Anlatılır ki;
Mecnun'un Babası oğlunun bu durumuna çok üzülür ve onu arayıp çölde bir köşede bulur. "Leyla bizdedir" diye kandırıp onu eve getirir. Evde Mecnun'a öğütler verir, hangi kızı beğenirse alacağını söyler. Ancak gözü Leyla'dan başkasını görmeyen Mecnûn yine çöllere döner.
Mecnun'un babası çaresiz kalınca kabilesinin büyükleriyle birlikte Leyla'yı istemeye gider. Leyla'nın babası Kays'ın artık "mecnun" (deli, çılgın) diye anıldığını, bu durumda bir deliye kız veremeyeceğini söyler. Ancak iyileştiği taktirde kızını Kays'a verebileceğini söyler.
Mecnun'un babası oğlunu bulup bu sözleri ona aktarır. Mecnun ise akıllanmasının kendi elinde olmadığını söyleyerek babasından yardım ister. Babası en iyi doktorları çağırır, Mecnun'u iyileştirmeye çalışır; ama başaramazlar. Babası Mecnun'u Kabe'ye götürür ve bu dertten kurtulması için Allah'a yalvarmasını ister. Gittikçe Leyla'dan çok aşkın büyüsüne kapılan Mecnun ise tersine derdinin artması için dua eder. Kâbe'de şu gazeli okur:
Bu gazel, Mecnûn'un münacâtıdur:
Yâ Râb 6ela'yı aşk-ile kılâşinâ meni
Bir dem 6e(â-yı aşıdan etme cüda meni
Az eyleme inayetimi ehl-i derdden
Yani ki çok belâlara kıl mübtelâ meni
Oldukça men götürme Belâdan irâdetüm
Men isterem belâyı çü ister belâ meni
Temkinümi belâ-yı mahabbetde kılma süst
Tâ dûst ta'n edüp demeye bî-vefâ meni
Getdükçe hüsnin eyle ziyâde nigârumun
Geldükçe derdine beter et mübtelâ meni
Men handan u mülâzemet-i i'tibâr ü câh
Kıl kâbil-i saâdet-ifakr ufenâ meni
Eyle zaîf kıl tenüm firkatinde kim
vaslına mümkün olayetürmek sabâ meni
Nahıvet kılup nasib fuzulî kimi mana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak nana meni
Bu gazel Mecnûn'un yalvarmasıdır.
Alahım Beni aşk belasıyla dost eyle, beni bir an olsun aşk belâsından ayırma.
Dert çekenlerden yardımını azaltma, yani beni çok belâlara düşür.
Ben var oldukça (benden) belâ isteğimi eksik etme; ben belâyı isterim; çünkü belâ da beni ister.
Aşk belâsında ağırbaşlılığımı bozma, sonra dost (beni) ayıplayıp da bana vefasız demesin.
Sevgilinin güzelliğini daha da arttır, (o) geldikçe beni onun derdine daha beter tutkun et.
Ben nerede, dünya varlığına, büyüklüğe özenip bağlanmak nerede? Beni yoksulluğun ve yok olmanın mutluluğunu kabul edici yap.
Onun ayrılığında vücudumu öyle zayıflat ki, sabah yeli beni götürüp ona kavuştursun.
Allah'ım! Fuzûlî gibi bana (da) gururu, kibri nasip edip beni benliğime sımsıkı bağlama...Fuzulü üstadın Leyla Mecnunu bu...galiba İskender pala da okumuştuk..
--------------------
Mecnun'un Babası oğlunun bu durumuna çok üzülür ve onu arayıp çölde bir köşede bulur. "Leyla bizdedir" diye kandırıp onu eve getirir. Evde Mecnun'a öğütler verir, hangi kızı beğenirse alacağını söyler. Ancak gözü Leyla'dan başkasını görmeyen Mecnûn yine çöllere döner.
Mecnun'un babası çaresiz kalınca kabilesinin büyükleriyle birlikte Leyla'yı istemeye gider. Leyla'nın babası Kays'ın artık "mecnun" (deli, çılgın) diye anıldığını, bu durumda bir deliye kız veremeyeceğini söyler. Ancak iyileştiği taktirde kızını Kays'a verebileceğini söyler.
Mecnun'un babası oğlunu bulup bu sözleri ona aktarır. Mecnun ise akıllanmasının kendi elinde olmadığını söyleyerek babasından yardım ister. Babası en iyi doktorları çağırır, Mecnun'u iyileştirmeye çalışır; ama başaramazlar. Babası Mecnun'u Kabe'ye götürür ve bu dertten kurtulması için Allah'a yalvarmasını ister. Gittikçe Leyla'dan çok aşkın büyüsüne kapılan Mecnun ise tersine derdinin artması için dua eder. Kâbe'de şu gazeli okur:
Bu gazel, Mecnûn'un münacâtıdur:
Yâ Râb 6ela'yı aşk-ile kılâşinâ meni
Bir dem 6e(â-yı aşıdan etme cüda meni
Az eyleme inayetimi ehl-i derdden
Yani ki çok belâlara kıl mübtelâ meni
Oldukça men götürme Belâdan irâdetüm
Men isterem belâyı çü ister belâ meni
Temkinümi belâ-yı mahabbetde kılma süst
Tâ dûst ta'n edüp demeye bî-vefâ meni
Getdükçe hüsnin eyle ziyâde nigârumun
Geldükçe derdine beter et mübtelâ meni
Men handan u mülâzemet-i i'tibâr ü câh
Kıl kâbil-i saâdet-ifakr ufenâ meni
Eyle zaîf kıl tenüm firkatinde kim
vaslına mümkün olayetürmek sabâ meni
Nahıvet kılup nasib fuzulî kimi mana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak nana meni
Bu gazel Mecnûn'un yalvarmasıdır.
Alahım Beni aşk belasıyla dost eyle, beni bir an olsun aşk belâsından ayırma.
Dert çekenlerden yardımını azaltma, yani beni çok belâlara düşür.
Ben var oldukça (benden) belâ isteğimi eksik etme; ben belâyı isterim; çünkü belâ da beni ister.
Aşk belâsında ağırbaşlılığımı bozma, sonra dost (beni) ayıplayıp da bana vefasız demesin.
Sevgilinin güzelliğini daha da arttır, (o) geldikçe beni onun derdine daha beter tutkun et.
Ben nerede, dünya varlığına, büyüklüğe özenip bağlanmak nerede? Beni yoksulluğun ve yok olmanın mutluluğunu kabul edici yap.
Onun ayrılığında vücudumu öyle zayıflat ki, sabah yeli beni götürüp ona kavuştursun.
Allah'ım! Fuzûlî gibi bana (da) gururu, kibri nasip edip beni benliğime sımsıkı bağlama...Fuzulü üstadın Leyla Mecnunu bu...galiba İskender pala da okumuştuk..
--------------------
sözü önce söyleyeyim özüme,
yoksa kalpten kalbe gitmez,kurbanım.
yoksa kalpten kalbe gitmez,kurbanım.