21 Şubat 2012

BİR ÖNCEKİ SAYFANIN DEVAMI..5..HADİSLER

Genel Yasaklar
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Üç mescidden başkasına yola çıkılmaz: Mescld-i Haram (Ka’be) benim şu mescidim ve Mescid-i Aksa.”
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kurbağaları öldürmeyiniz; çünkü onların sesleri tesbihtir.”[1163]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur.”[1164]
Mekke'nin fethini müteakip Mekke'den Medine'ye hicret kalkmıştır. Ancak bir müslümanın dinî vecibelerini yerine getiremediği bir yerden hicret etmesi kıyamete kadar bakidir.[1165]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Üç günden sonra (dargınlık sebebiyle) ayrılık yoktur.”[1166]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Rüzgâra sövüp saymayınız; çünkü rüzgâr, Allah'ın emir ve fer­manıdır, rahmet de getirir, azap da getirir, fakat Cenâb-i Allah'dan rüzgâ­rın hayrını isteyiniz ve onun şerrinden Allah'a sığınınız.”[1167]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
"Karılarınızın kapılarını geceleyin çalmayınız.”[1168]
Seyahatte bulunan kimse, evine dönüşünü geceye rastlatmamalıdır. Fakat geceleyin dönmüş olursa o geceyi dışarda geçirmesi ve evinin ka­pısını gündüz gözüyle çalması buyurulmaktadır.[1169]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Nimet içinde yüzmekten sakın; çünkü Allah'ın (kâmil) kulları, nimet içinde yüzen değillerdir.”[1170]
8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Rızkı yavaş bulmayınız; çünkü hiç bir kul, kendisine rızkının sonu ulaşmadan ölmeyecektir. Allah'dan korkunuz ve rızık talebinde dürüst hareket ediniz: Helâlin alınması ve haramın bırakılması.”[1171]
Rızık talebinde dürüst hareketin, halâlın alınması ve haramın terk-edilmesi olduğu bizzat hadis-i şerifin kendisinde belirtilmiştir.[1172]
9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Dört hayvanı öldürmeyi menetti: Karınca, arı, hüdhüd (ibibik) ve göçeğen kuşu.”[1173]
Karınca, zararlı olduğu takdirde öldürülür. Arı faydalı bir hayvan ol­duğundan, hüdhüd de Hz. Süleyman'ın kuşu olduğundan öldürülmemesi em­redilmiştir. Göçeğen kuşunu Araplar cahiliyet devrinde uğursuz addederek öldürürlerdi. Bu yüzden onun da öldürülmemesi emredildi.[1174]
10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ağarmış kılları yolmayı menetti.”[1175]
11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Erkeğin safran sürünmesini men etti.”[1176]
12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kişinin, ayakkabılarını ayakta giymesini menetti.”[1177]
13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kişinin, gölge ile güneş arasında oturmasını menetti.”[1178]
14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kılıcın yalın olarak alıp verilmesini menetti.”[1179]
15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Düşman ülkesine Kur'an'la seyahat edilmesini menetti.”[1180]
16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Derinin iki parmak arasında (gerilerek) kesilmesini menetti.”[1181]
17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Çekirdeği bozacak kadar (hurma aşını) pişirmemizi menetti.”[1182]
18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Herhangi bir kişinin, giydirmediği kimsenin giysisi ile elini ku­rulamasını menetti.”[1183]
19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Devenin burnuna halka takmanın, bu halkadan yular geçirmenin, seyyahlığın, münzevî hayat yaşamanın, ruhbaniyetin müslümanlıkta yeri yoktur.”[1184]
20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kadın kadını ellemez ve onu kocasına, sanki gözünün önündeymiş gibi anlatmaz.”[1185]
21- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Dört ismi takmayı menettik Eflah, Yesar, Nâfi’ ve Rebâh.”[1186]
Bu hadîsde belirtilen isimlerin manâlarında İslâm şeriatının esasla­rına uymayan bazı durumlar bulunduğundan Rasûl-i Kibriya Efendimiz bu isimlerin takılmamasını emretmiştir. Bu isimlerin Türkçe anlamları sırasıyle şöyledir: Kurtulmuş, varlık veya sol, yararlı veya yarar veren ve kazanç. Şurası malumdur ki yarar ve zarar veren yalnız Allah'tır. Kurtuluş ve kazanç da yalnız O'ndandır.[1187]
22- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kadının başını tıraş etmesini menetti.”[1188]
23- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Canlı bir varlığın hedef alınmasını menetti.”[1189]
24- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kişinin, korkuluğu bulunmayan dam özerinde uyumasını menetti.”[1190]
26- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Duvarların örtülmesini (duvarlara halı ve benzeri eşya asılması­nı) menetti.”[1191]
27- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Zamanı kötülemeyiniz; çünkü Allah'ın kendisi zamandır.”[1192]
Zaman ve mekânın yaratıcısı Allah'tır. Zaman ve mekân içinde ce­reyan eden hâdiseler, zaman veya mekânın kendi eseri değil, Allah'ın ese­ridir. Bu bakımdan zaman veya mekâna dil uzatmak, doğrudan doğruya Al­lah'a karşı saygısızlık olur.[1193]
28- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Horozu kötülemeyiniz, çünkü o, namaza kaldırır.”[1194]
29- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şam halkına sövüp saymayınız; onların içinde Hakk dervişleri vardır.”[1195]
30- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sıtmaya sövüp sayma! Çünkü o, körüğün demirin pasını gider­diği gibi Âdem oğullarının hatalarını giderir.”[1196]
Bu hadis-i şerif, Sahabe'den Ümm-i Sâib'e hitaben söylenmiştir.[1197]
31- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yerleşme bölgelerinden uzak yerlerde oturmayınız; çünkü ıssız yerlerde oturan, kabirlerde oturan gibidir.”[1198]
32- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Üzüm bağını kerm diye adlandırmayınız ve “zamanın kaybı” de­meyiniz. Çünkü Allah'ın kendisi zamandır.”[1199]
Kerm, kerem demek olduğundan ve keremin de Allah'a mahsus olmasından ötürü bu isim başka varlıklara lâyık görülmemiştir.[1200]
33- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Mugalata (yanıltmaca) lardan menetti.”[1201]
34- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Dışkı yiyen hayvana binmeyi veya onun sütünden içmeyi men­etti.”[1202]
35- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Diba, ipek ve atlası menetti.”[1203]
36- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Fiske ile vurmayı menetti.”[1204]
37- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kaplan derilerinin üzerine binmeyi menetti.”[1205]
38- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yalanı menetti.”[1206]
39- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bir nefeste dikmeyi menetti ve şöyle buyurdu: İşte bu, bu şeytanın içişidir.”[1207]
40- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sıcak yemeğin soğumadan yiyilmesini menetti.”[1208]
41- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Canlının teninden parça kesmeyi menetti."[1209]
42- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sesli yellenmeden gülmeyi menetti.”
Hadisin tamamı şöyledir: “Herhangi biriniz, kendi yaptığı işten niçin gülüyor?”[1210]
43- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Müşriklerle tokalaşmayı, onlara künyeleriyle hitap etmeyi onların hal ve hatırlarını sormayı menetti.”[1211]
44- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Müslümana sarûra demeyi menetti.”[1212]
Sarûra, cinsel münasebette bulunma gücüne sahip olmayan erkek demektir. Buruk ve iğdişte görülen durum onda aynen mevcuttur; ancak bu­rulmuş veya iğdiş edilmiş değildir.[1213]
45- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ölülerin ardından (abartmalı şekilde) ağıt söylemeyi menetti.”[1214]
46- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yüksek sesle ağlamayı, (gerçeğe dayanmayan) şiiri, heykelleri, yırtıcı hayvan derilerini, kadının süs eşyasını göstermesini (açılmasını), şarkı söylemeyi, ipekliyi ve ipeği menetti.”[1215]
47- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yalnızlığı, kişinin tek başına geceyi geçirmesini menetti.”[1216]
48- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yüzü dağlamayı ve yüze vurmayı menetti.”[1217]
49- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Dövme'yi menetti.”[1218]
50- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kırbanın ağzını dışa bükmeyi menetti.”[1219]
51- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şer'î cezanın gereği olan kırbaçlamanın mescitlerde yapılması­nı menetti.”[1220]
52- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yırtıcı hayvanların derilerini menetti.”[1221]
53- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Başın gerisini (ense üstünü), hacamat esnasından başka traş et­meyi menetti.”[1222]
54- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Altın yüzüğü ve demir yüzüğü menetti.”[1223]
55- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Cin kurbanlarını menetti.”[1224]
Cinlerin şerrinden korunmak için onlara kesilen kurbanları yasakladı.[1225]
56- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kaplan derilerine binmeyi ımenetti.”[1226]
57- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ölülere sövüp saymayı menetti.”[1227]
58- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Birbiriyle övünme yarışına giren iki kişinin yemeğinin yiyilme­sini menetti.”[1228]
59- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hayvanı hapsederek (yiyecek ve içeceksiz) öldürmeyi menetti.”[1229]
60- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Topraktan korununuz (günahlarınıza şahit olmasın); çünkü o si­zin ananızdır ve üzerinde hayır veya şer işleyen “kişiyi mutlaka bildirecek­tir.”[1230]
Hayırlı Akibet
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kulum, rahmetime kavuşmayı severse, bende onun rahmetim kavuşmasını isterim. Benim rahmetime kavuşmaktan hoşlanmayan kulumun ise, rahmetime kavuşmasından hoşlanmam.”[134]
Her Zorluktan Sonra Kolaylığın Olması
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Mümin bir kimsenin içinde bulunduğu) zorluğu, kertenkele yuvasından dahi çıkaracak bir kolaylık vardır.”[338]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Çok istiğfar eden bir kimse için, Hz. Allah her düşünce ve üzüntüsüne karşılık huzur ve rahatlık, her sıkıntısına karşılık da bir kur­tuluş yolu, zannetmediği yoldan ise rızkını verir.”[339]
Hz. Allah'ın Kitabı Ve Hz. Muhammed'in Sünneti
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ben aranızda öylesine değerli iki şey bıraktım (ki, ona sadakatla sarıldığınız müddetçe) doğru yolu bırakıp küfür yoluna sapmayacak­sınız.”
a) Allah'ın kitabı olan Kur'an-i kerim,
b) (Hadislerle belirtilen) sünnetim.
Allah'ın kitabı olan Kur'an ve benim yolumu gösteren hadisler, kıya­met günü, havuzun kenarına gelinceye kadar, birbirinden ayrılmazlar. Çün­kü bunlar birbirlerini açıklayıcı ve tamamlayıcı olarak birbirlerinin aynısı­dır.”[554]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Muhammed'in hadisleri iki kısma ayrılır. Biri farz olanı açıklamakta, diğeri ise farz olmayan faziletleri açıkla­makta:
a) (Namaz, oruç, zekât gibi) aslı Allah'ın kitabında olan Kur'an-ı Kerimde bulunanları açıklanmaktadır. Bunu uygulamak hidayet yolunu bul­mak, red edip terk etmek ise sapıklıktır.
b) Allah'ın- kitabında aslı olmayan hadislerdir, (Sabah, öğle ikindi, akşam ve yatsı namazlarının sünnetleri gibi. Bunları kabul edip yerine getirmek fazilet, yapmamak ise hatadır.”[555]
Hz. Muhammed'in Sünneti (İzi) Ve İhya Etmesi
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ey Bilâl! Benden sonra terkedilmiş sünetlerimden herhangi bi­rini tekrar işleyip eski hayata kavuşturan bir kimse, ondan sonra onu iş­leyen kimsenin kazandığı sevap kadar sevap kazanır. O işleyenlerin seva­bında hiç bir noksanlık olmayacaktır. Allah'ın, peygamberin razı olmadı­ğı (bar, pavyon gibi zarar doğurucu) bid'atı icat eden bir kimsenin, icat ettiği bid'at-ı işleyenlerin kazandığı günah kadar günah kazanır ki, onla­rın günahlarında da herhangi bir noksanlık olmayacaktır.”[297]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sünnetimi değiştirecek ilk kişi, Beni Ümmiye kabilesine men­sup bir kimse olacaktır. (Ki, bu da Hz. Muaviye'nin oğlu Yezid olsa gerek. Çünkü Hz. Hasan'ı zehirleyerek öldüren ve Hz. Hüseyin'e karşı savaşıp Kerbelâ denilen yerde günlerce aç ve susuz bırakıp öldürmekle peygam­berin sünnetini çiğneyen ilk kişi o olmuştur.)”[298]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Muhakkak ki, ben hadisleri sizler için söylüyorum. Sizlerden burada hazır olanlar benden işitip öğrendiklerini burada olmayanlara öğ­retsinler.”[299]
“Sevgili peygamberimiz (s.a.s) buyurmuş oldukları hadislerin ışığı altında bilenlerin bilmeyenlere dini bilgi ve meselelerini öğretmele­rini teşvik etmekte. Zira günümüze kadar süregelen ve kıyamete dek de yaşayacak olan İslâm dini, onu öğretip yaymaya çalışan kişilerin gayret­lerinin bir meyvesidir. Allah bizi, Islama hizmet edip yaymaya çalışan imanlı salih kullardan eylesin. Amin.[300]
Hz. Muhammed'in Vasiyetleri
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Bu hadisde peygamberimizin 13 vasiyeti yer almıştır:)”
a) Ben sana, Allah'a karşı takvalığı (emirlerine itaat, yasaklarından ise kaçınmayı) tavsfye ediyorum. Çünkü bu, tüm işlerin başıdır.
b) Kur'an-i Kerim çokça okuman gerekir. (Çünkü vücudun ana mer­kezi olan kalbi en yararlı hale getiren O'dur.)
c) Hz. Allah'ı zikretmek. Çünkü seni, semadaki melekler arasında andıran, yerde de insanlar arasında sevgi ve saygı nuruna kavuşturur.
ç) Allah'ın varlığına delil olan bu kâinatın hakkında derin derin düşünmelisin. Ancak faydalı şeyler için konuşabilirsin. Çünkü senin bunu uygulaman, şeytanı kendinden korumana ve dinin emirlerini yerine getir­mene yardımcı olur.
d) Çok gülmekten sakınınız. Çünkü çok gülmek, kişinin kalbinin öldürdüğü gibi yüzünden iman nurunu da söndürür.
e) (Nasıl gerekirse İslâm uğuruna) cihat edin. Çünkü cihat, ruhban­lık (dünyadan tamamiyle ilgiyi kesip gece gündüz Allah'a ibadet etmek) gibidir.
f) Fakirleri sevin ve onlarla oturup kalkınız. (Çünkü fakirlerle kalkıp oturmak, kişinin kalbini merhametle doldurup yoksul kimselere karşı yar­dım elini uzatmaya yardımcı olur".)
g) (Servet, mal, makam ve rütbe bakımından) kendinden üstün olana değil, aşağı olanlara bak. Çünkü bu, Allah'ın sana verdiği nimetlerin hiçe saymaman gerektiğini gösterir.
h) Senden akrabalık bağlarını koparıp atan akrabalarına sen, gene de iyilik yap. (Çünkü akrabalara iyilik yapmak, kişinin ömrünü uzatır ve akrabalık bağını sağlamlaştırır.)
ı) Aleyhinde acı bile olsa, daima doğruyu konuş.
i) Allah'ın emirlerini yerine getirirken, seni hor görenlerden korkma. Çünkü öz nefsin için bildiğin Allah'ın emirlerine sarılman, sem, bazı kimselerin hoşlanmadığı şeylerden kurtarır.
j) Kişide üç şeyin bulunması kusur bakımından yeterlidir:
I. Kişinin kendi kusurlarını görmeyip başkalarında kusur araması
II. Yaptığından haya etmeyen kimsenin, başkasından haya duyması,
III. Arkadaşlarına eziyet vermesi
Ey Ebazer dinle ki, tedbirden daha iyi bir akıl, kötülüklere de engel olacak Allah'ın azabından daha iyi bir şey yoktur.
k) İyi ahlâktan daha değerli bir servet yoktur.”[450]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sizi ilk önce sahabiyelerime, sonra da onlara tabi olanlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Ondan sonra yeryüzünde birçok yalancılık türeyecektir: Öyle ki, onlar kendilerine yemin edilmesi istenilmede yemin eder, şahitlik yapmaları istenilmeden de şahitlik yaparlar.”
Uyanık olun. Yabancı bir erkek bir kadınla baş başa kaldığı zaman üçüncü olarak aralarına şeytan girer.
Ehlisünnet ve cemaatle biricikte olup onlardan ayrılmayınız. Şeytan, cemaattan ayrılan yalnız kimselerle beraberdir. Çünkü o, iki kişinin ara­sında oluşan beraberlikten bile uzak kalır.
Cennetin ortasında bir yer edinmek isteyen kimse cemaatten ayrıl­masın.
İşlediği iyiliklerime sevinen, kötülüklerine ise üzülen kimse, gerçek mümindir.”[451]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ey imanlı kişi! Gizli veya aşikâr tüm işlerinde Allah'ın tava­lığını (emirlerine itaat, yasaklarından kaçınmayı) sana tavsiye ediyorum.”
Bir kötülük işlediğin zaman, (Allah'ı unutup kollarını sallaya sallaya yürüme. Çünkü onun cezasını çekecek olan sensin. O halde akabinde onu yok eden bir iyilik işle. Hiç kimseden elini uzatıp bir şey dilenme. Kendine güvenin yoksa emanet alma. (Adaletten ayrılmak ihtimali varsa) İki kişinin arasına girip davalarını halletmeye kalkışma.”[452]
Her işin başı, Allah korkusudur. Silâha karşı maddi kalkanlar olduğu gibi, manevi kalkanlar da vardır. Manevi olan kalkan, Allah kor­kusudur. Çünkü Allah korkusunu kalbinde bulunduran kimse, sanki arzu­ladığı kötülüklere karşı memur gibidir. Onu devamlı olarak iyiliklere teş­vik eder. İyiliklere alışmış olan bir kimsenin yolu îman yoludur. İman yo­luna girmiş olan kimseler, cennete girmiş ve Allah'ın cemaline kavuşmuş olurlar.[453]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Faydalı olan iki şey vardır: Allah'ın kelâmı olan Kur'an ve hi­dayet yolu olan İslâm.. Sözlerin en iyisi Allah'ın kelâmı, doğru yolların en iyisi ise Hz. Muhammed'in yoludur.”
Uyanık olunuz! (Benden sonra İslâm memleketinde, dine uymayan) icatlardan kaçınınız. Yeni icat edilmiş (dine aykırı olan) bu şeyler de, bid'atdır. Her bid'at ise bir sapıklıktır. (Yapanı doğru yoldan saptırır.) Bu da sahibini cehenneme götürür.
Uyanık olunuz! Kalbinizi katılaştıracak ve size Allah'ı unutturacak uzun bir ömrünüz olmasın. Dikkatli olun ki, her gelecek yakın sayılır. Uzak olan, gelmeyecek olandır.
Uyanık olun! Sapık olan, daha anasının karnındayken sapık olarak ya­zılmış olandrf. Mutlu kimse, başkasının faydalı nasihatim kabul eden kim­sedir.
Mümiini öldürmek, küfür kadar ağır bir günafdır. Mümine küfür et­mek ise, fasıklıktır. (Doğru yoldan ayrılmakdır.)
Müslümanın din kardeşiyle üç günden fazla dargın kalması... helâl değildir.
Uyanık olun. Yalancılıktan kaçınınız. Çünkü yalancılık, ciddi veya şa­ka olsun, müslümanın ahlâkına yakışmayan bir harekettir. Yalancılığa alışmış olan bir kimse, çocuğuna verdiği sözü bile yerine getiremez. Ya­lancılık, yalan söyleyeni sapıklığa, sapıklık ise kişiyi cehenneme götü­rür.
Doğru konuşmak, sahibini iyi ahlâka, iyi ahlâk ise kişiyi cennete gö­türür. Doğru söyleyenler için “doğru söyledi, doğruyu yaptı” denildiği gi­bi, yalan söyleyenler için de “yalan konuştu, yolunu sapıttı” denilir. Ya­lancılığı meslek edinen kul, Allah'ın nezdinde yalancı diye adlandırılır ve yalancıların kaydına geçirilir.[454]
İçki İçmek
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İçki içip de tövbe etmeyen kimseler, ahiretde (cennetin) meş­rubatından mahrum kalacaklardır.”[340]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İçki içen kimsenin kalbinden iman nuru çıkar.”[341]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sarhoşluk yapan bir maddeyi içen kimsenin Hz. Allah kırk gün­lük namazını kabul etmez.”[342]
İçki içen bir kimsenin kırk günlük namazının kabul olunmama­sının hikmeti, her şey gibi içkinin de kana karışmasındandır. Kırk gün or­da kaldığından vücud pis sayılır. Pis bir vücutla Allah'ın huzurunda dur­mak, doğru olmadığından kırk günlük kıldığı namaz kabul edilmez.[343]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ağız dolusu kadar içki içen bir kimseyi seksen sopa vurarak cezalandırınız.”[344]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Beyaz, kırmızı, siyah ve yeşil olan sarhoşluk yapan her mad­de içkidir.”[345]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) içki gibi şeylerle tedavi olun­mayı yasak kılmıştır.”[346]
Necis olan her maddeyle tedavi olunmak haramdır. Fakat bu pis maddenin yerine geçecek helâl bir madde olmazsa, ancak o zaman hastayı kurtarmak amacıyla tedavi olunabilir.[347]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(İçmek için) içki kadehini eline alan kimsenin kırk gürdük dua­sı kabul olunmaz. (Dünyada iken) içki içmeye devam eden bir kimseye (kıyamet günü) cehennemliklerin vücudundan akan ceraatla karışık bir su içirilecektir.”[348]
İnsan Öldürmek
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yarım bir kelimeyle olsa dahi bir müminin öldürülmesinde yardımcı olan bir kimse, iki gözü arasına “Bu Şahıs Allah'ın Rahme­tinden Umutsuzdur Artık” cümlesi yazılı olduğu halde Allah'ın gazabıyla karşı karşıya gelecektir.”[487]
Bir kimsenin yıllardır malını ortaya koyarak büyük bir uğraşı so­nunda yaptırdığı evini yıkmak veya yıktırmaya kimsenin hekkı olmadığı gibi, Allah'ın kudret ve kuvvetiyle yarattığı imanlı bir kimseyi öldürme­ye de hiç bir kimsenin hakkı yoktur. Hadisin ifade ettiği gibi, insan öldür­mek büyük bir günah olduğu gibi, öldürene silâh, mal veya yarım bir ke­limeyle dahi olsa yardımda bulunan bir kimse, katil eli birlikte, iki göz­leri arasına yazılan -hadisde geçti- bir cümle ile birlikte kıyamet günü Allah'ın huzuruna gelecek ve Allah'ın gazabıyla karşı karşıya olacaklar­dır. Onlar için rahmet ümidi yoktur artık.[488]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Dünyanın yerinden oynaması - Allah'ın nezdinde müslüman bir kimsenin öldürülmesinden daha hafifdir.”[489]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Eğer sema ehli ile yer ehli birleşip bir mümininr öldürülmesin­de ortaklık yapsalardı, Hz. Allah hepsini yüzüstü olarak olarak cehenneme atardı.”[490]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Çocuğunu diri olarak toprağa gömüp öldüren bir kimse, cehen­neme atılarak cezalandırılacaktır.”[491]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Başkasıyla aranda olan düşmanlık nedeniyle) döğüştüğün şah­sın seni öldürmesine karşılık, sen gücün yetiyorsa, öldürmeye değil, öl­dürülmeyi tercih et. Ve yine sen namaz kılanlardan birini öldürmeye te­şebbüs etme.”[492]
Başkasıya aranda bulunan bir düşmanlıktan ötürü, senin hayatı­na gasp eden kimseye, gücün yetiyorsa öldürmeyi değil, öldürülmeyi ter­cih et. Çünkü onu öldürürsen zalim, öldürülürsen mazlum olursun. Hz. Al­lah zalimlerin değil, mazlumun yanında olur. Ve O, adaleti gereğin ve maz­lumun mutlaka intikamını alır.[493]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Devletle vergi vererek anlaşan ve hiç bir ihanette bulunma­mış ehli kitaplardan birisini öldüren bir kimse, kırk senelik bir mesafeden bile gelen cennet kokusundan mahrum kalacaktır.”[494]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bir mümini öldürdükten sonra zevk duyan bir kimsenin Hz. Allah, tövbesini ve işlediği iyiliklerini kabul etmez.”[495]
8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kim, güvenlik verdiği ehli kitapdan olan bir kimseyi (güven­lik anlaşmasını bozup hileyle) öldürürse, maktul ıkâfir 'bile olsa, katilinden beriyim.”[496]
9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Rabbim olan Hz. Allah, bizimle anlaşmış olan ehli kitaplardan birisine zulüm etmemi yasaklamıştır.”[497]
İnsan Ve Hayvana Merhamet
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Derdini anlatmaktan aciz olan) hayvanlara karşı Allah’dan korkunuz. Onlara sağlıklı olarak bininiz ve onları sağlıklı olarak yiyiniz.”[660]
Acılarını ve yorgunluklarını dile getirme kudretinden mahrum olan hayvanlara karşı gereken ihtimamın verilmesi, onların semiz ve sağlıklı bir şekilde tutlması, aslında insanların kendi menfaat ve sağlıkları icabıdır. Burada her ne kadar binek hayvanları kastedîlmişse de, eti için beslenen hayvanlar da bu hükme dahildir.[661]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kölelerinizi kayırınız; kölelerinizi kayırınız! Onlara yediklerinden yedirip giydiklerinizden giydiriniz. Bir suç işlerse ve siz de o suçu bağışlamak istemezseniz, ey Allah'ın kulları; onları satıp işkence etmeyiniz.”[662]
Bütün varlıkların Allah'ı zikredip tesbih ettiği, Kuran-ı Kerim İsrâ sûresinin 44. ayetinde belirtilmiştir. Hayvan zikir halinde olduğu halde üstündeki gafil bulunursa, hayvanın zikrinin üstündeki gafilin gafletinden hayırlı olduğunda şüphe yoktur.[663]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bu hayvanlara sağlıklı olarak binin ve onları sağlıklı olarak bakınız. Yollarda, çarşı ve pazarlardaki konuşmalarınızda onları iskemle gibi kullanmayınız. Nice binekler vardır ki; binicisinden daha hayırlı ve Yüce Allah'ı daha çok zikredendir.”[664]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Koyuna merhamet ederseniz, Allah da sana merhamet eder.”[665]
Bu hadisin söyleniş sebebi şudur:
Muavîye El-Müzenî'nin babası Kurre, sevgili peygamber efendimize:
“Ben koyununu kesmek için alıyorum. Ona ne diye merhamet edeyim.” dediğinde Resulüllah efendimiz bu hadisi şerifi buyurdular.
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Hiç şüphesiz) Allah müsamahakârdır. Bu yüzden yumuşak huyluları sever. Sert huylulara vermediği sevabı yumuşak huylu olan kimselere verir.”[666]
Sertliğin arandığı ve mükâfat gördüğü yerler vardır. Özellikle firlere karşı savaş meydanında yapılan sertlik matluptur. Ancak Rabbımizin yumuşaklığa karşı verdiği sevap, matlup olan sertliğe verdiği sevap üstündür.[667]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Cenâb-ı Allah, her hususta iyi davranmayı farz kılmıştır. Kısas-olarak öldüreceğiniz zaman en iyi (acı vermeyecek nedeni) bir şekilde öldürünüz. Ve hayvan keseceğiniz zaman da, kesmenin usul ve şartlarına ria­yet ederek ıkesin. Hayvana eziyet vermekten kaçının.”[668]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Allah-u Teâla çaresiz kimselerin kayrılmasını sever.”[669]
8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İki oğlan çocuğuna merhameti yüzünden Yüce Allah, o kadına rahmet etti.”[670]
Bu hadisin sebebi: Kadının biri, beraberinde iki oğlan çocuğu halde sevgili peygamber efendimizin yanına geldi. Peygamber efendimizin kadına üç hurma verdi. Kadın çocuklarına birer hurma verdi. Onlar hurma­larını yedikten sonra gözlerini annelerine diktiler. Bunun üzerine anne, ken­di hurmasını da ikiye bölerek onlara verdi. Resulüllah efendimiz: “İki oğ­lan çocuğuna olan merhameti yüzünden Allah da o kadını rahmet etti.” diye buyurdular.[671]
9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Peygamberlerden birini bir karınca ısırdı. Bunun üzerine pey­gamberin emri ile o karınca yuvası yakıldı. Cenâb-ı Allah, o peygambere şöyle vahyetti (bildirdi): “Allahı tesbih eden ümmetlerden (topluluklardan) birini yaktın.”[672]
Kainattaki tüm varlıklar, Allah'ı tesbih ederek zikrederler. Bu yüz­den bir hayvan öldürmek veya bir hayvan topluluğunu yok etmek, bir ümme­ti ortadan kaldırmak olur.[673]
10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kesilecek kuşa bile merhamet eden kimseye, Hz. Allah kıyamet günü rahmet eder.”[674]
Kesilecek hayvana yapılacak olan merhamet, onu canını fazla yakmadan en rahat bir şekilde kesmektir. Nitekim bu husus, bu bölümün 6. hadisinde açıkça ifade edilmiştir.[675]
11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Merhamet etmeyen rahmet olunmaz.”[676]
Burada tümlecin anılmasından, yani merhametin kimlere yapılı cağının belirtilmiş olmasından umum manası anlaşılmaktadır. Bu durunu) bütün insan ve hayvanlara merhamet etmeyen rahmet görmeyecektir.[677]
12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yeryüzündekilere merhamet etmeyene gökteki de merhamet etmez.”[678]
“Men”, Arap dilinde umum ifade eden lafızlardan olduğundaı “gökteki” yerine “göktekiler” diye ifade edebiliriz. Bu durumda gökteki melekler kastedilmiş olur. Ancak biz, birinci tercüme şekilini tercih ediyoruz. Bunda Yüce Allah'a mekan izafe etmek durumu yoktur. Çünkü Ez, Zâriyi sûresinin 22. ayetinde “rızkınız ve size vadedîlenler göktedir.” buyrulmuştur. Ki; “gökteki” tabirinden Yüce Allah'ın emir ve fermam kasdedilmiş olur.
13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Merhamet etmeyene rahmet olunmaz, ba tövbe etmeyen de affedilmez.”[679]
14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İnsanlara teşekkür etmeyen kimsenin Alllah da şükrünü kabul buyurmaz.”[680]
15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Cenâb-ıAllah tarafından, insanlara karşı kalbine merhamet koyulımamış olan kul, dünya ve ahiret hayırlarından mahrum ve hüsranda kalmıştır.”[681]
16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Cenâb-ı Allah, yüz tane rahmet yaratmıştır. Bu yüz rahmetten birini mahlukatın arasına koydu ki, mahlukat bu tek rahmetle birbirlerine merhamet etmektedirler. Doksan dokuzunu ise kendi katında sakladı.”[682]
İnsanların birbirine, zenginin fakire, annenin çocuklarıma ve gü lülerîn zayıflara merhameti, bir bir tek rahmet ile vuku bulmaktadır. Bu bir rahmetin kapsadığı alan bu derece geniş olursa, Cenâb-ı Allah'ın alanın büyüklüğünü düşününüz...[683]
17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kadının biri, bir kedi yüzünden cehenneme girdi. Kediyi bağlayıp ona bir şey yedirmediği gibi yeryüzünün böceklerini yeme isteğinden de nahrum bıraktı. Nitekim kedi bağlı olarak açlıktan öldü.”[684]
18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Rahım (hısımlık), arşa asılıdır (yüksek mevki ve değerdedir) ve şöyle dua eder:
“Her kim teni kavuşturursa Allah’ da onu rahmetine kavuştursun ve her kim beni keserse (benden el çekerse) Allah da onu rahmetinden -mahrum et­sin.”[685]
19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Rüzgâr, Allah'ın emir ve fermanıdır. Rahmet de getirir, azap da. Bu yüzden rüzgârı gördüğünüz zaman ona sövüp saymayınız. Yüce Allah'dan rüzgârın iyiliğini isteyip onun kötülüğünden Cenâb-ı Allah'a sığınınız.”[686]
20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Rabbimiz, kulların ümitsizliğe düşmelerine ve kendinden başkasının onlara yakınlığına -güldü (yadırgadı).”[687]
Kulların Yüce Allah'ın rahmetinden ümit kesmeleri ve O'ndan başkasından medet ummaları gerçekten şaşılacak şeydir. Bütün varlıkların ve güçlerin kaynağı O'dur. O'ndan başkasına dayanan, ancak hüsran içinde­dir.[688]
21- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
Merhamet edenlere Allah-u Teâla Hazretleri rahmet eder. Yerdekilere rahmet ediniz ki, gökteki de size rahmet etsinler. Rahim (hısım­lık) - Rahman'ın bir koludur. Her kim onu kavuşturursa Allah da o kişiyi rah­metine kavuşturur. Ve her kim onu koparırsa Allah da onu rahmetinden mah­rum eyler.”[689]
22- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hararetli (susuz) ciğerde (onu sulayan için) sevap vardır.”[690]
23- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bir ölünün kemiğini kırmak, günah bakımından dirinin kemiğini kırmak gibidir.”[691]
24- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Her kimin küçük “yaşta çocuğu varsa onunla çocuk olsun (Onunla oynasın ve onu eğlendirsin.)”[692]
25- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Temiz (merhametli) kalbi olan kimseye Yüce Allah merhametli davranır.”[693]
26- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Her kim haksız (boş) yere bir serçe öldürürse, Cenâ'b-ı Allah kıyamet gününde onun hesabını (kendisine soracaktır.”[694]
Bu hadisin temamı şöyledir:
“Ey Allah'ın Resulü” denildi. “Serçe kuşunun hakkı nedir?” Sevgili Peygamber efendimiz:
“Onu kesip yemen ve başını koparmamandır.” diye buyurdu. Kuşun başı elle kopartılmamalı, keskin bir aletle kesilmelidir. Kuşları avlamakta ve şeriatın ön gördüğü şekilde kesmekte beis yoktur.[695]
27- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Merhamet, ancak bedbahtın yüreğinden çekip alınır.”[696]
28- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Cennete ancalk merhametli olan girer.”[697]
29- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Yürekleri kuşların yürekleri gibi olan kavimler cennete gireceklerdir.”[698]
Bu hadîste, yürekleri Allah korkusundan, kuş gibi titreyen kişiler kastedilmektedir.[699]
30- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bir hastayı ziyeret eden bir kimse rahmetin içine girmiş olur. Hastanın yanında oturduğu zaman, rahmet kendisini kaplamaktadır.”[700]
31- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Kocasının vefatından sonra) çocuklarının evine bağlı o kadın cennette benimle beraberdir.”[701]
32- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hayvanın sırtındakiler Mel'undur.”[702]
Hadisin sebebi: Resulüllah efendimiz, üç kişinin bir deveye bin­diklerini görünce:
“Lanet, Allah'ın rahmetinden uzak kalmak demektir. On­lar, bindikleri hayvana merhamet etmediklerinden kendileri de Allah'ın rah­metinden uzak kalmışlardır.” diye buyurdular. Bu hadisten anlaşılan mana şudur: Hayvana gücünden fazla yük yüklemek caiz değildir. Ancak taşıyabi­lecek güçte ise iki veya daha fazla kişinin bir hayvana binmesinde bazıları­na göre beis yoktur.[703]

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...