İLAHİ İRADE
İlahi irade
;
Zati iktizaya (gerekliliğe) göre,
Hakkın ilminin tecellisinin sıfatıdır.
Zati iktizaya (gerekliliğe) göre,
Hakkın ilminin tecellisinin sıfatıdır.
İşte bu gereken şey iradedir.
Kısaca;
ilahi ilmin gerektirdiğine göre Hakkın malümatını vücuda-varlığa tahsisidir – ayırmasıdır.
İşte Hak ta ki bu vasfa sıfata, irade adı verilir. Bizde halk edilen irade Hakkın iradesinin aynıdır.
Ancak şu varki, o irade bize nispet edilince, bize gereken hudüs (sonradan olanlar) da sıfatımıza da gerekli olmuştur.
Bu yüzden “bizim irademiz mahluktur-halk edilendir“ denir.
Yoksa ALLAH a nispetle ezeli olan ilahi iradenin aynıdır.
Eşyayı istenilen yönde – surette açığa çıkarmaktan bizi meneden yasaklayan da iradenin bize nispetidir.
İşte bu nispet mahluktur, halk edilmiştir.
Bize nispet edilen ait olan-bağlı olan buirade kaldırılıp da bulunduğu üzere
Hakka nispet olunursa, eşya o iradenin tesiri etkisi altında kalır.
Nitekim bizim vücudumuz –varlığımız bize nispetle mahluk- halk edilmiştir.
Allaha nispetle kadimdir.
Bu nispet ,
zaruri bir hakikat olup ona vakıf olma- öğrenme- bilme,
keşf ile zevk ile ayn makamına (hakikat makamına) da bulunan ilmi ile bilinebilir.
İradenin halk edilende dokuz mazharı(zuhuru) vardır.
Kısaca;
ilahi ilmin gerektirdiğine göre Hakkın malümatını vücuda-varlığa tahsisidir – ayırmasıdır.
İşte Hak ta ki bu vasfa sıfata, irade adı verilir. Bizde halk edilen irade Hakkın iradesinin aynıdır.
Ancak şu varki, o irade bize nispet edilince, bize gereken hudüs (sonradan olanlar) da sıfatımıza da gerekli olmuştur.
Bu yüzden “bizim irademiz mahluktur-halk edilendir“ denir.
Yoksa ALLAH a nispetle ezeli olan ilahi iradenin aynıdır.
Eşyayı istenilen yönde – surette açığa çıkarmaktan bizi meneden yasaklayan da iradenin bize nispetidir.
İşte bu nispet mahluktur, halk edilmiştir.
Bize nispet edilen ait olan-bağlı olan buirade kaldırılıp da bulunduğu üzere
Hakka nispet olunursa, eşya o iradenin tesiri etkisi altında kalır.
Nitekim bizim vücudumuz –varlığımız bize nispetle mahluk- halk edilmiştir.
Allaha nispetle kadimdir.
Bu nispet ,
zaruri bir hakikat olup ona vakıf olma- öğrenme- bilme,
keşf ile zevk ile ayn makamına (hakikat makamına) da bulunan ilmi ile bilinebilir.
İradenin halk edilende dokuz mazharı(zuhuru) vardır.
1-kalbin meyli,
kalbin istenilene cezp edilmesidir. (çekilmesidir)
kalbin istenilene cezp edilmesidir. (çekilmesidir)
2-vefa ;
kalbin meylinin(yönelmesinin-sevmesinin) kuvvetlenerek devametmesidir.
kalbin meylinin(yönelmesinin-sevmesinin) kuvvetlenerek devametmesidir.
3-sababet;
kalbin meylinin daha da şiddetlenerek artması halidir.
Bunasababet denilmesinin nedeni kalp kendisini sevdiğine karşı tamamıyla salıverdiğinden – bıraktığından bu haliyle suyun dökülmesine benzediğindendir.
Çünkü dökülünce suyun akmama ihtimali yoktur
kalbin meylinin daha da şiddetlenerek artması halidir.
Bunasababet denilmesinin nedeni kalp kendisini sevdiğine karşı tamamıyla salıverdiğinden – bıraktığından bu haliyle suyun dökülmesine benzediğindendir.
Çünkü dökülünce suyun akmama ihtimali yoktur
4-şefaf(şeğaf);
kalbin meyli kalbi tamamıyla diğer meşguliyetlerden uzak tutarak
kuvvet ve sebat kazanması halidir.
kalbin meyli kalbi tamamıyla diğer meşguliyetlerden uzak tutarak
kuvvet ve sebat kazanması halidir.
5-heva;
kalbin meyli insanın gönlünde sağlam olur
ve onu başka şeyle meşgul olmaktan tamamen alıkoyması halidir.
kalbin meyli insanın gönlünde sağlam olur
ve onu başka şeyle meşgul olmaktan tamamen alıkoyması halidir.
6-garam;
kalbin meyli cesette bedende istila hükmünü, bedeni etkisinealma hükmünü gösterecek şekilde şiddetlenmesi halidir.
kalbin meyli cesette bedende istila hükmünü, bedeni etkisinealma hükmünü gösterecek şekilde şiddetlenmesi halidir.
7-hubb;
kalbin meylinin daha da artarak gerekli
sebepleri giderecek duruma gelmesi haline hubb(sevgi) denir.
kalbin meylinin daha da artarak gerekli
sebepleri giderecek duruma gelmesi haline hubb(sevgi) denir.
8-vüdd;
meyleden kalp, nefsin sevdiklerinden fani edecek derecede
heyecanlanırsa buna vudd denir.
meyleden kalp, nefsin sevdiklerinden fani edecek derecede
heyecanlanırsa buna vudd denir.
9-Aşk;
kalbin meyli kalbi kabartarak seveni ve sevileni fani kılacak( yokedecek ) derecede şiddetlenmesi halidir.
Bu makamda aşık maşukunugörünce farkına varmaz ve o yine o halde maşukuna feryad eder.
Bu mertebede ne aşık ne maşuk kalır, tek başına aşk kalır.
İşte böyle aşk,resim isim, sıfat altına girmeyen sırf ve sade zattan ibarettir.
Fanilik, gaflet hükmünün istilasıyla insanda meydana gelen şuursuzluktan ibarettir.
Aşığın nefsinden kendisinden fani olması kendine şuursuzluğu, mahbubundan (sevgilisinden) fani olması ise varlığının mahbubunun varlığınında mahv ve yok olması demektir.
Kısaca fena (fanilik), bir şahsın kendi nefsine ve nefsinin- kendinin gerekliliklerine- lazım olanlarına şuursuzluğudur.
Bil ki, halk edilenlerin (mahlukatın) hallerine ve şekillerine ayrılan(tahsis eden) ilahi iradede gerekli sebep yoktur.
Çünkü o irade Haktansebepsiz olarak meydana çıkar.
Bu sırf ilahi isteme- seçme ve iradeden ibarettir.
İrade azamet (büyüklük-yücelik) hükümlerinden bir hükümdür.
uluhiyet vasıflarından bir vasıfdır.
Onun kendine mahsus olan uluhiyet ve azameti herhangi bir sebepten meydana gelmemiştir.
İrade, ilahi bir şeniyet(fiil) ve zati bir vasıftır.
kalbin meyli kalbi kabartarak seveni ve sevileni fani kılacak( yokedecek ) derecede şiddetlenmesi halidir.
Bu makamda aşık maşukunugörünce farkına varmaz ve o yine o halde maşukuna feryad eder.
Bu mertebede ne aşık ne maşuk kalır, tek başına aşk kalır.
İşte böyle aşk,resim isim, sıfat altına girmeyen sırf ve sade zattan ibarettir.
Fanilik, gaflet hükmünün istilasıyla insanda meydana gelen şuursuzluktan ibarettir.
Aşığın nefsinden kendisinden fani olması kendine şuursuzluğu, mahbubundan (sevgilisinden) fani olması ise varlığının mahbubunun varlığınında mahv ve yok olması demektir.
Kısaca fena (fanilik), bir şahsın kendi nefsine ve nefsinin- kendinin gerekliliklerine- lazım olanlarına şuursuzluğudur.
Bil ki, halk edilenlerin (mahlukatın) hallerine ve şekillerine ayrılan(tahsis eden) ilahi iradede gerekli sebep yoktur.
Çünkü o irade Haktansebepsiz olarak meydana çıkar.
Bu sırf ilahi isteme- seçme ve iradeden ibarettir.
İrade azamet (büyüklük-yücelik) hükümlerinden bir hükümdür.
uluhiyet vasıflarından bir vasıfdır.
Onun kendine mahsus olan uluhiyet ve azameti herhangi bir sebepten meydana gelmemiştir.
İrade, ilahi bir şeniyet(fiil) ve zati bir vasıftır.
=================
Nitekim Cenab-ı HakKuran da açık beyan ile
“ve Rabbüke yehlükü ma yeşae üveyatteru”
Kasas 28/68
================
MEALEN
MEALEN
“Rabbin istediğini(dilediğini)halk eder ve bu halk etmede muhtardır.
(kendi iradesiyle yapar)”
(kendi iradesiyle yapar)”
=======================
Kısaca:HAK,Kadir-i Muhtar,Aziz-i Cebbar, Mütekebbir-i Kahhar'dı
Kısaca:HAK,Kadir-i Muhtar,Aziz-i Cebbar, Mütekebbir-i Kahhar'dı