18 Nisan 2014

BOZKURT DÜŞMANLIĞI,TÜRKLER BOZKURT’U NİÇİN SEMBOL OLARAK SEÇTİLER?,KURTLARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?




BOZKURT DÜŞMANLIĞI,
TÜRKLER BOZKURT’U NİÇİN SEMBOL OLARAK SEÇTİLER?
KURTLARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

BOZKURT DÜŞMANLIĞI 
“Pirincin içindeki siyah taştan değil, beyaz taştan sakının” Türklerin; millî kültür değerlerinin en önemlilerinden biri sayılan “Bozkurt”a karşı düşmanlık, elbette ki oldukça eski yıllara dayanır. Ancak, Türk olup da mankurtlaşmamış(1) bir zümrenin Bozkurt düşmanlığı yapması oldukça yeni sayılır. Türkler ilk anayurtlarında yaşarken, düşmanları başta varlığı olmak üzere, Türklerin her şeyine düşman iken, elbette ki kendilerine mânevî güç verdiğine inandıkları bütün kültür değerlerinin yanında Bozkurt’a da düşman idiler. 

Türkler İslâmiyet’i kabul ettikten sonra ise, Bozkurt’u bir totem olarak gören bâzı zavallılar da, artık Bozkurt motifinin Türkler için bir değer olamayacağını ileri sürerek, onu sevenlere karşı düşmanlık beslemeye devam etmişlerdir. Halbuki bundan önceki sohbetimizde açıkladığımız gibi 

Türklerde Bozkurt hiçbir zaman totem olarak alınmamış, ona tapınılmamıştır. O sadece atalarından kalan ve millî kültür değerini ifade eden bir sembol olarak bilinmiştir. Yine, Türkün büyük düşmanlarından birisi olan SSCB döneminin ilk yıllarında Lenin, araştırmacı tarih yazarı İlhan Bardakçı (Murat Bardakçı’nın babası) ile yaptığı bir konuşmada: “Türkiye’de komünizmi yerleştirmek için önce onlara dinlerini, milliyetlerini unutturmak ve kafalarına yerleşmiş olan şu Bozkurt efsanesini söküp atmak lâzımdır” demiştir.(Dr. Tahsin Ünal, Türklüğün Sembolü Bozkurt, Millî Ülkü yayını,6.Baskı,s.21,Konya-1976). 

Yakın zamanlarda ise; İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde ve 1970′lerden sonra da solun desteğinde Bülent Ecevit’in yanında bulunan özellikle Başbakanlığı döneminde bâzı kişilerce aşırı derecede Bozkurt düşmanlığı(2) yapılmıştır. Bunların dışında ise, kendilerini Atatürkçü gören bâzı gâfiller de bu rüzgâra kapılarak Bozkurt düşmanlığında bulunmuşlardır. 

Sadece örnek olarak 1974′de yaşanan hazin bir olay basına şöyle yansımıştır: “Sene içersinde yapılan bir aramada bir ülkücü öğrencinin üzerinde Atatürk’ün zamanında basılmış olan Bozkurtlu paraların örneği bulunmuş ve bu paralar suç aleti olarak alınmıştır.”(3) Halbuki Atatürk’teki Bozkurt sevgisi; gelmiş-geçmiş hiçbir devlet adamında ve döneminde yaşanmamış ve O’nun bu sevgisinden ötürü de kendisine gerek yabancı ve gerekse bâzı vatandaşlarımız/yazarlarımız “Bozkurt” demişler. 

Peki, Atatürk’e Bozkurt diyenler kimlerdir? İşte bunlardan sizlere verebileceğim birkaç örnek: ATATÜRK’E BOZKURT DİYENLER Ziya GÖKALP- 1918′de Malta zindanında iken arkadaşlarına söylediği Atatürk hakkındaki sözleri “Mustafa Kemal Paşa Türkün efsanelerinde yaşayan Bozkurt gibi kurtarıcı bir şahsiyettir.” 

Cumhuriyet gazetesi- 15 Aralık 1933,s.1-5(manşet) Le Mois(Fr.dergi)- Cumhuriyetin verdiği haber. Benoist Mechin- Kurt ve Pars Mustafa Kemal(kitap) H.C.ARMSTRONG- Bozkurt (Doğrudan kitap adı). Behçet Kemal Çağlar- Dolmabahçe’den Anıtkabire Fazıl Hüsnü Dağlarca- Mehmet Ateşoğlu- Atatürk’ün Türkçülüğü, Türk Yurdudergisi, C.2, S.8(290), Kasım-1960, s.39-40; Şevket Süreyya Aydemir- Tek Adam (kitap) Gülçin Çandarlıoğlu- “Türk Destanlarında Bozkurt” Bozkurt özel sayı, 19 Mart 1968, s.11. Lord Curson- Atatürk’ü anlattığı eserinde. Berlin Türk Ocağı- Bozkurt Atatürk (bildiri), 19 Ocak 1974. Genç Arkadaş(dergi)- S.1, 15 Ocak 1975, s.2. Dr.Tahsin Ünal- Türklüğün Sembolü Bozkurt,6. baskı Konya-1976, s.36,41,55. Taner Ünal- O Bir Bozkurttu(kitap) İstanbul-1995. Atillâ İlhan- O Sarışın Kurt, İstanbul-1998. Yılmaz Öztuna- Bozkurt Nedir? Türkiye gazetesi, 26 Nisan 1999, s.1. Yavuz Bülent Bâkiler- Bozkurt Atatürk, Türkiye gazetesi, 31.3.2001. Yusuf Koç/Ali Koç- Türk Milliyetçi Hareketinin Lideri Başbuğ Atatürk,2.baskı, Ankara-2005,s.VII; Emekli General Veli Küçük, s.2-3. Sami Yavrucuk- Yeniçağ gazetesi(Köşesinde birçok). Ertuğrul Afşın- Bozkurt Atatürk Adsız dergisi,S.2, Kasım-1972, s.5-12. Hulki Cevizoğlu- AKP’den Farkınız Ne? Yeniçağ gazetesi, 17 Temmuz 2007, s.10. Tabii ki örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bu konudaki incelemelerim devam etmektedir. Onun için bu kadarlık bir açıklamayı yeterli görüyorum. 
——————— 
(1)Millî kimliğini kaybetmişler için kullanılır. Kelime dilimize romanlarıyla ünlü Kırgız Türkü yazar Cengiz Aytmatov tarafından kazandırılmıştır. (2)Nejdet Sançar, “Okullarımızda Bozkurt Düşmanlığı”, Ötüken dergisi, S.4, Nisan-1970, s.2. (3)”Bucak İlçesinde Olup Bitenler”,Bozkurt(dergi), S.23, Ağustos-1974, s.4-5. FAHRETTİN SAVAŞ KONAR - See more at: http://www.yenidenergenekon.com/4-bozkurt-dusmanligi/#sthash.qb1ZeJ7l.dpuf

TÜRKLER BOZKURT’U NİÇİN SEMBOL OLARAK SEÇTİLER?
Bu konumuzu işlemeden önce kısaca sembolün anlamı ile millet ve devletlerde kullanılan semboller hakkında kısaca bilgi vermekte fayda vardır. Semboller; topluluklar arasında bir olayı, bir görüşü açık veya gizli şekilde anlatmak/ifade etmek için kullanılan özel işaretlerdir. 

Bu işaretler değişik araçlarla, çeşitli malzeme ve zeminler üzerine. önceleri basit çizgilerden meydana gelen resimlerle (Rus arkeologlara göre ön-Türklerin kayalara 30.000 yıl gibi bir zaman önce kayalara çizdikleri Bozkurt/kurt resimleri gibi.) ve daha sonra da harflerle ifade edilmiştir. Günümüzde ise; harf, rakam, resim veya özel araçlarla (Bozkurtlu; kemer, anahtarlık, rozet gibi)varlığını ve önemini devam ettirmektedir. Hatta bâzı ilimler tamamen bu uygulamaya dayanmaktadır; fen grubu ve ağırlıklı olarak da kimya gibi ilimler… 

Millet ve Devletlerde Semboller: İnsanoğlunun küçük topluluklarında başlayan sembollerle iletişim, zamanla milletlerin ve devletlerin varlığında da kendisini göstermiştir. Önceleri kendilerini tanıtacak/ifade edecek birer sembol arayan milletler, daha sonraları da kendi sosyal durumlarına uygun olanını sembol olarak seçmişler ve kullanmışlardır. Meselâ Ruslar ayıyı, İngilizler arslanı, Fransızlar horozu(Meselâ şimdiki Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy seçimlerde kullanmıştır),Çinliler Ejderhayı sembol olarak seçerken Türkler de genel anlamda Bozkurt’u kendilerine sembol olarak almışlardır. 

Bu işaretlerin ilk kullanılış yılları kesin olarak bilinmemekle beraber tahminen insanoğlunun kendini diğer topluluklardan ayırt etmek ve korumak istediği dönemlerde başlamış olabilir. Kullanılan bu işaret ve semboller, zamanla toplulukların sosyal hayatlarında kendisini tanıtmağa, kültürlerinin bir parçası olmaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak da kabile tanıtımında bayrak veya destanlarında birer kahraman olarak nesilden nesile anlatılarak günümüze kadar gelmiştir. 

Peki Türkler neden Bozkurt’u sembol olarak almışlardır? Şimdi bu sorunun cevabını arayacak olursak; çünkü onda, kendisinde gördüğü veya görmek istediği özellikleri bulmuşlardır.
(1) Bundan dolayıdır ki “Yaratılış ve Türeyiş”
(2) destanında Türklerin atası ”Oğuz Kağan Destanı”nda ve hatta Oğuzların Anadolu’ya gelişleri sırasında ise, ordunun önünde yol gösteren bir kılavuz olarak işlenmiştir.
(3) Yine Ergenekon Destanı’nda Bozkurt, Türklerin zor gününde ortaya çıkıp, onları sıkışıp kaldıkları bir bölgeden yol göstererek kurtaran bir motif olarak işlenir.
(4) Türkler İslâmiyet’i kabul ettikten sonra ise, Türklerin büyük atası Dede Korkut’un (Salur Kazan) hikâyesinde geçen “Kurdun yüzü mübarektir”
(5) sözü ise, kurdun kutsallığını ifade etmektedir.
 ———————————-
 (1)Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş-9 cilt, Kültür ve Turizm Bakanlığı yayını, Ankara-1978-1984 yılları arası. (2)Mustafa Necati Sepetçioğlu, Yaratılış ve Türeyiş/Türk Destanı, Ankara-1965. (3)Prof.ÖGEL,a.g.e.C.6,Ankara-1984, s.13; Dr. Tahsin Ünal, Türklüğün Sembolü Bozkurt,6.baskı Konya-1976, s.51. (4)Çok değişik şekillerde birçok yazarın işlediği bu destanda ortak motif Bozkurttur. (5)Türk Ansiklopedisi(Bozkurt md.),C.5,MEB yayını, Ankara-1952, s.8-9; Murat Uraz, Türk Mitolojisi, İst.1967, s.105-107; M.Necati Sepetçioğlu, Dede Korkut,İst.-1972,s.46; N.Yıldırım Gencosmanoğlu, Salur Kazan Destanı, İstanbul-1976,s.91.
 ————————————————- 
Konumuz bu noktaya geldiğinde büyük destan şairimiz rahmetli Niyazi Yıldırım Gencosmanoğlu’ nun Malazgirt Destanı isimli eserinde yayımladığı ve ilk defa Kaşgarlı Mahmud’un Divân-ı Lügati’t-Türk’te, sonra da birçok makalede yazılan; Türkler hakkında rivayet edilen meşhur kutsal hadisin mealine dayalı bir bölümü sunarak onun da ruhunu şad edelim: And olsun geceye, gündüze… And olsun karaya, denize… And olsun kaleme, kâğıda… Bir millet yarattım doğuda! *** TÜRK diye bir yüce ad verdim; Önüne kılavuz KURT verdim. En üstün değerli erdemi, En güzel ülkeyi yurt verdim!.. *** Donattım ruhunu imânla, Kolunun gücünü sert verdim. Ve onu mazluma sığınak, Zâlimin başına dert verdim!!!   FAHRETTİN SAVAŞ KONAR - See more at: http://www.yenidenergenekon.com/5-turkler-bozkurtu-nicin-sembol-olarak-sectiler/#sthash.ZPWlO8XQ.dpuf

KURTLARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Bozkurt; yazılan destan, şiir veya metinlerde(düz yazılarda), çizilen resim veya karikatürlerde gerek Türkiye’de ve gerekse diğer Türk devlet ve topluluklarında değişik kelimelerle ifade edilmektedir. Genç kardeşlerimizin Bozkurt ifade edilmek istenirken kullanılan kelimelere yabancı kalmamaları için aşağıda bâzı örnekleri sunalım: Bozkurt, Gök Börü, Gökbörü, Kök Börü, Börü, Böri, Pörü, Börteçine, Börteçina, Çine, Çina, Çino, Asena, Kök-cal, Kaşgır, Şane, Boyan, Beçkem ve tabii ki kısaca Kurt. Bizde de Bozkurt kastedilerek genellikle “Kurt” kelimesi kullanılmaktadır. Onun için de efsanevî bir varlık olan Bozkurt yerine yazımızın başlığı 
KURTLARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? şeklindedir. 
Peki, nedir bu özellikler dersek; önemli görülenleri şöyle sıralayabiliriz: 

HÜRRİYET AŞIĞIDIR; asla esaret altında yaşamayı sevmez. Bağımsız olmak ve yaşamak hakkından asla feragat etmez. Hürriyeti elinden alındığında, hatta kısıtlandığında isyan eder, kurtulmak için de mücadeleden bir an olsun geri durmaz ve başarı sağlayıncaya kadar da asla vazgeçmez. Hayatta bütün güçlü bilinen hayvanlar ehlileştirilip insan elinde istenilenler yaptırıldığı halde bir kurt için bu asla mümkün değildir. Sirklere ve hayvanat bahçelerine bakınız; ayılar, arslanlar, ejderhalar, filler, kaplanlar ve benzeri birçok yırtıcı veya güçlü hayvanları görürsünüz. Ama bir kurdu asla ehlileştiremezsiniz. İşte sadece bu özelliği dahi Türklerin kurdu sembol seçmeleri için yeterlidir. 

GÜÇLÜDÜR, GÜCÜN TİMSALİDİR; temsilcisidir, örneğidir. Bilir ki, hayatta kalabilmesi için düşmanlarına karşı koyabilecek gücü kazanmalı ve bunu devam ettirmelidir. Kendini böyle hazırlar. 

TEDBİRLİDİR; her an bir düşmanla karşılaşabileceğini düşünerek gereken tedbirlerini alır ve uygular. 

AİLESİNE DÜŞKÜNDÜR; eşinin, yavrularının ve grubunun güvenlik içinde olmasını, aç kalmamasını sağlar. Eğer erkek kurt hasta veya yaralıysa yiyecek teminini, korunmayı/korumayı (güvenliği) dişi kurt üstlenir, yerine getirir. 

EŞİNE SADIK VE TEK EŞLİDİR; Hayatta tek eşli olan, eşine sadık kalan bir başka hayvan yoktur. Eşi ölürse bir başka kurtu eş olarak seçmez. 

EĞİTMENDİR; yavrularını eğitir ve büyüdükten sonra da hayatta kalabilmeleri için onları her yönü ile hazırlar. Bu süre en az iki yıl sürer. 

YARDIMSEVERDİR; avlanamayacak derecede hasta, yaralı, yaşlı veya yardım edecek eşi olmayan kurtların ihtiyacı, grubun diğer kurtları tarafından sağlanır. Kısaca; düşküne muhtaç olanlara karşı kendini sorumlu hisseder ve mümkün olabilen her türlü yardımı yapmaya gayret eder. 

TEMİZLİĞİ SEVER; asla artık yemez; temiz olmayan suyu içmez, yavrularına da bunu öğretir. Kısaca onun yediği de, içtiği de daima temizdir. 

TÖRELİDİR; atalarından öğrendiği kuralları uygular, geliştirir. Kural dışı hareketleri asla uygulamazlar. Aksi durum hoş karşılanmaz. PLANLI ve 

PROGRAMLIDIR; Daima yapacağı hareketi önceden plânlar. Onun için avını kovalarken de, düşmanla karşılaştığında da nasıl davranacağını, neler yapacağını bilir. 

KILAVUZDUR; Türk destanlarında, Türk’ün dar günlerinde ortaya çıkar ve Türk’e yol gösterir, kılavuzu olur. Kısaca o; hürriyetine düşkünlüğüyle, gücüyle kuvvetiyle, aile yaşayışı ve eğitmenliği ile, töreli-plânlı davranışıyla ve destanlarımızdaki kılavuzluğu ve dar günümüzde bizi esenliğe kavuşturmasıyla Türk’e sembol olarak seçilmiştir Hatta ordumuzun bâzı savaş taktikleri kurtların kullandıkları taktiklerden geliştirilmiştir. Çember harekatı veya az birlikle oyalarken düşmanı esas birliğin içine çekme harekâtı gibi. Bu kısa temel bilgileri verdikten sonra ana konu kabul ettiğimiz 

ATATÜRK VE BOZKURT konusuna artık geçebiliriz
. ————————-
 Bu sohbetimizi de M. Uluğ Turanlıoğlu’nun 1942 yılında yazdığı bir şiiri ile bitirelim: TARİH VE BİZ Türküz, ne yıldırımdan, ne tufandan korkarız, Biz, Altaylar’dan gelen dik başlı BOZKURTLAR’ız. 
*** Başımız göklerdedir, daima hür yaşarız; Engelleri parçalar, ileriye taşarız. *** Esaretin adını öğrenmedi Türk oğlu, Türk değil mi gösteren, nur’a giden her yolu? *** Tarihte her gürleyiş, bir engin hızımızdır; Zafer denilen peri, bizim öz kızımızdır. *** Düşmana baş eğdiren yüce başımız vardır; Her kıt’ada dikilmiş, zafer taşımız vardır. *** Yüce SİNAN’ın ruhu gökte dolaşmıyor mu? KÜRŞAD’ların ünleri serhadler aşmıyor mu? *** TÜRK atlarını bir an durdurabilmek için, Bir gün yükselmedi mi karşımızda Seddiçin. *** Çanakkale Harbi’nde Rabb’e yaklaşmadık mı? Çaltepe’de ufuktan denize taşmadık mı? *** Kefenler yırtmadık mı, tabutlar kırmadık mı? Varız, diye Lozan’da coşup haykırmadık mı? *** Bilmeyenler öğrensin, duymayanlar işitsin, Biziz; biziz sahibi, TÜRK denen gür sesin!.. (M.Uluğ Turanlıoğlu, Tanrıdağ dergisi, C.1, S.14, 7 Ağustos 1942, s.9.) FAHRETTİN SAVAŞ KONAR - See more at: http://www.yenidenergenekon.com/6-kurtlarin-ozellikleri-nelerdir/#sthash.15jgy39b.dpuf

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...