SİYONİZM NEDİR
SİYONİZM VE YAHUDİLİĞİ BİRBİRİNDEN AYIRMAK
Yahudiler MS 70 yılında Kudüs'ten sürüldükten sonra, dünyanın farklı bölgelerine yayılmaya başladılar. 19.yüzyıla kadar süren bu "diaspora" döneminde Yahudilerin ezici çoğunluğu kendilerini dini bir grup olarak görüyorlardı. Çoğu Yahudi zamanla içinde yaşadığı ülkenin dilini benimsedi.
Örneğin
Almanya'daki Yahudiler Almanca,
İngiltere'deki Yahudiler İngilizce konuşmaya başladılar.
İbranice sadece dualarda ve dini metinlerde kullanılan kutsal bir dil olarak kaldı.
19. yüzyılda Avrupa ülkelerinde bulunan
Yahudilerin üzerlerindeki bazı sosyal kısıtlamalar da kaldırılınca,
Yahudiler içinde yaşadıkları toplumlarla kaynaşmaya başladılar.
19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde,
Yahudilerin çoğunluğu kendilerini
bir "ırk" veya "millet" olarak değil, "dini cemaat" olarak görüyorlardı.
Kendilerini "Musevi Almanlar", "Musevi İngilizler" veya "Musevi Amerikalılar" olarak tanımlıyorlardı.
Ancak 19. yüzyıl ırkçılığın büyük ilgi gördüğü bir dönemdi.
Özellikle Darwin'in evrim teorisinin etkisiyle ırkçı fikirler çığ gibi büyüdü
ve Batı toplumlarında çok sayıda taraftar buldu.
İşte bu ırkçı furyanın Yahudiler arasındaki etkisi ise, "Siyonizm" oldu.
Siyonizmin temeli Musevilik değildir Siyonizmin fikri öncülüğünü yapan Yahudiler,
dini inançları çok zayıf kimselerdi.
Hatta çoğu ateistti. Yahudiliği bir inanç birliği olarak değil,
bir ırkın ismi olarak kabul ediyorlardı.
Yahudilerin Avrupalı milletlerden ayrı bir ırk olduğu,
onlarla birlikte yaşamalarının mümkün olmadığı,
mutlaka kendilerine has ayrı bir yurt edinmelerinin şart olduğu iddiasıyla ortaya çıktılar.
Bu yurdun neresi olması gerektiğine karar verirken de,
dini düşüncelerle hareket etmediler.
Siyonizmin kurucusu olan Theodor Herzl,
bir ara Uganda'yı düşünmüşve bu düşüncesi
"Uganda Planı" olarak ünlenmişti.
Siyonistler daha sonra Filistin'de karar kıldılar.
Bunun nedeni ise, Filistin'in Yahudiler için taşıdığı dini manadan çok,
"Yahudi ırkının tarihsel vatanı" olarak görülmesiydi.
Siyonistler, bu din dışı ideolojiyi diğer Yahudilere kabul ettirebilmek için büyük bir çaba harcadılar. Nitekim bu amaçla kurulan Dünya Siyonist Örgütü, Yahudilerin yaşadığı her ülkede yoğun bir propaganda çalışmasına girişti.
Örgüt, Yahudilerin diğer milletlerle huzur içinde yaşaması mümkün olmayan ayrı bir "ırk"olduklarını, bu nedenle mutlaka Filistin'e giderek oraya yerleşmeleri gerektiğini telkin ediyordu. Yahudi kitlelerinin çoğu bu çağrıları yanıtsız bıraktı. Böylece Siyonizm, Yahudilerin diğer milletlerle birarada yaşamaması gerektiğini savunan ırkçı bir ideoloji olarak dünya siyasetine girdi.
Bu yanlış düşünce, önce diasporada yaşayan Yahudilere sıkıntı ve baskılar yaşattı. Sonra da İsrail'in işgal ve ilhak politikası Ortadoğu'daki milyonlarca Müslümana kan, ölüm sefalet ve korku getirdi.Bugün pek çok Yahudi, bu Siyonist ideolojiyi eleştirmektedir.
Dindar Yahudilerin önde gelen isimlerinden biri olan Haham Hirsch, "Siyonizm, Yahudi halkını milli bir antite (varlık) olarak tanımlamak ister...
Bu, dinen bir sapmadır" demiştir.
(Washington Post, October 3, 1978)Ünlü Müslüman Fransız düşünür Roger Garaudy de bu konuda şunları yazmıştır:
"Peygamberlerden miras olan Yahudi inancının en büyük düşmanı,
Siyonizm'in ırkçı ve sömürgeci mantığıdır ki, 19. yüzyıl Avrupası'nın ırkçılığından ve sömürgeciliğinden doğmuştur. Bu mantık, Batı'nın tümsömürgeciliklerine ve farklı milliyetçilikler arasındaki savaşlara ilham kaynağı olmuştur… İsrail, Siyonizm'den uzaklaşmadıkça ve Hz. İbrahim'in inancına geri dönmedikçe, İsrail için bir güvenlik ve gelecek yoktur ve Ortadoğu'da da barış olmayacaktır. Hz. İbrahim'in o inancı ki, vahyedilmiş her üç din arasında ruhsal bir kardeşlik bağı ve ortak bir mirastır."
(Roger Garaudy, "Right to Reply: Reply to the Media Lynching of Abbb Pierre and Roger Garaudy", Samizdat, June1996)
İşte bu nedenle, Yahudilik ile Siyonizmi birbirinden ayırmak gerekmektedir.
Dünya üzerindeki her Yahudi Siyonist değildir. Gerçekte Siyonistler, dünya üzerindeki Yahudilerin azınlığını oluşturmaktadırlar. Dahası,Siyonizmin insanlık suçlarına karşı çıkan, bunları kıyasıya eleştiren, İsrail'in tüm işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini savunan,
İsrail'in ırkçı bir "Yahudi devleti" değil, her türlü milletin ve kimliğin birarada veeşit olarak yaşayabileceği özgür bir devlet olmasını savunan pek çok Yahudi vardır.Müslümanların İsrail'e ve Siyonizme haklı olarak karşı çıkarken, bu gerçekleri de göz önünde bulundurmaları,sorunun Yahudiler değil, Siyonizm olduğunu çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla da bir Müslümanın eleştirmesi gereken kavramlar Yahudi dini veya Yahudi milleti değil, Siyonizmdir. Nasıl bir insan Nazilere karşı olduğu için Alman milletine karşı bir husumet besleyemezse, aynı şekilde Siyonizme karşı olduğu için de Yahudi milletine bir husumet besleyemez. Kuran'da kitap ehli Yahudiler ve Hıristiyanlar kitap ehlidirler, yani Allah'ın indirmiş olduğu bir kitaba tabi olmuşlardır. Doğru-yanlış, haram-helal kavramlarına sahiptirler.
Allah'a hesap vereceklerini bilmekte, O'nun peygamberlerini sevip-saymaktadırlar.
Bunun için Kuran'da, kitap ehlinden kimselerin pişirdiği bir yemek, Müslümanlar için helal kılınmıştır. Aynı şekilde Müslüman erkeklere kitap ehlinden kadınlarla evlenme izni verilmiştir.
Bunlar Müslümanların ehl-i kitap ile kolaylıkla birarada yaşayabileceklerini gösterir.
Bir Müslümanın dünyaya bakışında temel kıstas imandır, güzel ahlaktır.
Müslüman güzel ahlakıngereklerinden biri olan adalete bu nedenle sıkı sıkıya bağlıdır.
Her kime karşı olursa olsun adalettenayrılmamak, duygularla değil, akıl ve vicdanla düşünmek, fanatizmden, bağnazlıktan uzak ve temiz birmuhakeme ile karar vermek gerekir.