1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bir veya iki yetimi evine alarak yediren içiren
ve onun meşakkatlarına sabır eden kimseyle
cennette işaret ve orta parmak gibi bir arada olacağız.”[614]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ben, yetime bakan kimseyle cennette iki parmak gibi oluruz.”[615]
(73) Bir Yetimin Geçimini Sağlıyanın Fazileti
131— Ebû Hüreyre (Radiyallahu anh) yolu ile Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den şu hadîs-i şerif rivayet edilmiştir:
«— Dul ve yetimlerin ihtiyacına koşan, Allah yolunda cihad edenlerle, gündüzün oruç tutup, geceyi ibadetle geçiren gibidir.»[262]
Dul ve yetimler, fakir miskinler için geçimlerini sağlayan bir k'mse bulunmadığı zamo'n onların ihtiyaçlarını karşılamak ve onlarla meşgul olup, dertlerine deva ve çareler aramak, en büyü1; ibâdetlerin sevabını kazanmaya vesile olur. Allah yolunda savaşmak, gündüzleri oruç tutup, geceleri ibâdetle geçirmek, sevabı büyük olan ibâdetlerdir. Bu İbâdetlerle elde edilen sevâb, kimsesiz dullara ve yetimlere yapılacak yardım ve muavenetle kazanılmış olur.[263]
79) Yetimin Terbiyesi
142— (40-s) Şümeysetü'l-Antekiyye'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«Âİşe (Radiyaüakü anha) 'hin yanında yetimin terbiyesinden konuşuldu. Bunun üzerine Hazret! Âişe buyurdu ki:
«Ben, yetimi, uslanıncaya kadar döverim.»[283]
Hazreti  i ş e 'nin bu ifadesinden anlaşılıyor ki, insan kendi evlâdını dövdüğü gibi, yaramazlık eden yetim bir çocuğu da aynen kendi evlâdı gibi, acıtarak dövebilir. Umumiyetle Hazreti  i ş e 'nin yanında kardeşi çocukları yetim durumunda himaye edilmişlerdir. Bunlara karşı, Hazreti A i ş e 'nin merhamet ve sevgi beslediği muhakkaktır. Bununla beraber, yetimleri dövmesi, kötü alışkanlıklarını bırakmaları içindir. Onları dövmemek sureti ile terbiyelerini ihmâl etmek, kendilerine fenalık olur. Ancak keyfî olarak ve lüzumsuz yere veya kendi çocuklarından ayırt edecek şekilde yetimlere muamelede bulunmak, onlara zulüm olur, günâh olur. Hazreti A i ş e 'nin beyanı, muhakkak surette yetim çocukların dövülmesi manâsına gelmez ve böyle bir manâ çıkarmamalıdır. Ancak gerektiği zaman, evlâd dövüldüğü gibi, bunların da dövülebileceğini bize anlatmaktadır.
Yetimin malını korumayı ve onu gözetip terbiye etme işini üzerine alan kimse, israf yapmamak şartı İle, örfe göre yetimin malından yiyebilir. Ye-tİm malını, kendi malına karıştırmamak şarttır.[284]178 - Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz" Orta parmağı ile baş parmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret etti."
Buhârî, Talak 14, Edeb 24; Tirmizî, Birr 14, (1919); Ebu Dâvud, Edeb 131, (5150).
179 - İbnu Abbâs anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dâhil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır."
Tirmizî, Birr 14, (1918).
"Allah Kuran’da yetim hakkı üzerinde özellikle durmuştur: Gerçekten, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. Onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir." (Nisa Suresi, 10)
Resulullah Efendimiz de yetimlerin hakkının korunması titizlikle durmuş ve yetim hakkı yiyenlerin dünya ahirette acı bir azapla karşılaşacaklarını söylemiştir:
"Müslümanlar arasında bir yetimi alıp yedirip içiren kimse affedilmeyecek bir günah işlememişse elbette Allah onu cennete sokacaktır."(Tirmizi)
"Müslüman toplumunun evlerinin en hayırlısı, kendisine iyilik edilen bir yetimin bulunduğu evdir. En şerlisi ise, yetimin kötülüğe uğradığı evdir." (İbn-i Mace)
"Allah’ım, ben şu iki zayıfın hakkının zayi edilmesinden insanları sakındırır ve menederim: Kadınlar ve yetimler." (İbn-i Mace)
Toplumumuzda yetimlerin olduğu kadar, yoksul ve yaşlılarında alaka ve yardıma ihtiyacı vardır. Tüm müslümanların çevresinde bu durumda olanlarla ilgilenmesi Resulullah’ın sünnetinin gereğidir:
"Kimsesizler için çalışan kişi, Allah yolunda cihad eden veya gündüzlere oruç tutup gecelere ibadetle geçiren kimse gibidir."(Müslim)
"Bir genç bir ihtiyara yaşlılığından dolayı hürmet ederse, Cenab-ı Hak, o gence yaşlandığı vakit ikram edecek kimseleri mutlaka bahşeder." (Tirmizi)
"Yaşlılara saygı göstermek Allahu Teala’ya ta’zimdendir." (Ebu Davud)