Merhabai ehlen ve sehlen,[2] yüce Türk, Pakize Türk
Gel de gör, bak neler olmuş, neler olmuş bize Türk
Kara bahttan mı desem, ya Felekğin gerdişi[3] mi
Bizi taştan taşa çarpmak da zamanın işi mi
Ne miraslar bırakıp gitmiş idi Şanlı Dede
Hani ol tantanalar,[4] şan-u-şerefler[5] nerde?
Mehmed Akif Ersoy’un Yüce Ruhuyla Dertleşme*
Merhabai ehlen ve sehlen,[2] yüce Türk, Pakize Türk
Gel de gör, bak neler olmuş, neler olmuş bize Türk
Kara bahttan mı desem, ya Felekğin gerdişi[3] mi
Bizi taştan taşa çarpmak da zamanın işi mi
Ne miraslar bırakıp gitmiş idi Şanlı Dede
Hani ol tantanalar,[4] şan-u-şerefler[5] nerde?
Gelmedik mi, nesli-paki,[6] Gültekin’den, Mete’den
Doğmadık mı, acaba, Türk Anadan Türk Atadan
Hani derya tanımaz, dağ tanımaz atlarımız
Hani Kıpçaklarımız, Mañgıt-u-Buryatlarımız[7]
Hani Altay’daki çağlar, hani Peykiñdeki[8] baht
Hani Lahoredaki[9] Bağlar, hani Dehlideki[10] taht
Hani bir darbada[11] Roma’yı yaran Şemşirimiz[12]
Hani Konstantini, İslâmbol[13] eden, tekbirimiz
Hani Beyler Beyi, Hanlar Hanı, Başbuğlarımız
Hani serhad tanımaz, sur tanımaz, tuğlarımız
Hani Şahlar Şahı, Sultanı-Cihanlar[14] nerde
Hani Başkent tanımaz, Taht-ı Revanlar[15] nerede
Hani, Çin Serdarı, Cengiz-u-Hülagu nerede
Hani Moskof Ağası, Olcaytu-Batu nerede
Hani Selçuk Baba, Tuğrul Baba’nın evladı
Hani Aslan Baba’nın, Han Atanın zürriyadı
Hani Balh[16] nerde Buhara, hani Tebriz, hani Rey
Hani Bağdat Kalesinden duyulan çeng ile ney
Hani Türk naresi,[17] İslâm yaşatan feryadımız
“Kâbe İmamı, niçin, hutbede anmaz adımız?”
Yavuz’un evladıyız, aslen İmam-el İmamız[18]
Farzı-ayndır; “Ölüm hak, miras helâl”dir dememiz
Yüce dağdan, tepetaklak, düşmüşüz sarp dereye
Aman Allah, bizi attın nerelerden nereye
Düştük artık, önüne bakmıyanın hali budur
Bu çukurdan, neye baksak, bize hep ters görünür
Ecnebi hayranıyız, Türklere karşı sakarız
Bir karın kursak için, il yakarız, yurt yıkarız
Bakınız halimize, başımıza geldi neler
Bize hâkim, bize sultan, bize serdar; köleler
Kula kul olmuşuz artık, ne sefil bendeleriz
Tanrı’dan istemeyiz, Rus-u-Ferenkten[19] dileriz
Bu, ne tinet,[20] girmişiz renc-u-mezellet[21] küpüne
Niye muhtaç olalım, kâfirin mundar[22] çöpüne
Aha yurt, işte vatan, her ne de olsa var ya
Biz susuz çölde gezerken, kapımızda derya
Süleyman’ın Tüzüğü[23] işliyor, İngiltere’de
Bizim akl-u-fikrimiz,[24] batıdaki pencerede
Koca Türk kendine gel, verme papuç haya, huya
Büyük Ağabey arıyor, yıldızı kaymış Asiya…
“Onlar arayıp kapıya geldiler, abiciyim”
Kefere, her gün açar, ensemize başka yara
Ölecekmiş gibiyiz, girmezsek Ortak Pazar’a
Hayır işten kaçarız, şerle beraber kalırız
Ciddiyet anlamayız, her şeyi tersten alırız
Bize Fatih deseler, aklımıza, cami gelir
Ya Süleyman deseler, komşunun evhamı[25] gelir
Bize çağdaş medeniyet, diskotek yapısıdır
Yeni devrim yolunda, bilmem neyin kapısıdır
Bize Akif deseler, Künyeyi-Ervah[26] dizeriz
O vatan sevdi, vatan satmadı der de, kızarız
Gerçi, sen ey yüce Türk, bizi uyardın erken
Seni kim dinliyecek, Ruble ile Dollar var iken
Gece gündüz kemirip, göz çanağından göz açar
Medeniyyet adına, diş bilemiş pis canavar
Ehli-dil,[27] ehli vatan,[28] gel bir ağızdan söyle
Bu gidiş durmalıdır, gitmiyecektir böyle
Dostlarım, burda bu akşam, dolu ecdad ruhu var
Meded[29] ecdat diyerek, göklere kalksın kollar
Bu gece haykıralım, işbu mukaddes yerden
Tanrı Türkü Korusun, cümle fesattan şerden… …
“Bu dua kabul olmuşa benzer”
Ulu Tanrım, bizi dönder,[30] eski ecdat yoluna
Bitsin hicran,[31] girelim, vecd ile yârin koluna
Haliki-ins-u melek,[32] ey Malik-i şems-u kamer[33]
Kerem[34] eyle, cümle Türk’e, Akif’in ruhunu ver
Yeter Uçkun, bu elemler burda bitsin diyelim
Türk için söylenen her cümleye Âmin diyelim. Âmin
Ergeş UÇKUN
[1] Şiirin üstünde “Bu şiir, 31 Aralık 1988 akşamı, New York’taki Fatih Camisinde tertiplenen Mehmed Akif’in Altıncı Anma Töreni’nde, aynı gün yazılarak şair tarafından aynı akşam Türk Topluluğuna okunmuştu. O zaman Ata Türk Türkiye’sinden başka, Azat olan bir tek Türk devleti yoktu. Allah’a şükür dualarımıza icabet oldu. Yazan – Hacı Ergeş Uçkun”. notu vardır. Şiir, Ergeş Uçkun tarafından 28 Ocak 2001 Perşembe tarihinde TGT Yürütücüsü Şehmuz Karadağ’a aşağıdaki mektupla birlikte gönderilmiştir;
“Şehmus Bey; İmkânı varsa bu şiirleri düzelterek akrana aktarmanızı rica ederim, belki benden bezmişsizdir fakat dünyadan bezmiş olan kemine, sizlerden bezmek istemiyorum, bir meydan açtınız, gelin beraber koşalım, azdan az gider çoktan çok. Hürmetler. E.U”.
[2] Merhabai ehlen ve sehlen=Merhaba ve selam
[3] Gerdişi=Gereği (Dünyanın dönüşü)
[4] Tantanalar=Mutluluklar
[5] Şan-u-şerefler=Şan ve şerefler
[6] Nesli-paki=Temiz nesil
[7] Manghıt-u-Buryatlarımız=Mangıt ve Buryatlar
[8] Peykiñ’deki=Pekin’deki
[9] Lahore’daki=Lahor’daki
[10] Dehli’deki=Delhi’deki
[11] Darbada=Hamlede
[12] Şemşirimiz=Kılıcımız
[13] İslâmbol=İstanbul
[14] Sultanı-Cihanlar=Cihan Sultanları
[15] Taht-ı Revanlar=Yürüyen, seyyar Taht (Başkent)
[16] Balhk=Belh
[17] Naresi=Narası[18] İmam-el İmamız=Halifeyiz (İmamların başıyız)
[19] Rus-u-Ferenkten=Rus ve Frenk’ten
[20] Tinet=Huy
[21] Renc-u-mezellet=Zillet ve ızdırap
[22] Mundar=Pis
[23] Süleyman’ın Tüzüğü=Kamuni Sultan Süleyman’ın Kanunları
[24] Akl-u-fikrimiz=Akıl ve fikrimiz
[25] Evhamı=Korkusu
[26] Künyeyi-Ervah=???????????????????????????
[27] Ehli-dil=Gönül ehli
[28] Ehli vatan=Vatanseverler
[29] Meded=Yardım
[30] Dönder=Döndür
[31] Hicran=Ayrılık
[32] Haliki-ins-u melek=İnsan ve Meleklerin Yaratıcısı
[33] Malik-i şems-u kamer=Güneş ve ayın Maliki
[34] Kerem=Lütuf