin içinden çıkar.
  • 49. Yakub’un Merdiveninin Detaylı Görünüşü:
  • 50. Toledano Geleneğine göre İç Üçlüler düşünce Yahudi gizemine oldukça yabancıdır.
  • 51. Lurianik Geleneğe göre İç Üçlüler
  • 52. R. Fludd’un Yakub'un Merdiveni ve Basamaklarım aklın fakülteleri olarak betimlediği 1619 yılm a ait çizimi
  • 53. Tanrtntn Kendi içine Geri Çekilmesi
  • 54. Tanrısal ışımanın şimşek (zimzum) biçiminde Sefiralar boyunca aşağı inişi
  • 55. YHVH ve on sefiranın ışıması, R. Fludd (1626). Sefirotik derin düşünmeleri yaparken ulaşılan Tanrısal şuurlanmalar.
  • 56. L

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...