4.6.3 Yıldızların Yaşamı
Ömürleri boyunca yıldızlar içe
doğru olan kütle çekimi ile savaşır. Yıldızı dengede tutan, çekirdek
tepkimelerinin ürettiği dışa doğru basınçtır. Bu çekirdek tepkimeleri yakıt
ister, bu yakıt esas olarak hidrojendir. Bu demektir ki kimi uzun yaşar kimi
kısa, fakat hepsinin bir sonu vardır. Sonunda hidrojen kaynağı tükenir ve bu
yıldız için sonun başlangıcıdır.
H-R diyagramında anakolun, yüzeyden
saldıkları ışınımı özeklerinde hidrojeni yakıp helyuma dönüştürerek karşılayan
yıldızların geometrik yeri olduğunu yukarıda söyledik. (Burada yanma sözü ile
bir odun ya da kömürün yanması gibi kimyasal yanma değil, çekirdek tepkimesi ile
bir elementten daha ağır element oluşturma süreci -fiziksel işlemi-
kasedilmektedir). Yıldızlar yaşam sürelerinin yaklaşık % 90'ını anakol
çevresinde geçirirler; bu arada yavaş yavaş evrimleşirler, yaşlanırlar. Bu
evreyi, insanların gençlik ve yetişkinlik çağına benzetebiliriz. İhtiyarlık kısa
sürelidir, arkasından ölüm çabuk gelir.
Gözlemler göstermiştir ki
yıldızların atmosferlerinin kimyasal bileşimleri hemen hemen hepsinde aynıdır:
Yaklaşık her 100 atomun 90'ı hidrojen, 9'u helyum, 1 ‘i diğer daha ağır
elementlerdir. Helyumdan daha ağır elementlerin toplam kütlesi, yıldız
kütlesinin % 3 ünden fazla değildir. Yıldızlar fiziğinde iyi bilinen bir teoreme
göre, yıldızın bütün özelliklerini kütlesi ve kimyasal yapısı belirler. Kimyasal
yapıları yaklaşık aynı olduğuna göre, bir yıldızın iç yapısını, büyüklüğünü,
sıcaklığını, ışınım gücünü, evrimini, ömrünü ve geleceğini yalnız kütlesi
belirler. Yıldızları gelecekleri açısından sınırlar çok kesin olmamakla birlikte
şu üç gruba ayırabiliriz:
a) Küçük kütleli yıldızlari: Kütlesi
0.08 - 0.8 M☉ arasında olanlar. Bunlar, ana kolda 10 milyar yıldan
daha uzun yaşarlar; şimdiye kadar oluşanların hepsi hala ana koldadır. Toplam
cücelerin, yani ana kol yıldızlarının % 90' ını oluştururlar. Geleceğin kırmızı
devleri, beyaz cüceleridirler.
b) Orta kütleli yıldızlar: Kütlesi
0.8 - 8 M☉ arasında olanlar. Güneşin de içinde olduğu bu grup, toplam
cücelerin % 10'unu oluşturur. Geleceğin kırmızı devleri, üstdevleri, sefeidleri,
Mira yıldızları, novaları ve beyaz cüceleridirler.
c) Büyük kütleli
yıldızlar: Kütlesi > 8 M☉ olanlar. Toplam sayı ancak % 1
kadardır. Geleceğin üst devleri, sefeidleri, süpernovaları, nötron yıldızları,
karadelikleri (?) dirler. Yani geleceğin en görkemli olaylarını bu yıldızlar
oluşturacaktır. Ayrıca belirtmek gerekir ki gözlenen yıldızların hemen hepsinin
kütlesi 70 güneş kütlesinden küçüktür; gözlenen en büyük kütle 150 güneş kütlesi
olmuştur (Büyük Macellan Bulutunda).
4.6.4 Bir Yıldızın Ömrü
Cebinde çok parası olan savurgan
bir kişi, parası az fakat tutumlu başka birine göre daha erken "sıfırı tüketir
". Bir yıldızın toplam enerji kaynağı (cebindeki parası) onun kütlesi, bu
enerjiyi harcama hızı ise ışınım gücü, yani bir saniyede saldığı enerji
miktarıdır. O hâlde yıldızın ömrü, kütlesinin ışınım gücüne bölümü ile orantılı
olacaktır. Çift yıldız gözlemlerinden bir yıldızın kütlesi ile ışınım gücü
arasında L = CMn şeklinde bir bağıntı olduğunu grafik olarak
görmüştük; burada C bir sabit, n ise, yukarıdaki gruplara bağlı olarak, 2.5 ile
4.0 arasında bir sayıdır. Kolaylık olsun diye n = 3 alalım ve yukarıdaki
gruplara ait tipik yıldız ömürlerini Güneş'in ömrü ile karşılaştıralım:
Görülüyor ki bir yıldızın ömrü onun
kütlesi ile ters orantılıdır, yani yıldızın kütlesi büyüdükçe ömrü
kısalmaktadır. Güneşin ömrü t☉=10 milyar yıl hesaplanmaktadır. Demek
ki tayf türü M olan bir kırmızı cücenin ömrü bir trilyon yıl kadardır, bu ise
galaksinin şu andaki yaşının çok üstündedir. Bu nedenle (a) grubundaki
yıldızların tümü hâlâ ana koldadır; dolayısıyla geleceklerinin ne olacağının
örneği gözlenmemiştir. Öte yandan (c) grubundaki bir sıcak O tayf türünden bir
anakol yıldızı, bir kaç milyon yılda ömrünün sonuna gelmektedir. Yer yüzündeki
dinozorların yok olduğu tarihten beri birçok O yıldızı gelmiş ve gitmiştir.
4.6.5 Yıldızların evrimi
Şimdi, içinde Güneş'in de olduğu
orta kütleli (b grubu) yıldızların evriminin ayrıntılarına bakalım ve biraz
geleceğimizi öğrenelim:
Özekteki hidrojenin hemen hemen tümü (tüm
yıldızın yaklaşık % 10'u) helyuma dönüştüğü zaman anakol evresi son bulur. 1
güneş kütleli yıldızlar için bu süre yaklaşık 10 milyar yıldır. Güneş 5 milyar
yıl yaşında olduğuna göre, anakol evriminin yarısındadır. Güneş 10 milyar yıl
yaşına gelince, özekte hidrojen tükenir, hidrojen helyum özeğini çevreleyen
kabukta yanmaya başlar. Şekil 4.26 da B noktasına gelinceye kadar çapı biraz
artar ve yüzey sıcaklığı düşer. Burada yıldız bir altdevdir. Helyum özeğinde
enerji üretimi olmadığı için basınç dış katmanların ağırlığını taşıyamaz ve
çöker. Çöken özek ısınır, hidrojeni yakan kabuğun sıcaklığını, dolayısıyla
enerji üretimini hızla artırır. Artan enerji üretimi üst katmanların yaklaşık
sabit yüzey sıcaklığında genişlemesine neden olur, yarıçap artar. Yıldız artık
kırmızı dev olmuştur (Şekil 4.26’da B-C arası). İç yapısı ana kol
yıldızınınkinden çok farklıdır. Maddenin çoğu merkezde toplanmış, atmosfer
genişlemiştir. Özek büzüldükçe sıcaklığı da yükselmeyi sürdürür, yaklaşık 100
milyon dereceye ulaşınca helyum patlamalı bir şekilde ateşlenir (Şekil 4. 26, C
noktası) ve
3He → C + E
şeklinde özetlenebilecek
tepkimelerle karbona dönüşmeye başlar. Burada E yine açığa çıkan enerjiyi
gösterir. Bu şekilde üretilen karbon çekirdeklerinin bir kısmı He çekirdeği ile
birleşip oksijene dönüşür. Helyum ateşlenmesi önce hidrojen yakan kabuğu
söndürür; yıldızın parlaklığı biraz azalır, yarıçapı küçülür, fakat kabukta
hidrojen yanması yeniden başlar (Şekil 4.26, D noktası yöresi). Özekte helyum
tükenince, yanmayı özek çevresindeki kabukta sürdürür. Böylece iç kabukta He,
dış kabukta H yanar, C-O özeği çöker. Kabukta enerji üretimi üst katmanların
genişlemesine neden olur (Şekil 4.26 , D-E arası). Genişleme nedeniyle hidrojen
yakan kabuk dışa doğru sürüklenir, soğur ve söner. Helyum miktarı azalınca
enerji üretimi düşer; önceki H kabuğu çöker, ısınır ve yeniden ateşlenir.
Böylece hala çökmekte olan C-O özeğinin çevresinde taze He birikir. Bu yeni He
kabuğu, derinde gömülü nükleer bomba gibi yeniden ateşlenir, dış katman
genişler. Olay yaklaşık her birkaç yüz bin yılda bir tekrarlanır. Bu patlamalar
yıldızın daha kısa sürelerle zonklamasına, yani yarıçapın ve parlaklığın
değişmesine neden olur. Artık yıldız değişen bir kırmızı devdir. Mira değişen
yıldızlarının bu evrede olduğu kabul edilmektedir (Şekil 4.26 , E çevresi);
ışınımları, 100 gün ile 5 yılı aşan dönemlerle, %20-50 arasında değişir.
Kırmızı dev evresinde yıldız, büyük miktarlarda kütle kaybeder; buna
zonklamanın oluşturduğu şok dalgaları neden olur. Birkaç bin yıl içinde yıldız
atmosferini tümden kaybeder, sıcak özek açığa çıkar (Şekil 4.26, F yöresi). Bu
sıcak özeğin ışınmı çevresindeki gazı iyonlaştırır, genişleyen bu gaza
“gezegenimsi bulutsu” denir (Şekil 4.29); sıcak özek, bulutsunun merkez
yıldızıdır. Bulutsu genişlemeyi sürdürür ve zamanla yıldızlararası ortama
karışır.
Güneş kütlesinde bir yıldız, kütlesinin yaklaşık % 35 ini uzaya
atar. Geriye kalan C-O özeği dejenere (yoz) maddedir, üst katmanlarda ağırlık
uygulayan madde de kalmadığı için daha fazla büzülmez ve sıcaklığını
yükseltemez. Bu nedenle karbon yanmasını başlatamaz. Yaklaşık yüzbin yıl içinde
karbon-oksijen beyaz cücesi olur. (Kesim 4.7 ye bakınız).
Şekil 4.26: Güneş kütlesinde bir
yıldızın H-R diyagramındaki evrimi üstteki şekilde ve bu evrim sırasında hangi
yakıtları yakarak yaşamını sürdürdüğü alttaki şekilde görülmektedir (yarıçap
ölçeğe göre değildir, yıldızın evrim aşamalarındaki yarıçapı üstteki şekilde
kesikli eş yarıçap çizgilerinden okunabilir).