05 Nisan 2013

Türkiye Selçukluları'ndan Sonra Kurulan Türk Devletleri(II.Beylikler Dönemi)





Türkiye Selçukluları'ndan Sonra Kurulan 
Türk Devletleri(II.Beylikler Dönemi)


Anadolu Selçuklularının Hâkimiyetinden Sonra Kurulan Türkmen BeylikleriUc Teşkilâtı ve Uc’larda Hayat: Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu, sürekli olarak Türkmen
(Oğuz) göçlerine sahne olmuştur. Kalabalık kitleler hâlinde gelen Türkmenler, Bizans sınırına
kaydırılmıştır. Böylece hem daha önce yerleşen halkın toprakları korunmuş, hem de Bizans’a karşı
mücadele eden Türkmenler sayesinde sınırlar genişletilmiştir. Bu siyaset, Anadolu’nun
Türkleşmesinde önemli rol oynamıştır. XIII. yüzyılda Moğolların baskısıyla Anadolu’ya gelen
Türkmenlerin de sınır boylarına yerleştirilmesiyle uc hayatı gittikçe önem kazanmıştır.Türkiye
Selçukluları devrinde Bizans sınırına uc (uç) adı verilmekteydi.
Sinop, Kastamonu, Bolu, Eskişehir, Kütahya, Denizli ve Antalya hattının doğusunda kalan bölgeler
uc (sınır) olarak nitelendirilmiş ve buralarda uc teşkilâtı oluşturulmuştur. Sınır bölgesine yerleştirilen
Türklere ise uc etrâki (Sınır Türkleri, Türkmenleri) denilmiştir. Uc beyi unvanı verilen Türkmen
aşiretlerinin liderleri, merkezden görevlendirilen emirlerin sorumluluğu altındaydılar. Meselâ XIII.
yüzyılda Yağıbasan oğulları, Sahib Ata oğulları Selçukluların “Uc Emirleri” idiler.Uc beyleri emrindeki
Türkmenlerle beraber, Bizans sınırlarına sürekli akınlar düzenleyerek, onları yıpratmaktaydı. Nitekim
kalabalık Haçlı ordularını da, Selçuklu kuvvetlerinden çok, uc Türkmenleri hırpalamıştır. Bizans’a
karşı yaptıkları akınlarda, serbest hareket eden Türkmenler, bazen Selçuklu Devleti’ni dahi zor
durumda bırakmışlardır. Ancak Selçuklu idaresi bu beylerin sınır akınlarına hiçbir zaman müdahale
etmemiştir. Bizans’a karşı Türkmenlerin yaptıkları mücadele, din uğruna yapılan gaza ve cihat olarak
nitelenmekteydi. Bu sebeple uc beylerinin akınlarına gazi-dervişler (alp-eren), Ahi teşkilâtına mensup
esnaf şeyhleri vb. de bizzat katılmaktaydılar. Böylece fethedilen bölgeler kısa sürede Türk- İslâm
hayatına geçmekteydi. Bölgede yaşayan gayrimüslim halk Bizans’ın yüklediği ağır vergilerden ve
dinî baskılardan bıktığı için, Türk idaresine daha sıcak bakmaktaydı. Çünkü uc beyleri onlardan daha
az vergi talep ediyor, dinî yaşantısına karışmıyordu. Bütün bunlar Uc beylerinin gittikçe güçlenmesini
sağlamaktaydı.
Beylikler Dönemi:
Türkiye Selçuklularının Moğol tahakkümüne girmesinden sonra uc beyleri daha bağımsız hareket
etmeye başlamıştır. Bu dönemde hem otoritesi kalmayan Selçuklulara hem de Moğollara karşı
mücadele edilmiştir. Anadolu’daki İlhanlı hâkimiyetinin zayıflamasıyla birlikte Türkmen beyleri
bulundukları bölgelerde bağımsızlığını ilân etmişler ve kendi beyliklerini kurmuşlardır. Bu döneme
Beylikler Dönemi adı da verilmektedir. Selçukluların zayıflamaya başlamasıyla ortaya çıkmaya
başlıyan Beylikler, İlhanlı hâkimiyetinin bitmesiyle beraber tam bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır.
Uclarda yer almaları sebebiyle Anadolu’nun Türkleşmesinde büyük hizmetleri vardır. Onlardan kalan
kültür mirası, şehirlerimizi süsleyen eserler, günümüze kadar ulaşmıştır. Anadolu Türk birliğini
sağlamak için bu beylikler birleriyle mücadele etmişlerdir. Nihayet Osmanlı Beyliği gittikçe
güçlenerek, birliği sağlamıştır . Başlangıçta en küçük beyliklerden biri olan Osmanlıların bu denli
büyümesi, bulundukları coğrafya ve güttükleri siyasetle ilgilidir. Söğüt ve Domaniç arasında kurulan
Osmanlılar, Bizans ile savaşarak itibarını artırırken, diğer beylikler zamanla uc olmaktan çıkmışlardır.
Bu sebeple genişleme imkânını bulamamışlar ve birbirleriyle mücadele etmişlerdir.
a-Karamanoğulları (1256-1487)
Oğuzların Afşar boyuna mensuptular. Selçuklu Sultanı I.Alaaddin Keykubad tarafından İç-İl’e
yerleştirilmişlerdi. Nure Sofı’dan sonra oğlu Karaman Bey, Afşarların lideri olmuş ve kurulan beylik
onun adını almıştır. 1256’da Ermenek tarafında kurulan beylik Moğollara ve Selçuklulara karşı
amansız mücadelelere girişmiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey, Selçuklulara isyan eden Hatiroğlu ve
Şehzade Cimri ile iş birliği yapmış; Selçuklular’ın elinden Konya’yı alarak, Cimri’yi (Siyavuş) tahta
oturtmuş idi. Mehmet Bey, Farsça konuşan devlet adamlarına ve Moğollara tepkisini göstermek
için, Türkçeyi resmî dil ilân etmesiyle tanınır.İlhanlıların yıkılmasından sonra Karamanoğulları beyliği
gücünü daha da artırmış, bölgedeki diğer beylikler ve özellikle Osmanlılarla mücadele etmiştir. İlk
Osmanlı-Karaman mücadelesi Alaaddin Ali Bey zamanında başlamış (1361) ve beyliğin sonuna
kadar devam etmiştir. Fatih tarafından kesin olarak itaat altına alınan Karamanoğulları (1473), daha
sonra oluşturulan Karaman Eyaleti ile merkeze bağlanmıştır (1487). Karamanoğulları Beyliği,
Osmanlıların en güçlü rakibi idi. Kendilerini, Selçuklular’ın mirasçısı olarak görmekteydiler. Bunu
gerçekleştirmek için Osmanlılara karşı Timur, Memlûkluler ve Bizans ile iş birliği yapmaktan
çekinmemişlerdir. Karamanoğullarının Türk tarihindeki yeri büyüktür. Onlar her dönemde hürriyet ve
bağımsızlığın sembolü oldular. Anadolu’nun Türkleşmesine ve Türk kültürünün gelişmesine hizmet
ettiler. Ermenek, Konya, Karaman, Niğde vb. şehirleri büyük eserlerle âdeta süslemişlerdir.
b-Germiyanoğulları(1300-1429)
Germiyanlı Türkmenleri önceleri Malatya civarında iken, I.Alaaddin Keykubad zamanında Kütahya
havalisine göç etmişlerdir . Germiyan aşiretinin reisi Alişir Bey ve oğulları Selçukluların hizmetinde
bulunmuştur. I.Yakup Bey zamanında Kütahya merkez olmak üzere Kula, Simav ve Denizli
çevresinde Germiyan Beyliği kurulmuştur (1300). I.Yakup Bey zamanında Germiyanoğulları
sınırlarını Ege’ye kadar genişletmiş; Bizans’ı vergiye bağlamışlardır. I .Yakup Bey’in ölümüyle
Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Karesioğulları gibi yeni beylikler ortaya çıkmıştır. Germiyan Beyleri,
Osmanlılarla yakın ilişkiler kurmuşlardır. Germiyan Beyi Süleyman Şah’ın kızı Devletşah Hatun,
şehzade Yıldırım Bayezid ile evlenmiş; çeyiz olarak Simav, Emet ve Tavşanlı ve çevresi
Osmanlılara bırakılmıştır. Ancak I.Murad’ın Kosova’da şehit düşmesi üzerine II.Yakup Bey
anlaşmayı bozdu. Yıldırım Bayezid bunun üzerine kayın pederini hapsederek ülkesini topraklarına
kattı (1390) . Osmanlıların Ankara Savaşı’nda yenilmesinden sonra Timur, diğer beylikler gibi,
Germiyanoğulları beyliğini de tekrar canlandırmıştır(1402). II.Yakup Bey yeniden beyliğin başına
geçtiyse de, yerine geçecek evlâdı olmadığından, ülkesini Osmanlılara vasiyet etti. Ölümünden
sonra Germiyan Beyliği Osmanlılar tarafından ilhak edildi (1429). Batı Anadolu’nun önemli
şehirlerinden olan Kütahya, sonraları Anadolu Eyaletinin merkezi yapılmıştır.
c-Saruhanoğulları(1300-1410)
Germiyanoğulları komutanlarından Saruhan Bey tarafından kurulmuştur. Merkezi Manisa olan
beyliğin sınırları içerisinde Menemen, Foça ve Kemalpaşa (Nif) da bulunmaktaydı. Yıldırım Bayezid
iç mücadelelerin sürdüğü beyliğe son verdi. Manisa Osmanlıların şehzade sancağı yapıldı (1390).
Fetret devri esnasında tekrar canlanmak isteyen beyliği, Çelebi Mehmet kesin olarak ortadan
kaldırdı (1410).
d-Aydınoğulları(1308-1426)
Germiyanoğullarının sübaşılarından (ordu komutanı) Aydın oğlu Mehmet Bey tarafından kurulmuştur.
Merkezi Birgi olmak üzere Aydın, İzmir ve Manisa çevresine hâkim olmuşlardır. Mehmet Bey’den
sonra başa geçen Gazi Umur Bey zamanı, beyliğin en parlak devridir. Kuvvetli bir donanma kuran
Umur Bey, Ege adalarına seferler yapmış , İzmir’i ele geçirmiş idi (1328). Ancak güçlü bir Haçlı
donanmasının işgal ettiği İzmir’i tekrar kuşattıysa da bu savaşta şehit düştü (1347). Umur Bey’den
sonra Aydınoğulları eski gücünü yitirdi . Yıldırım Bayezid, Karamanlıların kendisine karşı kışkırttığı
beyliği Osmanlı hâkimiyetine aldı(1390). Ankara Savaşı’ndan sonra İzmiroğlu Cüneyt Bey,
Osmanlıların fetret devri mücadelelerine katıldı. Nihayet II.Murat tarafından beyliğe son verildi (1426).
e-Karesioğulları(1293--1359)
Karesi Beyliği’nin kurucusu, Melik Danişment Gazi’nin soyundan gelen Kalem Bey oğlu Karesi
Bey‘dir. Selçuklular tarafından Bizans ucuna yerleştirilen bu beyler, Germiyanlılarla beraber
fetihlerde bulunmuşlardır. Balıkesir ve çevresininin Bizans’tan alınmasıyla beylik kurulmuştur. 1302
tarihinden itibaren ele geçirilen Bergama, Edremit, Susurluk gibi bölgenin mühim yerleşmelerine çok
sayıda Türkmen yerleştirilmiştir. Karesi Bey’in oğulları Demirhan ve Yahşi Bey, beyliği Edremit ve
Balıkesir olmak üzere iki kol hâlinde yönetmişlerdir. Kısa ömürlü olan beylik Orhan Bey tarafından
ortadan kaldırılmıştır (1359). Hacı İl Bey, Evrenos Bey gibi beyliğin ileri gelenleri Osmanlılara
katılarak büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.
f-Menteşeoğulları(1282-1424)
Antalya‘dan gemilerle Muğla kıyılarına çıkan Türkmenler, Menteşe Bey isimli uc beyi liderliğinde
Denizli’ye kadar olan bölgeleri fethetmişlerdi. Muğla ve Aydın’ın fethiyle beylik kurulmuş oluyordu
(1282). Milas, Fethiye, Denizli bölgelerinin de alınmasıyla Mesut Bey zamanında Menteşeoğulları en
geniş sınırlarına ulaşmıştır (1310). Yıldırım Bayezid, ünlü Batı Anadolu seferiyle bu beyliğe de son
vermiştir (1390). Ankara Savaşı ile yeniden ortaya çıkan beylik, Menteşeoğlu İlyas Bey’in ölümünden
sonra Osmanlı yönetimine girdi (1424). Fatih zamanında kesin olarak beyliğe son verildi
(1451).Denizcilikte ileri giden Menteşeoğulları, Güney-Batı Anadolu’nun ve sahillerin Türkleşmesinde
önemli rol oynamışlardır.
g-Hamitoğulları(1280-1423)
Selçukluların batıdaki uc beylerinden Hamitoğlu İlyas Bey, beraberindeki Türkmenlerle, Antalya ve
Göller Bölgesinde faaliyet göstermekteydi. İlyas Bey’in oğlu Dündar Bey , önce Uluborlu, sonra da
Eğridir merkez olmak üzere dedesi Hamit Bey’in adıyla anılan beyliği kurmuştur. Daha sonra beylik
Antalya ve Eğridir şubeleri olmak üzere iki kola ayrılmıştır. Eğridir kolunun başına geçen Dündar
Bey, İlhanlı hâkimiyetini tanımıştır. I.Murat’ın baskısıyla, Hamit Beyi Hüseyin Bey Akşehir, Beyşehir,
Seydişehir ve Yalvaç’ı Osmanlılara satmak zorunda kalmıştır (1374). Tekeoğulları adıyla da bilinen
Antalya koluna ise, Yıldırım Bayezid tarafından son verilmiştir (1391). Ankara Savaşı’ndan sonra
yeniden canlandırılan beylik, 1423’ de kesin olarak Osmanlıların hâkimiyetine girmiştir.
ğ-Sahibataoğulları(1288-1342)
Türkiye Selçuklu veziri Sahib Ata’nın (Fahreddin Ali) iktâ’ı olan Afyonkarahisar ve çevresinde, oğulları
tarafından kurulmuştur. Sahib Ata’nın ölüm tarihi beyliğin başlangıcı olarak kabul edilmektedir
(1288). Nusretüddin Ahmet (İbni Sahib)’in ölümüyle, beylik, Germiyanoğulları tarafından ilhak
edilmiştir (1342) .
h-Eşrefoğulları(1280-1326)
Selçuklu uc beylerinden olan Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından Beyşehir ve Seydişehir
taraflarında kurulmuştur . İlk merkezleri Gurgurum iken daha sonra Beyşehri merkez yapılmıştır.
Süleyman Bey’in yerine geçen oğlu Mehmet Bey, Akşehir ve Bolvadin taraflarını da ele
geçirmiştir.İlhanlıların Anadolu valisi Timurtaş Bey, 1326 yılında beyliğe son vermiştir. Eşrefoğulları
zamanında Beyşehir ve çevresi imar edilmiştir.
ı-Alâiye Beyleri
Alaaddin Keykubad tarafından zapt edilen Alâiye(Alanya) şehrinde (1223), daha sonra küçük bir
beylik kurulmuştu. Alaiye beylerinin Selçuklu hanedanından oldukları söylenir. Alaiye 1293’te
Karamanoğlu Mehmet Bey’in eline geçti. Alaiye’deki Karaman beyleri Memlûklerin hâkimiyetini
tanımıştı. Nihayet şehir 1427’de Memlûklere satıldı. Alaiye Beyleri kendileri ve Memlûkler adına
para bastırdılar. Bu paralardan, ilk Alaiye Beyi’nin Savcı olduğu anlaşılmaktadır. Gedik Ahmet Paşa
Alaiye’yi ele geçirerek, şehri Osmanlı idaresine katmıştır (1462).Tersane ve limanı ile Alaiye bir
ticaret merkeziydi. Bu sebeple Alaiye Beyleri ve şehir halkı oldukça zengin idiler.
i-Canik Beylikleri
Samsun, Giresun, Ordu, Niksar‘ı içine alan Orta Karadeniz bölgesine Canik adı verilmiştir. Canik
bölgesi daha çok Oğuzların Çepni boyu tarafından iskân edilmişti. Türkiye Selçuklularının dağılma
devrinde, ayrı ayrı ailelerden gelen beyler Canik Beylikleri adıyla bölgede hâkimiyet kurmuşlardır.
Bayramoğulları, Kubadoğulları, Taşanoğulları, Taceddinoğulları bunlardan en önemlileridir. Kadı
Burhaneddin Ahmet ve Yıldırım Bayezid arasındaki mücadeleye sahne olan bu bölge II.Murad
devrinde kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine girmiştir (1427).
j-Taceddinoğulları(1378-1428)
Nüfuzlu bir bey olduğu bilinen Emir Taceddin beyliğin kurucusudur. Beyliğin merkezi Niksar olup ,
Bafra ve Ordu’ya kadar sınırlar uzanmaktaydı . Emir Taceddin, ölümüne kadar bölgenin en güçlü
devletini kuran Kadı Burhaneddin ile mücadele etmiştir (1387). Kadı Burhaneddin Niksar‘ı ele
geçirdiğinde Taceddin’in oğullarını yerinde bırakmıştır. Ancak Taceddinoğulları daha çok
Osmanlılardın yanında yer aldılar. Taceddinoğulları’nın son beyi Mahmut, ülkeyi Osmanlılara
bırakmak zorunda kalmış, böylece beylik tarihe karışmıştır (1428 ).
k-Candaroğulları(1292-1461)
Selçuklu Beylerinden Şemseddin Yaman Candar, beyliğin kurucusudur. Bir hizmetine karşılık
İlhanlılar, Kastamonu ve çevresini kendisine vermiş; böylece beyliğin temelleri atılmıştır. Daha sonra
Sinop‘un da alınmasıyla beylik iki kola ayrılmıştır. Sinop kolunda İsfendiyar Bey bulunuyordu.
Osmanlılar bu sebeple beyliğe İsfendiyar Beyliği de demişlerdir. Ankara Savaşı’ndan sonra Çankırı,
Samsun ve Bafra beyliğe dahil edilmiştir. Fatih, Trabzon seferi esnasında bu beyliğe son vermiştir (
1461). Ayrıca Sinop ve Çevresinde Pervaneoğulları, Kastamonu civarında Çobanoğulları ve Ankara‘da
Ahiler kısa süreli hâkimiyetler kurmuşlardır.
5-İlhanlı Hâkimiyetinin Ardından Kurulan Türk Devletleri
a-Eretna ve Kadı Burhaneddin Devletleri(1344-1398)
Devletin kurucusu Eretna, aslen bir Uygur Türk’ü
 idi. İlhanlıların Anadolu Valisi Timurtaş, babasının İlhanlılara isyanı üzerine Mısır’a kaçmış, yerine
Eretna’yı vekil bırakmıştı. Timurtaş’tan sonra Anadolu valiliğine getirilen Şeyh Hasan Celâyirî de, taht
mücadelesine katıldığından Eretna Bey’i görevinde bırakmıştı. İlhanlıların içinde bulunduğu
durumdan faydalanan Eretna Bey, Anadolu’nun orta kesimlerinde hâkimiyetini kuvvetlendirdi.
Bağımsızlığını ilân etti( 1344). Devletin merkezi önce Sivas, sonra ise Kayseri olmuştur.
Eretna Devleti’nde önce kadılık, ardından vezirlik yapan Kadı Burhaneddin Ahmet, devletin içinde
bulunduğu güç durumdan faydalanarak Sivas‘ta tahta çıktı(1381). Kendisi Oğuzların Salur
boyundandır. Kısa zamanda Niğde, Erzincan ve Canik (Orta Karadeniz) bölgelerini hâkimiyetine aldı.
Böylece Eretna Devleti’nden daha güçlü bir devlet kurmuş oluyordu. Kadı Burhaneddin Osmanlılar’a
karşı çetin bir mücadele vermiş idi. Ancak ölümünden sonra devlet dağıldı ve hâkim olduğu bölgeler
Osmanlılar tarafından ele geçirildi (1398).
b-Dulkadiroğulları(1337-1521)
Dulkadiroğulları, Maraş ve Elbistan civarında ortaya çıkmış bir Türkmen beyliğidir. Oğuzların Bozok
kolu ve Ağaçeri Türkmenlerini etrafında toplayan Dulkadiroğlu Zeyneddin Karaca Bey, Memlûklu
sultanının himayesinde, Eretna Devleti’nin elinden Elbistan’ı alarak beyliği kurmuştur(1337). Yerine
geçen oğlu Halil Bey zamanında Maraş, Malatya, Harput tarafları ele geçirilerek sınırlar
genişletilmiştir. Dulkadiroğulları Osmanlılar ile Memlûkler arasında bir tampon görevi görmekteydi.
Varlığını sürdürmek için kâh Osmanlı, kâh Memlûk hâkimiyetini kabul etmişlerdi. XVI. yüzyılın
başlarında başa geçen Alaüddevle Bozkurt, Akkoyunluların elinden Diyarbakır’ı aldı, fakat Şah
İsmail karşısında ağır bir yenilgiye uğradı (1507). Dostluğunu kaybettiği Osmanlılar karşısında da
yenilgiye uğraması üzerine Dulkadirli toprakları Osmanlıların eline geçti (1515). Yerine geçen Ali
Bey, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nde ve Canberdî isyanında, Osmanlılara mühim hizmetlerde
bulunmuştu. Fakat Osmanlı veziri Ferhat Paşa onu kıskandığından, Yavuz’u kışkırttı. Ali Bey hile ile
yakalanarak katledildi (1521). Böylece Dulkadir Beyliği ortadan kaldırılmış oldu (1521).
c-Ramazanoğulları(1378-1608)
Ramazanoğulları, Adana merkez olmak üzere Çukurova bölgesinde kurulmuştur. Beyliğe adını veren
Ramazan Bey, Oğuzların Üçok koluna bağlı Yüreğir boyundandır. Memlûk Sultanı Baybars
tarafından Gazze-Antakya arasına yerleştirilen Türkmenler, daha sonra Adana ve Payas bölgesini
Ermenilerden almışlardı. 1378 tarihinde Memlûklerin gönderdiği vali, Dulkadiroğlu Halil Bey tarafından
öldürüldü. Bu olayla birlikte Ramazanoğulları Beyliği kurulmuş oldu. Ancak Memlûklerin gücünden
çekindikleri için daha çok onların hâkimiyetini tanıdılar. Memlûklerin ve Dulkadirliler gibi iki önemli
güç arasında kalan Ramazanoğulları, Yavuz Selim‘den itibaren Osmanlıların yanında yer almışlardır.
1608’de son Ramazanoğlu Beyi Pir Mansur, görevden alınarak toprakları Osmanlı beylerbeyiliğine
çevrilmiştir.
d-Karakoyunlu Devleti :
İlhanlı Hükümdarı Argun Han zamanında, Türkistandan çıkıp, Fırat ve Dicle
vadilerine yerleşen Yıva, Döğer, Avşar gibi Oğuz boylarından müteşekkil Karakoyunlular (Baranlılar),
İlhanlı Devleti’nin parçalanmasıyla beraber müstakil olmuşlardı. Bu dönemde başlarında bulunan
Bayram Hoca’nın ölümünden sonra (1380), yerine geçen Kara Mehmet Bey, 1388’de Tebriz’i ele
geçirip, burayı başkent yapmıştır. Oğlu Kara Yusuf dönemi (1389-1420) devletin en parlak devri
olmuştur. Timur tehlikesini bertaraf ederek tekrar gücünü artıran Kara Yusuf, Artukluların Mardin
koluna son vermiş, Diyarbakır’dan başka bütün Azerbaycan’ı hâkimiyetine almış ve bir müddet ittifak
kurduğu Ahmet Celayir’i yenerek Bağdat’a hâkim olmuştur(1415). Kara Yusuf’un ölümüyle ortaya
çıkan taht mücadeleleri bir sarsıntıya sebep olmuş ve geçici de olsa birlik Cihanşah döneminde
(1436-1467)sağlanmıştır. Fakat Cihanşah’ın iki kez Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a yenilmesi
ve ölmesi Karakoyunluların sonu olmuştur. Nitekim Uzun Hasan 1469’da Karakoyunlu Devleti’ni
tamamen ortadan kaldıracaktır.
e-Akkoyunlu Devleti
Akkoyunlu Devleti’ni kuran hanedan Oğuzların Bayındır koluna mensuptur. Tıpkı Karakoyunlular gibi
İlhanlı hâkimiyetinin sarsılmasıyla, güçlenen Akkoyunlular, Bayındır, Döğer, Bayat, Çepni gibi Oğuz
boyuna mensup kitleleri ve İnallu, Hacılu, Bayramlu ve Musullu gibi konar göçer cemaatleri etrafında
toplayarak fetihlerde bulunmuşlardır. Henüz XIV. yüzyıl ortalarında Tur Ali Bey, Trabzon Rum devleti
üzerinde baskı kurmuştu. Kara Yülüg Osman Bey’in kadı Burhaneddin Ahmet’i ortadan kaldırması
ve Sivas’ı ele geçirmesiyle (1398) Akkoyunlular tamamen müstakil hâle geldiler. XV. yüzyıl
başlarında devlet, Timur’un da yanında yer alarak gücünü artırdı ve Diyarbakır merkez olmak üzere,
bütün güney ve doğu Anadolu, Akkoyunlu hâkimiyetine girdi. Uzun Hasan dönemi (1453-1478)
Akkoyunluların en parlak dönemi olmuştur. Karakoyunluları ve Hasankeyf’teki Eyyubi hâkimiyetini
yıkan Uzun Hasan, Azerbaycan’ın ele geçmesi üzerine başkenti Tebriz’e nakletmiş ve sınırlarını
doğuda Hazar’a kadar genişletmiştir. Fakat Osmanlılara karşı Otlukbeli’nde uğradığı ağır yenilgi
(1473), Uzun Hasan’ın bütün Türk dünyasının lideri olma hayalini sona erdirdiği gibi, devletinin de
zayıflamasına yol açmış; ölümünden sonra çıkan taht kavgaları sonucunda devlet ikiye bölünmüştür.
Neticede bundan faydalanan Şah İsmail, Tebriz’i ele geçirerek Akkoyunlu Devleti’ne son verip, Safavi
Devleti’ni kurmuştur (1502).


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...