ABDULLAH BİN REVÂHA (Radıyallahü Anh)
Abdullah bin Revâhâ (r.a.), Kusvâ’nın yularını çekerek Peygamber efendimizin önlerinde yürümekte ve:
Her hayır ve iyilik vardır O’nun dininde,
Gerçek Resûlullahdır, kabul ettim yürekten,
Ey kâfirler! Kur’ân’ın, Allahü teâlâ’dan,
Nasıl indirdik ise, darbeleri aniden
Onun mânâsına da, inanmazsanız eğer,
“Allahü teâlâ’dan başka ilâh yoktur! Bir olan O’dur. Va’dini gerçekleştiren O’dur! Bu kuluna yardım eden O’dur! Askerlerini güçlendiren O’dur! Toplanmış olan kabileleri, bozguna uğratan da yalnız O’dur! de!” buyurdu. Abdullah bin Revâhâ (r.a.) da:
Asıl sebep şudur ki, Kur’ân-ı kerîminde,
İşittim bu âyeti, Resûlullah okurken,
Nâşıma uğrayanlar desinler (Ne se’âdet,
diyerek duâ etti.
Eyvah! Arkada kaldı, Allah’ın sevgilisi,
Çıkarmam artık seni, bundan başka sefere,
Son konakta mü’minler, geçti beni hız ile,
Kardeşlik bağlarını, kopararak geçtiler,
Artık düşünmüyorum, geride ne malım var?
Silâhça, süvarice, çokluk olduğumuzdan,
Gidiniz, çarpışınız, muhakkak iyilik var,
Bedir günü vallahi, vardı iki atımız,
Bu cenkte galip gelmek, varsa eğer kaderde,
Hak teâlâ vadinden, dönmez asla geriye,
Şehidlik varsa eğer, bizim kaderimizde,
Yâ sen kendiliğinden, râzı olursun buna,
Eğer öldürülmezsen, şayet sen bu savaşta,
Cafer bin Ebî Talib ve Zeyd bin Hârise’nin,
Onlar şehîd oldular, ey nefsim durma geri,