15 Şubat 2012

ESMA'ÜL HÜSNA EL-KAHHAR C.C.

El-Kahhâr (c.c.)

(Her şeye,her istediğini yapacak sûrette gâlib ve hâkim.)

    İsm-i şerîf kahr'dandır. Kahr, bir şeye onu hor, hakîr veya mahv ve helâk edebilecek sûrette gâlib olmaktır. Allahu teâlâ Kahhâr'dır, her veçhile üstün ve dâimâ gâliptir. Kuvvet ve kudretiyle her şeyi içinden ve dışından kuşatmıştır. Hiçbir şey O'nun bu ihâtasından dışarı çıkamaz. O'na karşı her şeyin boynu büküktür. Kahrına yerler, gökler dayanmaz. Kahrı ile nice ümmetleri ve milletleri mahv ve perîşan etmiştir.
    Kahr ve Iûtf: Kahrın zıddı lûtufdur. Lûtuf, iyi muâmele ile birinin gönlünü hoş etmek demektir. Allah'ın kahrı da vardır, lûtfu da vardır. Yâni Allah, lûtfu için de, kahrı için de sebepler, vâsıtalar yaratmıştır. Meselâ îmân ve irfan, adâlet, doğruluk, hayır severlik ve bütün güzel huylar Allah'ın lûtfuna ulaştıran vâsıtalardır. Küfür, şirk, isyan, bilgisizlik, zulüm, yalancılık ve bütün kötü huylar da kahrına çarptıran sebeplerdir.
           
KULLARA GEREKEN:
 Allah'ın kahrından sakınmalı, lûtfunu istemeli. Allah lûtfunun da, kahrının da sebeplerini bildirecek kitaplar ve
bunları öğretecek mürşitler ihsan buyurduğu gibi, insanlara bu hakikatleri sezip anlayacak bilgi cihâzı da bağışlamış ve sonra lûtfu ile kahrından herhangi birini istemek üzere onları serbest bırakmıştır. İnsanlar dünyaya gelir, büyür, reşit olur. Derken bakarsın Allah'ın verdiği serbestliğe binâen iki sınıfa ayrılıverir: Biri lûtufunun sebeplerinden, öteki kahrının sebeplerinden hoşlanır. Her biri kendi zevkina göre arkadaş da bulur, beğendiği yolda yol alır ve bu uğurda ömrünün günlerini, saatlerini tüketir gider. Böyle yapmakla evvelki sınıf hal diliyle: Yâ Rab! Bizi lûtfuna erdir!. Öbürleri de yine hal diliyle: Yâ Rab! Bizi kahrına çarptır! demiş olurlar ve bir gün gelir, her sınıf istediğini bulur. Allah'ın kahrından yine Allah'a sığınırız.
Ali Osman Tatlısu

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...