(DİNİ ANLAMADA)KURAN YETER Mİ?
Kashif Ahmed Shehzada
Çeviren: Afşin Bilgili
Redaktör: Mecid Demir
ÖNSÖZ
Bu çalışmanın amacı, kendini Müslüman olarak tanımlayanlar arasında yaygın olan,
Kuran ile ilgili yanlış anlaşılmaları açıklamak ve bu yanlışları Kuran’dan delillerle
düzeltmektir. Bu yanlış kanıların kaynağında şu yatmaktadır: Günümüzde Müslümanlar,
kutsal görevin gereği olarak Kuran’ı akıllarıyla analiz etmek yerine, doğduklarında sahip
oldukları mezhep öğretilerinin kör takipçileri olmaktadırlar. Yine çoğu Müslüman, din
adamlarının dediklerini hiçbir sorgulamadan geçirmeden kesin doğru saymakta hatta bu
öğretilerin Allah’ın Kitap’ı tarafından uygun görülüp görülmediğine aldırmamaktadır.
Çoğunluk tarafından benimsenen ve belli çıkarlar gereği korunan bu yanlışlar Kuran
öğretileriyle gelen zindeliği pasifliğe çevirmekle kalmamış, Müslüman hayat tarzını tamamen
değiştirmiştir. Şu an Müslüman dünyaya egemen olan “pasif İslam”, Kuran tarafından sunulan
“dinamik İslam” ile taban tabana zıttır. İslam toplumu, yüzyıllar öncesinin kültürel
geleneklerini din sayarak, aslında her dönemde kolaylıkla yaşanabilecek olan İslam dinini
tarihin belli bir dönemine hapsetmiştir. Ayrıca yine bu “gerçek dinden kopuş” döneminde, tek
İlah’a olan inanç bozulmuş, din alanında Allah’ın yanına başka hüküm koyucular getirilmiş,
böylece İslam toplumunun birlikteliği kaybolmuş, Müslüman âlemi sayısız mezhep ve gruba
ayrılmıştır. Günümüzde Müslümanlar Allah’a itaat etmek yerine insan ürünü zanlara, din
adamlarına ve durumdan faydalanan her türlü ekonomik ve siyasi çıkar çevrelerine itaat eder
hale gelmişlerdir. Allah’ın elçisinin görevi insanlığı sırtındaki ağırlıklardan ve zincirlerden
kurtarmaktır (Bakınız 7:157*
). Allah’ın elçisi olan Hz. Muhammed bu görevi Allah’ın
Kitap’ında bahsettiği kutsal hükümleri uygulayarak yerine getirmiştir. Ancak İslam’ın
düşmanları kavramlar ve doktrinler uydurup bunları Müslümanlar’ın arasında yaymış, sonuç
olarak elçi tarafından gelen gerçek din bozulmuş ve daha çok, insan yapımı bir din haline
getirilmiştir.
İslam’ın düşmanı olanların, İslam adına dine soktukları bu yanlışların bir sonucu
olarak günümüzde Müslümanlar, peygamberin yok etmek üzere gönderildiği ağırlıkların ve
zincirlerin baskısı altında inlemektedirler. “Firavunlar” yani politik istismarcılar, “Hamanlar”
yani din ve bilgi sömürücüleri ve “Karunlar” yani ekonomi alanındaki sömürücüler,
Müslüman dünyada kontrolü ele geçirmiş durumdadırlar. Tüm bunların sonucunda, İslam
âlemi sayısız parçaya bölünmüş ve kendisi dışındaki güçlere bağımlı hale getirilmiştir.
7 Araf Suresi 157. ayet 3
Müslümanlar bu durumdan kurtulmak için gayret etmekte, ancak Kuran’ın aydınlatıcı ışığı
olmadan bunu başaramamaktadırlar. Dünya barışını sağlaması ve medeniyetin, bilimin,
sanatın, teknolojinin meşalesini taşıması gereken Müslümanlar, kendilerini aşağı ve çaresiz
bir durumda bulmuşlardır.
Bu kötü durumdan kurtulmanın tek yolu; birbirine sıkıca bağlı, sağlam ve doğru bir
Müslüman topluluğu oluşturmaktır. Bu amaca ulaşmak için Kuran’ın İslam ile ilgili konularda
kesin otorite olduğu görüşüne sahip olmak ve O’nun Allah’ın yeryüzündeki eksiksiz,
değişmez ve tek mesajı olduğuna inanmak gerekmektedir. Müslümanlar Allah’ın Kitap’ı olan
Kuran’ın önemini anladığında ve onun öğretilerinden haberdar olduğunda “İslam Rönesansı”
başlayacaktır. Bu kitap da bunu amaçlamaktadır.
Kashif Ahmed Shehzada Karachi, Temmuz 1998
KURAN’IN DİNİ ANLAMADA YETERLİ OLDUĞU GÖRÜŞÜNE KARŞI
GETİRİLEN İTİRAZLARIN İNCELENMESİ