25 Ocak 2014

Tampliyelerin Öyküsü - IV



Sabbatik Keçi - Eliphas Levi

Tampliyelerin Öyküsü - IV
Bu değerli yazı Thamos'un bir süre önce kapanan son derece bilgilendirici sitesi Ezoterika'da bulunmaktaydı. Onu arşivleyen bir okurumuz tarafından sitemize gönderilmiştir, resimleri hermetics.org'un katkısıdır. 

(1) Söylentiler ve SuçlamalarBaphomet

"Baphomet adını verdikleri bir put aracılığıyla şeytana tapmakla suçlanmaları, Tampliyeler'in halkın gözünde değerini yok etmişti. Baphomet, yönlendirilmiş irade gücünü temsil eden ve "fallus" ibadetine dayanan gnostik ayinlerin bir simgesiydi. Keçi sakallı ve keçi ayaklı, cinsiyeti belli olmayan bu put, eski çağların boynuzlu tanrısı Mendes keçisi ile bağıntılıydı".  
Peter Tompkins, The Magic of the Obelisks

"Bazı şövalyeler, işkence altında yapılan sorgulama sırasında; kızıl, gri ya da kara renkli bir kedi şeklinde bir puta taptıklarını itiraf ettiler. Yaptıkları ayinlerde, bazı durumlarda, kedinin kuyruk altının öpülmesi de gerekliydi. Kimi zamanlarda da, bu kedi putu, yakılmış çocuklardan elde edilen yağla ovuluyordu. Tampliyeler, savaşta ölmüş kardeşlerinin cesaretlerinin kendilerine geçmesi amacıyla, yemeklerine ölmüş şövalyelerin küllerini serpiyorlardı".  
John J. Robinson, Dungeon, Fire and Sword

"12 Ağustos 1308 tarihli Engizisyon suçlama listesinden;
Madde; bu putlara ya da bir puta tapıyorlardı. Özellikle büyük toplantılarda onlara tapıyorlardı.
Madde; putlara Tanrı yerine tapıyorlardı.  
Madde; kurtarıcı olarak tapıyorlardı.
Madde; putun onları kurtaracağını söylüyorlardı.
Madde; zenginlik verdiğini söylüyorlardı.
Madde; ağaçları çiçeklendirdiğini, tohumları yeşerttiğini söylüyorlardı.
Madde; putlara kuşaklar, bezler, ipler bağlıyorlar; sonra bu bezleri ve ipleri gömleklerinin altında, vücutlarına sarıyorlardı.
Madde; tarikata girişte her yeni üyeye bu bez ve iplerden veriyorlardı.
Madde; putlara böyle tapıyorlardı.
Madde; yeni girenlere yemin ettiriyor, bunları kimseye söylememeye and içiriyorlardı."
Suçlama Maddeleri

"...Bir çok yerde, fiziksel özellikleri farklı şekilde tanımlanan bir puta tapıyorlardı. Bu puta Baphomet adını vermişlerdi. Bu söz, etimolojik olarak, eski Fransızca'daki "Muhammet" sözü ile aynıydı (sorgu sırasında bazı Tampliyeler doğrudan "Muhammet" adını bir kaç kez kullanmışlardı). Daha önce kovuşturmaya uğramış olan bir çok sapkın topluluk gibi, Tampliyeler'in de gizli toplantılarını geceleri yaptıkları ileri sürülmüştü."
"Tampliyeler'in, Muhammet peygamberin adını taşıyan bir puta tapma uygulamasını Doğudan edinmeleri olanaksızdı. İsmailîler ve Dürziler gibi, en uç sapkınlıktaki Müslümanlar arasında bile, böyle bir put asla varolmamıştı. Müslümanların puta taptıkları düşüncesi de, Batılı Hıristiyanların Doğuyu küçük göstermeye çabalayan iftira sisteminin bir parçasıdır".
Peter Partner, The Murdered Magicians

"Melek Tavus tarikatına (Yezidiler) giriş törenlerinde, müritler boyunlarına iç içe örülmüş siyah ve kırmızı yünden yapılma bir iplik bağlarlar. Parsiler'in kutsal ipinde ve diğer eski Orta Doğu kültlerinde olduğu gibi, bu iplik asla çözülmemelidir. Sapkın suçlaması ile ortadan kaldırılan Tampliye tarikatında da bu uygulamaya aynen rastlanır".
Arkon Daraul, Secret Socities

 

(2) Baphomet'in Tanımı


"Koskoca sakallı bir adam kafası. Tüm taşra karargâhlarında bu puta saygı gösteriyorlar, tapıyorlar. Fakat, bütün tarikat üyeleri bunu bilmiyorlar; sadece Büyük Üstat ve kıdemliler biliyorlar".
Philip'in Talimatları

"1307 Yılında, Tampliyeler'in yargılanması sırasında, Fra. Jean de Taillefer şu kanıtları ortaya koydu: "Tarikata Champagne karargâhına bağlı üç bölgeden biri olan Mormant'ta katılmıştı. İnisiyasyon töreninde, sunağa bir adam kafasını temsil eden bir put konulduğunu söyledi". Bir başka Tampliye, Burgundy'li Hugues de Bure, şapelde yapılan toplantıda, bir dolap ya da sandıktan bir "kafa" çıkarıldığını, uzun sakallı bir adam heykeli olan bu putun, altın ya da gümüşten imal edilmiş olduğunu anlattı. Fra. Pierre d'Arbley putun hem önünde hem de arkasında iki yüzünün bulunduğunu söyledi. Akrabası Guillaume d'Arbley ise, putun yalnızca büyük toplantılarda sergilendiğini ve sadece özel durumlarda kıdemli şövalyelere gösterildiğini belirtti."  
"Tarikatın Paris hazinecisi Jean de Turn, büyük toplantılardan birinde, boyalı bir kafatası biçiminde bir puta taptıklarını itiraf etti."  
"Neredeyse tüm açıklamada bulunan tarikat kardeşleri, putun uzun sakallı ve uzun saçlı olduğunda birleşiyorlardı. Ayrıca, başkaca bir nedeni olmasa bile, o çağda çoğunluğun düşüncelerine uygun olarak, uzun saçı, kadınsılığın bir belirtisi olarak kabul ettikleri için, şaşırtıcı buluyorlardı."
Noel Currer-Briggs, The Shroud and the Grail  

"...Gerçek bir insan başı büyüklüğünde, sakallı ve haşin ifadeli..."
Jean de Taillefer'in Sorgusu

"Tam olarak tarif edemeyeceğini, ama kırmızıya çalan bir rengi olduğunu sandığını açıkladı."
Ian Wilson, The Shroud of Turin

"Paris'te yapılan bir tarikat toplantısında, rahip tarafından getirilip sunağa yerleştirildi. Renksiz, soluk, süslü olmayan, tıpkı bir Tampliye gibi dağınık sakalları olan bir adam kafasıydı bu."
Stephen de Troyes

"Açıkça anlaşılıyor ki, kopyaları inceleyenler, altın ya da gümüş kutulardan, kafanın üzerinde tutulduğu ahşap panellerden söz ederler; halbuki, gerçek put, yani "kutsalların kutsalı" olarak kabul edilen Paris'tekiydi. Orada yapılan törenler de, tıpkı eski Bizans kilisesi törenlerine benzemekteydi."
Ian Wilson, The Shroud and the Grail

"Büyük olasılıkla, bu put, Tampliyeler tarafından ne ölçüde saygı ve sevgi ile anıldığı düşünülürse, Vaftizci Yahya'nın kesik başını simgelemekteydi. Tampliyeler, 1203-1204 yılları arasında yapılan 4. Haçlı Seferinde, Bizans'ın yağmalanmasına iştirak etmişlerdi. Robert de Clari, aralarında Vaftizci Yahya'nın kesik başının da bulunduğu iddia edilen, Istanbul'daki Boucoleon sarayı şapelindeki sayısız kutsal emanetleri etraflıca anlatmıştır. (Boucoleon sarayı bugün Tekfur sarayı olarak bilinmektedir, sarayın şapeli ise büyük olasılıkla Kariye olmalıdır)."
Baphomet'in kimliği hakkında bir başka ipucu da, Yuhanna İnciline göre, İsa'nın cenazesine baharat getiren Nicodemus'la ilgilidir. "Evangelum Nicodemi"de (Nicodemus İncili, 4. Yüz yıl), İsa lehine tanıklık eden Yahudilerin yöneticisi olarak da adı geçer Nicodemus'un. Chretien'in Perceval isimli eserinin birinci devam extrapolation'unda Arimathea'lı Josephus ile Nicodemus'un beraberce İngiltere'ye kaçışları anlatılır."  
Noel Currer-Briggs, The Shroud and the Grail

"Nicodemus, çarmıhta acı çekerken gördüğü haline uygun olarak, İsa'yı temsil eden bir kafa heykeli yapmıştı. Eminim ki, bu heykelin yapımına Tanrı'nın eli de karışmıştı; çünkü, bu kafa asla bir insan tarafından yaratılmış olamazdı."
Perceval'ın Birinci Devam Extrapolation'u

"Tampliyeler'in putları, Mandylion kefeninden kopya edilmiş olan İsa'nın yüzünü temsil etmekteydiler. İngiltere'de Templecombe'da bulunan bir örnek, renkli bir panel üzerinde, gerçek insan başı boyutunda, kızıl sakallı bir erkek kafasıdır. Bu kafa, Tampliyeler'in verdikleri tanımlara uymaktadır; gerçek boyutlarda, sakallı adam kafası, ahşap plaka üzerine raptedilmiş vs.."  
Ian Wilson, The Shroud of Turin

"Baphomet'in ileri sürülen fiziksel özellikleri, ya Maufe'ye (Kuzey Avrupa folkloruna ait bir cin), ya da eski kilise reliklerine bağlanabilir".  
Peter Partner, The Murdered Magicians

Sorgucu: Bize "kafa"dan söz et !
Fra. Raoul: Kafa mı? Evet, Fra. Hugues de Peraud başkanlığında yapılan yedi ayrı toplantıda, kafayı ben de gördüm.
Sorgucu: Nasıl tapıyorlardı?
Fra. Raoul: Şöyle..Kafa ortaya çıkarılıp, gösterilince, herkes kendini yere atıyor, cüppelerini açıyor ve tapıyordu.
Sorgucu: Kafa nasıldı?
Fra. Raoul: Korkunçtu. Bana bir şeytanın, bir Maufe'nin yüzüymüş gibi gelirdi. Her gördüğümde o kadar korkardım ki, bakmaya cesaret edemezdim.
M. Michelet, Le Proces des Templiers

"Korkunç yüzü ve dağınık sakalları olan bir cin şeklinde tarif edildiğine bakılırsa, bu putun Asmodeus'u (tapınağın yapımında Süleyman'a yardım eden koruyucu cin) temsil ettiği söylenebilir. Rennes Le Chateau'da bulunan köy kilisesinin kapısında da Asmodeus'un bir heykeli mevcuttur".
"Kudüs'teki Tampliye karargâhı 1244 yılında Müslümanların eline geçti. Muzaffer sultan Baybars, Tampliye kalesini araştırttı ve kulede koruyuculuk yaptığına inanılan kocaman bir put bulundu. Baybars, putun yok edilmesini ve yerine bir mihrap inşa edilmesini emretti."
Ian Wilson, The Shroud of Turin  

(3) Dişi Köken ?

"Tampliyeler'in, bir tür kafa ile bağlantılı gizli törenler yapmaları suçlamasının dayandırıldığı tartışılmaz kanıtlar bulunmuştu. Gerçekten de, Engizisyon kayıtlarında ağırlık taşıyan en önemli konu böyle bir kafanın varlığıydı...Paris karargâhında el konulan eşyalar arasında, kadın başı biçiminde garip bir ölü kalıntısı da vardı."
Baigent, Leigh & Lincoln, The Holy Blood and the Holy Grail

"Dövülmüş gümüşten mamul, büyük ve pek güzel bir kadın başı. Bu gümüş kafanın içinde, kırmızı ve beyaz yünlü kumaşlara sarılı olarak duran iki adet kafa kemiği vardı. Üzerinde CAPUT LVIIIm yazılı bir de etiket takılıydı. Kemikler oldukça ufak tefek bir kadına aittiler."
Oursel, Le Proces des Templiers

"CAPUT LVIIIm - KAFA 53m, hala şaşırtıcı bir mesele olmaya devam ediyor. Ancak, en sonda yer alan M harfinin, doğrudan bir harf olarak değil de, Virgo'nun (Başak burcu) astrolojik simgesi olabileceği öne sürülüyor."  
Baigent, Leigh & Lincoln, The Holy Blood and the Holy Grail

"Von Hammer'e göre, Tampliyeler'e ait bir kadeh üzerinde yazılı olan bir slogan şöyleydi: "Tüm varlıkları tomurcuklandıran ve çiçeklendiren Mete'ye övgüler olsun. O bizim kökümüzdür. Bir ve yedidir. Sekizli isimdir". G. Massey ise, Mete'nin Baphomet ya da "Anne" anlamına geldiğini ileri sürer".  
Kenneth Grant, Nightside of Eden

"Herodot, bir kafatasını metalle kapladıktan sonra, ona tapan ve kurbanlar sunan İssedon'lar isimli bir halktan bahseder. Isparta'lı Cleomenes, Archonides'in kafatasını bal dolu bir kova içinde saklamış ve önemli kararlar arifesinde kafatasından kehanetler beklemiştir. İÖ 4. Yüz yıldan kalma, Etruria'da bulunan bazı vazoların üzerinde, kesik kafalara tapınan ve onlardan kendilerine yol göstermelerini bekleyen insanlar resmedilmiştir. Aristo da, Karianlar'ın kesik kafalarından söz etmiştir".  
Julian Jaynes, The Origin of Conciousness

"Kutsal Kâse Grail ile ilgili bir Gal romans olan Peredur'da, Keltler'in kesik kafa kültüne ve geleneklerine ait bölümler bulunmaktadır:  
"Sayda'lı bir Tampliye şövalyesi, Maraclea'lı bir genç kadına deliler gibi aşıktı. Ancak, kadın henüz daha pek gençken öldü. Cenaze gecesi, çılgın âşık mezarı kazıp ölü bedeni çıkardı ve ölüyle sevişti. Bunun üzerine, gaipten yükselen bir ses, dokuz ay sonra geri gelmesini, zira bu mezarda bir evlat bulacağını söyledi. Tampliye bu emre uyarak, tam dokuz ay sonra mezarı tekrar açınca, iskeletin bacakları arasında bir kafa buldu. Gaipten gelen aynı ses "bu kafayı iyi muhafaza et, çünkü tüm güzellikleri ve iyilikleri sana verecektir" dedi. Tampliye kafayı yanına alarak uzaklaştı."
Ward, Freemasonry and the Ancient Gods

"Öykünün bir başka anlatımında, kadının adı da verilir; Yse. Açıkça, İsis'ten türetilmiş bir isim."
Baigent, Leigh & Lincoln, The Holy Blood and the Holy Grail

"Bir zamanlar yalnızca Tanrı vardı. Gücü sınırsızdı ve tek başınaydı. Yalnız olmaktan hoşnut değildi, bu yüzden bir eş yaratmak için kendini ikiye böldü. Düzen ve Mantık öğelerini kendinde tutarken, Coşku ve Kargaşa öğelerini eşine verdi. Eşinin adını Yse koydu. Yse, yaratılışı sırasında, öylesine sevgi ile dolmuştu ki, Tanrı onu ilk öptüğü anda, sonradan "Seçilmiş Yanıt" diye adlandırılacak olan, bir tepkide bulundu. Evrende, bir kadın ile bir erkek arasında oluşan ilk etkileşim ve ilk onaylamadır "Seçilmiş Yanıt", insanlığın en büyük gizemi ve bilmecesi olan "Kutsal Kâsedir (The Holy Grail)."  
Synopsis from the Merovingian Bible, The Gnostic Christian Path

"Essene Odyssey" isimli kitabında Dr. Hugh Schonfield, bazı Essene/Zadokit/Nazaren metinlerinde kullanılan bir şifre yöntemini keşfettiğini ileri sürmüştür. "Atbash" şifresi adını verdiği bu tekniğin, Qumran'da bulunan bir çok eski belgede yer aldığını belirtmiştir."  
Baigent, Leigh & Lincoln, The Messianic Legacy

"Schonfield, İbranî Atbash şifresini "Baphomet" sözcüğüne uyguladığında, dişil bilgelik anlamına gelen "Sophia" sözcüğüne ulaştığını açıklamıştır. Plutarkos ise, Sophia'nın İsis'i simgelediğini belirtmiştir."
David Wood, Genesis



"İsis'in büyüsü ile Mısır tanrısı Thot'un bilgeliği bağlaşıktır. Thot'un karısı Nehemaut ise Gnostiklerce Sophia diye adlandırılır. Bu yaklaşımla, Tampliyeler'in Baphomet'e tapınmaları aslında, Bilgelik ilkesine tapınmaları anlamına gelmektedir."  
Graham Hancock, The Sign and the Seal

"Tampliyeler'in Atbash şifresini kullanmış olmaları, Orta Doğuda, on ikinci yüzyıl sonlarına kadar, Nazaren ya da Neo-Nazaren tarikatların varlığını ve öğretilerinin Batıya ulaştığını kanıtlar."
Baigent, Leigh & Lincoln, The Messianic Legacy

(4) Kara Bakire


"Plutarkos, İsis'i bilgiyle eş tutarken, Typhon'u cehaletle birleştirir. Aydınlanan kişinin ruhunu ışıklandıran gizli öğretinin karşıtıdır Typhon. Gerçek Bilgi kadar değerli başka hiçbir tanrısal armağan yoktur."
General Albert Pike, Morals and Dogma

"Çoğunlukla kara derili bir kadın olarak betimlenen, simya biliminin anası büyük Mısır tanrıçası İsis, Avrupa'da bulunan "Siyah Madonna'lar" ile birleştirilir."
Lynn Pickett & Clive Prince, Turin Shroud

"İsis'in elinde taşıdığı "ankh" (üst kolu halka biçiminde Mısır haçı), Siyah Madonna'ların ellerinde bulunan garip görünümlü asaları andırmaktadır. Bu heykellerin kara-yeşil renkleri, simyacılara göre, gizemi İsis'in seks organında saklı olan, büyük yaratıcılığı (opus) simgelemektedir."
Ean Begg, The Cult of the Black Virgin

"Kara Bakire İsis'tir ve gerçek adı Işık-Kadın'dır (Notre Dame de Lumiere)."
Pierre Plantard de St. Clair (Sion Birliği eski Büyük Üstadı)

"Chinon şatosunda ölümü bekleyen Tampliyeler, Kara Bakire'ye dua ediyorlardı. Kara Bakire dinini kuran kişi St. Bernard'dı. Yazdığı sayısız ilâhî ve verdiği vaazları ona adamıştı. Süleyman ve Saba Melikesi için Eski Ahit'teki Neşideler Neşidesinde (Songs of Songs) "Ben karayım, fakat güzelim, Ey Kudüs'ün kızları" dizeleri, Siyah Bakire kültünün nakaratıdır."
Ean Begg, The Cult of the Black Virgin

"Ben karayım, fakat güzelim,
Ey Yeruşalim kızları!
Kedar çadırları gibi,
Süleyman'ın büyük çadırları gibi."
Neşideler Neşidesi 1:5-6

"Adlarına "Siyah Madonnalar" denilen ve Fransa'da bulunmuş olan bir kaç yüz heykelin hemen hepsi dumanla ya da kandil isiyle karartılmıştır. Az sayıda, koyu renkli ağaçtan oyulmuş olanlar ya da yağ ve şarapla uzun süren işlemler sonucu karartılanlar da vardır. Haçlı seferleri sırasında, Fransa'ya taşınan Suriye, Mısır ve Kıptî kökenli putlar Siyah Madonnalara ilk örnekleri oluşturmuşlardır.
"Kara Bakire kiliseleri genellikle Mary Magdalene'in adını taşırlar. 1247 Yılında, Tampliyeler'in Kudüs'e yerleşmesini sağlayan kral Baudouin II, "Turin Kefeni"nin bazı parçalarına karşılık, Vezelay Manastırından Mary Magdalene'in olduğu ileri sürülen bir cenazeyi almıştır. Gizli bir geleneğe göre, Magdalene İsa'nın karısıdır ve onun çocuğunu Güney Fransa'ya götürmeyi başarmıştır."

Ean Begg, The Cult of the Black Virgin  

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...